Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Komşuluk hukukunun öngördüğü sınırları aşan kullanım halinin saptanması halinde ise, mahkemece kurulacak hükümde zararlı davranışın giderim şeklinin ve taraf yükümlülüklerinin açıkça gösterilmesi zorunludur. " Dava, komşuluk hukukuna dayalı elatmanın önlenmesi, kal istemlerine ilişkindir. Davacı vekili, 3533 ada 15 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, bu taşınmaza davalı tarafından yapılan kaçak yapı ile davacının maddi ve manevi zarara uğradığını, kaçak imalatın 37 kapı numaralı evin manzara ve hava ile rüzgarına engel olduğunu, davacı taşınmazının değer kaybına uğradığını belirterek, davalının el atmasının önlenmesine ve kaçak binanın yıkılarak eski hale getirilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, davacının dava açmakta hukuki yararının ve dava ehliyetinin olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 15.06.2012 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukundan kaynaklı maddi ve manevi tazminat talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabul kısmen reddine, manevi tazminat talebinin reddine dair verilen 13.04.2017 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ile davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, komşuluk hukukuna aykırılık nedeniyle maddi ve manevi tazminat isteklerine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkilinin 580 ada 8 parselde kayıtlı olan binanın sahibi olduğunu, bitişik olan 580 ada 7 parsel üzerinde yapılan binanın müteahhitini devamlı uyarmasına rağmen yapılan inşaatın müvekkilin binasına zarar verdiğini, bu zararın ......

      Davacıya ait bulunan taşınmazda davalının eylemi nedeniyle uğranılan zararın giderimi talep edilmiş; mahkemece, eski hale getirme bedeli, çıkarıtılan taş bedeli ve ürün kaybından doğan zararlar hüküm altına alınmıştır. Taşınmazın eski hale getirilmesinden kaynaklanan zararın kapsamı içerisinde, çıkartılan taş nedeniyle doğan zarar da mevcut bulunmaktadır. Kural olarak, gerçek zarar hüküm altına alınmalıdır. (BK m.42). Bu da, zararlandırıcı eylemden önceki durum ile sonrası arasındaki farktan ibarettir. Şu durumda, eski hale getirme bedeli dışında, ayrıca taş çıkartılmasından doğan zarara hükmedilemez. Karar, bu bakımdan yerinde görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenle BOZULMASINA; öteki temyiz itirazlarının ise (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 30/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Dosya kapsamından hükme esas alınan bilirkişi raporlarında, eski hale getirme bedelinin hesaplandığı ve mahkemece belirlenen bu miktara hükmedildiği anlaşılmaktadır. Tazminat sorumluluğunun kapsamı, gerçek zarar ile sınırlı olup; zarar da, haksız eylemden önceki ve sonraki durum arasındaki farktan ibarettir. Eski hale getirme istemi ile açılan davalarda hem taşınmazın eski hale getirme bedelinin hem de taşınmazın sürüm değerinin belirlenmesi ve az olan miktara hükmedilmesi gerekir. Dava konusu olayda, taşınmazın aynına zarar verilmiş olup; zarar miktarının, taşınmazların sürüm (rayiç) değerini geçmemesi gerekir....

          O halde, davalı, paydaş olduğu taşınmazın niteliğini değiştirecek işlem yapamaz, ancak oybirliği ile mümkündür. Diğer yandan, paylı mülkiyette paydaşlardan birisi taşınmazın korunması ilişkin davaları da açabilir. Buna göre, davacının dava dilekçesinde talebi taşınmazın binanın statik açıdan riski hale getirildiği iddiasıyla eski hale getirilmesi olup, davanın niteliği itibariyle paya bölünerek eski hale getirme mümkün değildir. Tüm bu açıklamalara göre, mahkemece, davacının eski hale getirme talebine yönelik davalı tarafından taşınmazın eski hale getirilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir....

            İlçesindeki taşınmazdan davalı tarafından değişik zamanlarda müvekkillerinin rızası olmaksızın toprak alındığını, davalının alınan malzemeyi ...-... karayolu yapımı çalışmasında kullandığını belirterek, alınan malzeme bedeli ile taşınmazın eski hale getirme masraflarının tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, bilirkişi raporu benimsenerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Tazminat sorumluluğunun kapsamı, gerçek zarar ile sınırlı olup; zarar da, haksız eylemden önceki ve sonraki durum arasındaki farktan ibarettir. Gerçek zararın giderilmesi ilkesi çerçevesinde eski hale getirme bedeli istenebilir. Ancak yine aynı ilke çerçevesinde taşınmazın sürüm değeri de göz önünde tutulmalıdır. Dairemizin yerleşik uygulamalarına göre, eski hale getirme bedeli taşınmazın olay tarihindeki gerçek değerinin üzerinde ise eski hale getirme bedeline değil, gerçek değere hükmedilmesi gerekir....

              DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Turhal 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/144 esas, 2021/613 karar sayılı dava dosyasında verilen müdahalenin meni, kal, eski hale getirme ve ecrimisil (komşuluk hukukundan kaynaklanan) talebinin kısmen kabulüne karşı, davalı T4 vekili tarafından istinaf yoluna başvurması üzerine, dosyanın yapılan inceleme sonucunda; İddia ve savunmaya mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre; İstinaf incelemesine konu ve esas teşkil eden eldeki dava; müdahalenin meni, kal, eski hale getirme ve ecrimisil (komşuluk hukukundan kaynaklanan) istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılıp bitirilen yargılama sonucunda, "......

              Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez. Mahkemece yapılacak araştırmalarda somut olayın özelliği, komşu taşınmazların yerleri, nitelikleri, konumları, kullanma amaçları göz önünde tutularak, normal bir insanın hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşan bir elatmanın bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ -KARAR- Dava, sulh hukuk mahkemesinden verilen komşuluk hukukuna aykırı elatmanın önlenmesi, ve eski hale getirme ve tazminat isteğine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 14.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 24.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar tarafından, davalı aleyhine 19.09.2013 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat (komşuluk hukukundan kaynaklanan) talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 11.12.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davacılar vekili, davacıların mülkiyetinde bulunan ... İli, Merkez İlçesi, 2865 ada 7 parsel sayılı taşınmazda bulunan bahçe duvarı ve ambarın, davalı taşınmazındaki hafriyat ve inşaat çalışması nedeniyle zarar görüp kısmen yıkıldığını iddia ederek maddi tazminat talep etmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu