Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 12/01/2016 gününde verilen dilekçe ile eski hale getirme, olmadığı takdirde maddi tazminat ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28/06/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın komşuluk hukukuna ilişkin bulunmasına göre, sehven Dairemize gönderildiği anlaşılan dosyanın temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 14. Hukuk Dairesine aittir. Dosyanın görevli Yargıtay 14....

    Davalının tamirat süresince oluşacak kira kaybı nedeniyle hükmedilen tazminata yönelik temyiz itirazlarına gelince; Davacı tarafından hor kullanma tazminatı ve eski hale getirme tazminatına yönelik açılan davada mahkemece dairemiz bozma ilamı doğrultusunda davacının eski hale getirme bedelini talep edemeyeceğinden bahisle masraflardan hangilerinin hor kullanmaya hangilerinin eski hale getirilmesine yönelik olduğuna ilişkin 14.07.2011 tarihli bilirkişi raporu alınmış, bilirkişi raporunda hor kullanmadan kaynaklanan zararları ve eski hale getirme niteliğinde olan işler ile bedellerini belirledikten sonra, hor kullanmadan kaynaklanan zararlar nedeniyle kira kaybının 15 gün, eski hale getirilme işleri nedeniyle kira kaybının 5 gün olduğuna ilişkin kanaatini bildirmiştir. Mahkemece bilirkişi raporu hüküm vermeye yeterli görülerek hükme esas alınmıştır....

      Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise, taşınmazın kullanılamamasından kaynaklanan zararın yanı sıra eski hale getirme bedeli de hesaplanmış ve mahkemece, eski hale getirme bedeline ilişkin zarar da hüküm altına alınmıştır. Hakim, talep ile bağlı olup; fazlasına hükmedemez.(HUMK.m.74). Bu kural, zarar kalemleri bakımından da geçerlidir ve her zarar kalemi ayrı bir dava (istem) niteliğindedir. Davacının eski hale getirme ile ilgili istemi bulunmadığına göre, bu zarar kaleminin de hüküm altına alınması bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenle davalı .... Şti. yararına, yukarıda (3) sayılı bentte gösterilen nedenle davalı ... yararına BOZULMASINA; davacının tüm, davalıların öteki temyiz itirazlarının ise (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle reddine ve temyiz eden davalılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 18/11/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        yapılmış ise de; bugüne kadar olumlu bir gelişme olmadığını, davalının gerek çaplı taşınmaza tecavüzü, gerekse komşuluk hukukuna aykırı olarak tahammül edilemez şekilde yapmış olduğu müdahalenin ortadan kaldırılmasına, eltamanın önlenmesine, yıkama ve komşuluk hukukuna aykırılığının giderilmesine, ayrıca davalının yola yaptığı müdahalenin de önlenmesine karar verilmesi gerektiğini, davacı müvekkiline ait Sinop ili Merkez İlçesi Kabalı Köyü Köyiçi mevkinde kain tapunun 13 pafta 1233 parselinde kayıtlı çaplı taşınmaza ve ayrıca taşınmazlar arasındaki yola öncelikle davalı tarafından vaki elatmanın önlemesine, eski hale iade ve yıkıma, olmadığı takdirde komşuluk hukukuna aykırılığın giderilmesine ve eski hale iade ile yıkıma, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerine tahmiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir....

        Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi ve aynı konuya ilişkin tazminat davasını etkilemez. Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; davalının madencilik faaliyetleri nedeni ile söz konusu derede davacıların taşınmazlarında zarar oluşturacak şekilde bir kirlenme meydana gelip gelmediği ve davacıların taşınmazlarını etkileyip etkilemediği araştırılmamıştır....

          Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez....

            Gerçek zararın giderilmesi ilkesi cerçevesinde eski hale getirme bedeli istenilebilir. Ancak yine aynı ilke cercevesinde taşınmazın sürüm değeri de göz önünde tutulmalıdır. Dairemizin yerleşik uygulamalarına göre, eski hale getirme bedeli taşınmazın gerçek değerinin üzerinde ise eski hale getirme bedeline değil, gerçek değere hükmedilmesi gerekir. Mahkemece dava konusu taşınmazın alınan bilirkişi raporuna göre hesaplanan eski hale getirme bedeline hükmedilmiş, zarar gören taşınmazın sürüm (rayiç) değeri belirlenmemiştir. Oysa, zarar gören taşınmazın sürüm (rayiç) değerinin de belirlenerek açıklanan yerleşik Daire uygulamamız kapsamında değerlendirme yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile karar verilmesi doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir....

              eski hale getirme bedeli olan 1.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini Mahkemeden talep etmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından davalılar aleyhine 13.02.2012 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda davanın reddine dair verilen 27.11.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi ve kal ile kadastrol yola ve suya elatmanın önlenmesi istemlerine ilişkindir. Davacı, davalı ...'un yola taşkın şekilde inşa ettiği tuvalet olarak kullanılan yapının kali suretiyle yola elatmanın önlenmesini,tuvalet atık sularının yola ve devamında kendi parseline bırakıldığını, ürünlerinin zarar gördüğünü de belirterek komşuluk hukukuna aykırı davranışın giderilmesini, diğer davalı ...'...

                Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup - olmaması, kasıtlı hareket edip - etmemesi; elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasındaki illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez. Komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat davalarında öncelikle davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunup - bulunmadığının tespit edilmesinden sonra varsa davacının uğramış olduğu zararın miktarının bilirkişi aracılığı ile tespit edilmesi, tazminatın bu zarara göre tayin ve takdir edilmesi gerekir. Hemen belirtmek gerekir ki, tazminat miktarı hiçbir zaman zararı aşamaz....

                UYAP Entegrasyonu