"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:SULH HUKUK MAHKEMESİ Dava dilekçesinde 1.311,91 TL ıslahen 1.800,00 TL'nin istirdatı faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Davacı, davalı kardeşinin kullandığı banka kredisinin teminatı olarak dava dışı bankaya taşınmazını ipotek verdiğini, davalının bankaya olan borcunu ödememesi üzerine kendisinin ödemek zorunda kaldığını ve ipoteği kaldırttığını, ödediği paranın tahsili amacı ile davalıya karşı icra takibi başlattığını ileri sürerek eldeki davayı açmış; davalı ise savunmasında alınan kredinin davacı ile ortak oldukları dükkanın dekoratif işinde kullanıldığını, kredi taksitlerinin bir kısmını kendisinin ödediğini, bakiye taksitlerin de davalı ve dava dışı diğer kardeşi tarafından ödeneceğini savunarak davanın reddini dilemiş, savunmasını ispat içinde tanık deliline dayanmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 14.06.2006 tarih ve 2006/357-368 sayılı kararında da açıkça belirtildiği gibi bu tür ilişkilerde tarafların kardeş 2010/11443-2011/1369 olmaları hasebiyle HUMK 289.maddesi anlamında karşı tarafın açık muafakatı olmasa dahi olayda tanık dinlenilebilir....
Davalıların görevlerini ihmal ettiklerine ve dava konusu parayı zimmetlerine geçirdiklerine dair herhangi bir delil de bulunmadığı gibi yeni yönetici tarafından ödenen paranın apartmanın ortak kasasından, davalıların da aidat ödemek suretiyle katkıda bulundukları paradan yapıldığına göre; borcun tamamının bu kasadan karşılanmış olması durumunda mahkemece, davanın reddine, aksi takdirde yükleniciye ödenecek bakiye borcun bulunması halinde bunun davacılar da dahil olmak üzere tüm kat maliklerinden tahsili gerektiğinden herbir davalının arsa payları oranında sorumlu oldukları bakiye borç miktarı saptanıp buna hükmedilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. ./.....
A.Ş. unvanlı bir aile şirketi kurduklarını, şirketin fiilen faaliyetini sona erdirmesi nedeni ile şirkete ait bir kısım malzeme ve ekipmanların 30.000 TL bedelle satıldığını, bu paranın tasfiye işlerinde kullanılmasının tüm ortaklarca kabul edildiğini ve bu paranın tasfiye ile yetkilendirilen davalı uhdesinde kaldığını, ancak 2013 yılına kadar tasfiyeye ilişkin bir gelişme olmadığını ileri sürerek, bu tutarın 1/3 hissesi olan 5.505,00 EURO'nun davalıdan 23/02/2007 tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa'nın 4/a maddesinde belirtilen faizi ile birlikte tahsili ile veraset ilamındaki hisseleri oranında müvekkillerine ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur....
Site Yönetiminin müvekkilinden tahsil ettiği aidatların toplamı olan 2.895 TL'yi ne sebeble aldığını kendisine açıklamadığı gerekçesiyle bu miktarın tahsili için site yönetimi aleyhine icra takibi yaptığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek davalı borçlunun itirazının iptalini, takibin devamını, %40 icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesini istemiş, mahkemece davalı tarafın borcu olmadığına ilişkin delil ve belgeleri dosyaya sunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. 634 sayılı Kat Mülkiyeti Yasasının 20. maddesine göre kat maliklerinden her biri aralarında başka türlü anlaşma olmadıkça anataşınmazın bütün ortak yerlerinin bakım, koruma, güçlendirme ve onarım giderleri ile yönetici aylığı gibi diğer giderlere, ortak tesislerin işletme giderlerine ve toplanacak avansa kendi arsa payları oranında katılmakla yükümlüdürler....
Site Yönetiminin müvekkilinden tahsil ettiği aidatların toplamı olan 2.895 TL'yi ne sebeble aldığını kendisine açıklamadığı gerekçesiyle bu miktarın tahsili için site yönetimi aleyhine icra takibi yaptığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek davalı borçlunun itirazının iptalini, takibin devamını, %40 icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesini istemiş, mahkemece davalı tarafın borcu olmadığına ilişkin delil ve belgeleri dosyaya sunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. 634 sayılı Kat Mülkiyeti Yasasının 20. maddesine göre kat maliklerinden her biri aralarında başka türlü anlaşma olmadıkça anataşınmazın bütün ortak yerlerinin bakım, koruma, güçlendirme ve onarım giderleri ile yönetici aylığı gibi diğer giderlere, ortak tesislerin işletme giderlerine ve toplanacak avansa kendi arsa payları oranında katılmakla yükümlüdürler....
Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 18.maddesinde "Kat malikleri, gerek bağımsız bölümlerini, gerek eklentileri ve ortak yerleri kullanırken doğruluk kaidelerine uymak, özellikle birbirini rahatsız etmemek, birbirinin haklarını çiğnememek ve yönetim planı hükümlerine uymakla, karşılıklı olarak yükümlüdürler." düzenlemesi bulunmaktadır. Bu düzenleme ile benimsenen ortak yerlerin kullanımında rahatsız etmeme yükümlülüğü yönetim için de geçerli olup, kat malikleri site yönetiminin ortak alanlardaki eylemi nedeniyle oluşan rahatsızlığın giderilmesini her zaman talep edebilirler. Mahkemece mahallinde keşif yapılmış ve rahatsızlık oluşup oluşmadığı hususunda bilirkişi raporu alınmıştır....
Şubesi'nde 398458 nolu ve 587304 nolu iki adet ortak hesap açtıklarını, davalının işbu hesaplardan fazla miktarda paralar çektiğini tespit ettiklerini, bu paranın 1/2'sinin davacıya ait olması gerektiği gerekçesiyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla, şimdilik 50.000,00 TL'nin ortak hesaplardan çekilme tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; 24/12/2012 tarihli ıslah dilekçesi dava değerini miktarı 290.000,00 TL'ye yükseltmiştir. Davalı vekili; müvekkili ile davacının doktor olduklarını, birlikte M. Tıp Polikliniği'ni işlettiklerini, 398458 ve 587304 nolu hesabın M.Tıp ile ilgili açılan ortak hesaplar olduğunu ve S.Klima şirketiyle ilgisi bulunmadığını, hesaptan çekilen paraların ortak giderlere harcandığını savunarak davanın reddini istemiş, cevap dilekçesini ıslah ederek zamanaşımı definde bulunmuştur....
Sayılı 17.02.2020 tarihli emsal kararında (EK-1) da "uyuşmazlık, verilen paranın tahsili ve ortak olmadığının tespiti olmak üzere iki ayrı dava içermektedir. Konusu bir miktar paranın ödenmesi olan tahsil davası arabuluculuğa tabi ise de, geçerli bir ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespitine ilişkin dava, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan bir alacak ya da tazminat davası olmadığından arabuluculuğa tabi değildir. Bu durumda, arabuluculuğa tabi olmayan bir dava ile birlikte açılan tahsil davası da arabuluculuk dava şartına tabi olmayacağından aksi yöndeki mahkeme gerekçesi isabetli görülmemiştir."...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Dava, müşterek hesapta bulunan paranın tamamının davalı tarafından çekildiği ileri sürülerek paranın tahsili için açılan alacak istemine ilişkindir....