Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hükme karşı, davacı erkek tarafından kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri ve nafakalar; davalı kadın tarafından kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar, nafaka miktarları, velayet, kişisel ilişki ve yargılama giderleri ile vekalet ücreti yönünden temyiz kanun yoluna başvurulmuştur. Mahkeme kararında, davacı erkeğin eşine psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığı, ilgisiz olduğu, onu yalnız bıraktığı; davalı kadının da sadakatsiz davranarak eşini aldattığı belirtilerek boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğuna hükmedilmiştir. Davalı kadın tanıklarının beyanları kadından duyuma dayalı, soyut, zamanı belli olmayan ve sebep ve saiki açıklanmayan inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibaret olup, erkeğin kusuru kanıtlanmamıştır. Bu itibarla, boşanmaya sebebiyet veren ve gerçekleşen olaylarda eşine sadakatsiz davranarak onu aldatan kadının tam kusurlu olduğunun kabulü gerekir....

    Çocuk, kendisini ilgilendiren bir davada, kişisel ilişki kurulmasının ve sürdürülmesinin kendisi için taşıdığı önem hakkında yeterince bilgilendirilmeden beyan ettiği görüş, tek başına hükme esas alınamaz. Dosyada, babayla çocukların kişisel ilişkisine engel olunmasının, çocukların yüksek yararına olduğuna ilişkin bir sebep ve olgu bulunmadığına göre, babaya çocuklarıyla uygun süreli kişisel ilişki kurma ve sürdürme hakkı tanınmalıdır. Hükmün bu sebeple bozulması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluk görüşüne katılamıyorum.06.10.2015...

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle velayeti anneye bırakılan küçüğün yaşı nazara alınarak baba ile kişisel ilişki kurulduğunun anlaşılmasına ve kurulan kişisel ilişkinin şartların değişmesi halinde her zaman yeniden düzenlenmesinin istenmesinin mümkün bulunmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 103.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından; tamamına yönelik olarak, davacı kadın taralından ise; kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatların miktarı ve kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin tüm, davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Velayet ve kişisel ilişki düzenlemesi kamu düzeni ile ilgili olup, aslolan çocuğun yüksek yararına bedensel ve zihinsel gelişimini sağlamaya en uygun çözüme ulaşmaktır....

          İlk derece mahkemesince 31/12/2019 tarihinde verilen kararda her ne kadar boşanma ve ferileri ile çocuğun velayeti, yargılama gideri, vekalet ücretleri ile ilgili hüküm kurulmuş ise de, bu hususlarda daha önce verilen kararın Yargıtay incelemesinden de geçerek onanması suretiyle kesinleşmiş olması nedeniyle yeniden hüküm kurulmasının usul ve yasaya uygun olmadığı, bozma konusu yapılan maddi tazminat ile ilgili hüküm kurulması gerekirken her iki tarafın tüm dava ve talepleri hakkında yeniden hüküm kurulduğu anlaşılmakla, ilk derece mahkemesinin boşanma, velayet, kişisel ilişki ve boşanmanın ferilerine, yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin tüm hükümlerinin kaldırılmasına, yerine daha önce hükmedilen boşanma, velayet, kişisel ilişki, kadın lehine manevi tazminat takdiri, davalı-davacı erkeğin nafaka ve tazminat taleplerinin reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretleri kesinleştiğinden bu konularda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....

          Bahsi geçen bu ilkeler velayet tarafına verilmemiş olan ebeveyn ile çocuk arasında kurulacak olan kişisel ilişki süresinin belirlenmesinde de geçerli olacaktır. Tarafların müşterek çocukları Almila 05/06/2018 doğumludur. Müşterek çocuğun yaşı itibariyle anne bakım ve şefkatine ihtiyacı vardır. Tarafların ve yakınlarının çocuğa yönelik ihmal, istismar ve kötü bir muamelelerine rastlanmamıştır. Alınan sosyal inceleme raporları gözetildiğinde çocuğun velayetinin davalı anneye verilmesi çocuğun menfaatinedir. Ayrıca müşterek çocuk ile davacı baba arasında kurulmuş olan kişisel ilişkinin süresininde çocuğun üstün yararına uygun olduğu, baba-kız ilişkisinin yaşanabilmesine yeter ve doyurucu miktarda olduğu görülmüştür. İlk derece mahkemesinin gerek velayete gerekse kişisel ilişki düzenlemesine ilişkin kararında isabetsizlik bulunmamaktadır....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava velayet değişikliği, iştirak nafakasının kaldırılması ve lehe iştirak nafakasına hükmedilmesi isteminden ibarettir. İlk derece mahkemesince velayet değişikliğine ve iştirak nafakasının kaldırılmasına yönelik verilen karar istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir. Velayeti davacıya verilen müşterek çocuklar lehine hükmedilen aylık 250 TL iştirak nafakasına yönelik olarak ise davalı yan istinaf başvurusunda bulunmuştur. İstinafa konu edilen iştirak nafakası velayet değişikliğinin ferisi mahiyetindedir. Yargıtay HGK'nın 06/04/2005 tarih ve 2005/3- 169 Esas-235 karar sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltme incelemelerinde yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Davacı tarafından aylık 500 TL iştirak nafakası talep edilmiş, mahkeme tarafından aylık 250 TL iştirak nafakasına hükmedilmiş, karar davalı tarafından istinaf edilmiştir....

          TMK.182/2 maddesine göre " velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişki düzenlenmesinde çocuğun özellikle sağlık eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur. Bu eş çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır." Aynı yasanın 328/1 maddesine göre de; " ana ve babanın bakım borcu çocuğun ergin olmasına kadar devam eder.Nafaka miktarı çocuğun ihtiyaçları ile anne ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de göz önünde bulundurulur." (TMK....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından; kişisel ilişkinin yatılı olması yönünden, davalı kadın tarafından ise; kusur belirlemesi, velayet, kişisel ilişki ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ait temyiz itirazlarının incelenmesi artık mümkün bulunmamasına göre davalı kadının kişisel ilişki dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Tarafların kişisel ilişkiye yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Mahkemece kısa karar ve buna uygun düzenlenen gerekçeli kararda ortak çocuklar ile anne arasında yatılı kişisel ilişki kurulmasına karar verildiği halde, gerekçede yatılı olmayacak şekilde kişisel...

            C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen son kararı ile; aradan geçen zamanla ortak çocuğun 6 yaş daha büyüdüğü, boşanma kararında takdir edilen kişisel ilişki zamanının yetersiz kaldığı, baba ile ortak çocuk arasında olan kişisel ilişki zamanın artmasının müşterek çocuğun ... yararına olacağı gerekçesi ile; davacı-davalının kişisel ilişkinin, yeniden düzenlenmesi davasının kabulüne kişisel ilişkinin, her ayın 1. ve 3 hafta sonu cumartesi saat 09:00 ile pazar günü saat 17:00 arası, dini bayramların 2. günleri saat 09:00 ile saat 17:00 arası, babalar günü saat 09:00 ile saat 17:00 arası babaya teslim edilmek sureti ile annenin açtığı davada baba ile müşterek çocuk arasındaki kişisel ilişkinin kaldırılması, sınırlardırılması talebinin ise reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....

              UYAP Entegrasyonu