Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

sayılı ilamı ile davacı ve davalının anlaşmalı olarak boşandıkları, müşterek küçük T3 velayet hakkının davalı babaya verildiği ve kararın 13.09.2019 tarihinde istinaf edilmeden kesinleştiği anlaşılmıştır. Müşterek küçüğe ait Nüfus kayıt örneği incelendiğinde 16.09.2013 doğumlu olduğu anlaşılmıştır. Davacı, davalı ve müşterek çocukla görüşmek suretiyle düzenlenen sosyal inceleme raporunda nihai olarak, çocuğun velayet hakkının anneye verilmesi ve baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kururlmasının yararlı olacağı yönünde rapor tanzim edilmiştir. Her ne kadar davalı tarafça rapora itiraz edilmişse de raporun usulüne uygun olarak düzenlendiği değerlendirilmiştir. Mahkememizce pedegog bilirkişi refakatinde çocuğun konuya ilişkin bizzat beyanı alınmış ve çocuk mahkememizde annesiyle birlikte kalmak istediği yönünde beyanda bulunmuştur....

(HMK m.362/1-ç).Açıklanan sebeple davacı annenin velayet davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Davalının kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının temyiz itirazları yersizdir....

    Kişisel ilişki tesis edilirken ana ve babanın eylemleri, ahlaki değer yargıları, sosyal konumları, çocuğun üstün yararını etkilediği ölçüde gözönünde tutulur. Mahkemece alınan sosyal inceleme raporu velayet düzenlemesine ilişkin olup, kişisel ilişkinin düzenlenmesi yönünden bilirkişice bir değerlendirme yapılmadığı gibi, davalı anne ile görüşülmeden, annenin yaşam koşulları incelenmeden velayet hususunda rapor düzenlenmiş olması da doğru görülmemiştir. O halde; mahkemece müşterek çocuk Alaattin Berkay ile annesi arasındaki velayet ve kişisel ilişkinin düzenlenmesi konusunda davalı anne ile görüşülüp, aynı zamanda bu hususta idrak çağındaki müşterek çocuğun görüşünün de alınması, yine uzman bilirkişiden ek sosyal inceleme raporu alınarak ve dosyada bulunan tüm deliller hep birlikte değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

    Dosya kapsamında alınan uzman raporu, çocuğun uzmandaki beyanı, uzmanca yapılan gözlem dikkate alındığında özellikle uzmanın anne ile kısa süreli görüş belirlenmesine yönelik görüşü de göz önüne alındığında anne ile çocuk arasındaki kişisel ilişkinin çocuğun psikolojik ve sosyal gelişimi üzerindeki etkisi, kişisel ilişkinin velayet verilmeyen ebeveyn yönünden bir hak olduğu, yaşanan süreç nedeni ile kısıtlamanın yerinde olduğu, kişisel ilişkinin tamamen kaldırılması koşullarının oluşmadığı, tamamen kaldırmanın çocuğun menfaatine olmadığı kanaati oluşmakla davacı erkeğin kişisel ilişkinin tamamen kaldırılmasına yönelik istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı tarafından, kadının kabul edilen nafaka davası, kusur belirlemesi, velayet, kişisel ilişki, kadın yararına hükmolunan nafakalar ve vekalet ücreti yönünden; davalı-davacı tarafından ise, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, manevi tazminat talebinin reddi ve nafakaların miktarları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalı-davacı kadın tarafından usulünce ileri sürülmeyen erkeğin ortak çocuğa "Ölsün" dediğine ilişkin vakıanın, davacı-davalı erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceğinin, ancak mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen vakıalara göre davacı-davalı erkeğin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda ağır kusurlu...

      Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından, eksik inceleme, kusur belirlemesi, kadının tanık listesi, tazminat ve nafakalar, manevi tazminat talebinin reddi, maddi tazminat talebi ile velayet yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise katılma yoluyla tazminat ve nafaka miktarları, reddedilen nafaka talebi ile kişisel ilişki yönünden temyiz edilerek temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 16.09.2020 günü tebligata rağmen taraflar adına kimse gelmedi. İşin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü....

        İlk derece mahkemesince; raporun sadece sonuç kısmına itibar edilerek; raporun anlatım ve tespitleri göz önüne alınarak Çocuk Hakları Sözleşmesi, Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi ve aşağıda belirtilen yasa maddeleri ile yerleşik Yargıtay uygulamaları birlikte değerlendirilmek suretiyle; davacı tarafın davasının reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. "Kişisel ilişkiden amaç, çocuğun fikri ve bedeni gelişiminin sağlanması yanında, annelik ve babalık duygularının da tatminini sağlamaktır. Mahkemece, velayeti annede bulunan müşterek çocuk ile baba arasında kurulan kişisel ilişkinin süresi yetersiz olduğu gibi, ilişkinin gözetim altında yapılmasını gerektirecek bir delil ve olgu bulunmadığı halde, anne yanında ve babanın bir akrabasının refakatinde olmasına karar verilmiştir. Düzenlenen bu kişisel ilişki, babalık duygularını tatmine elverişli değildir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından; kusur belirlemesi, tazminatlar, nafaka ve kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Hüküm açık ve infazda tereddüte yer vermeyecek şekilde olmalıdır (HMK m.297). Mahkemece, velayeti anneye verilen ortak çocuk ile baba arasında, kişisel ilişki düzenlenirken kişisel ilişkinin annenin ya da annenin belirleyeceği kişi nezaretinde olması koşuluna bağlanmıştır. Bu şekilde düzenlenen kişisel ilişki infazda duraksama yaratacak niteliktedir....

          Ceza İnfaz Kurumu'nun belirlemiş olduğu açık görüş günleri hükümlünün bulunduğu yer (koğuş) değiştikçe bu günler de değişeceğinden taktiren müşterek çocukların "her ayın İlk haftası Cuma günleri saat 10.00'dan 12.00'ye kadar" çocuklarla baba arasında kişisel ilişki tesis edilmesine karar vermek gerekmiştir. Velayet kendisine verilmeyen tarafın gücü oranında çocukların bakım ve giderlerine katılma yükümlülüğünün olması, kadın lehine maddi ve manevi tazminat koşullarının oluşması, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, evlilikte geçen süre, müşterek çocukların yaşları, ihtiyaçları, davalının hükümlü olmasının kendisini tedbir ve iştirak nafakası yükümlülüğünden kurtarmayacak olması, davalının mal varlığının bulunması, hep birlikte değerlendirildiğinde davalı aleyhine hükmedilen tazminat ve nafaka miktarlarının makul olduğu değerlendirilmiş, erkeğin istinaf talebinin esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

          DAVA TÜRÜ : Kişisel İlişkinin Kaldırılması-Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Velayetin kaldırılması, ebeveynlerden birinden alınarak diğerine verilmesi ve kaldırılan velayetin geri verilmesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda “çekişmesiz yargı" işi olarak kabul edilmiştir (m. 382/2-b-13). Velayete ilişkin davalar, basit yargılama usulüne tabidir (HMK m. 316/1-ç). Davacı annenin açmış olduğu kişisel ilişkinin kaldırılmasına ilişkin davanın yargılaması devam ederken davalı ... (baba) tarafından... 8. Aile Mahkemesinin 2015/308 esas sayılı dosyası ile velayetlerin kenidisine verilmesi için 13.04.2015 tarihinde dava açmış, açılan velayet davası 13.04.2015 tarihinde davacı annenin açmış olduğu ilk dava ile birleştirilmiştir....

            UYAP Entegrasyonu