Ancak mahkeme, bu kişisel ilişkinin, davalı annenin kardeşi, çocuğun dayısı Kenan ile onun eşi Yasemin gözetiminde kurulmasına da karar vermiştir. Kendilerinin gözetiminde kişisel ilişki kurulmasına karar verilen Kenan ve Yasemin davanın tarafı olmadığı gibi, kendilerine yükümlülük yüklenmesine dair karar verilmeden önce bu konudaki görüşlerine de başvurulmamıştır. Ayrıca kişisel ilişki ile; velayet kendisinde olmayan ebeveyn ile onun yakınları arasındaki akrabalık bağlarının güçlendirilmesi, çocuğun sağlıklı ruhsal ve ahlaki gelişim kazanması amaçlanmaktadır. Aksi halde gözetim altında kişisel ilişki, çocuk ile davacılar arasındaki bağların güçlendirilmesi amacına aykırı düşer. Dosyada gözetim altında kişisel ilişki kurulmasının çocuğun yüksek yararına uygun olacağına ilişkin bir delil ve olgu da bulunmamaktadır. Ayrıca çocuğun yaşı dikkate alındığında kişisel ilişkinin bitiş saatinin gece 21.00 olarak belirlenmesi de doğru bulunmamıştır....
Aile Mahkemesinin 2018/421- 433 E-K sayılı ilamı çocuklar ile baba arasında kurulan şahsi ilişkinin değiştirilmesine ilişkin ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun incelenmesinde; TMK'nun 323. m.sine göre, ana ve babadan her biri, velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir. Kişisel ilişki düzenlenmesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla, ana- baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi ana-baba içinde bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç, çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır .Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunun tatmin edecek nitelikte olmalıdır.Kişisel ilişkiye dair ilam maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir....
Aile Mahkemesinin 2018/421- 433 E-K sayılı ilamı çocuklar ile baba arasında kurulan şahsi ilişkinin değiştirilmesine ilişkin ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun incelenmesinde; TMK'nun 323. m.sine göre, ana ve babadan her biri, velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir. Kişisel ilişki düzenlenmesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla, ana- baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi ana-baba içinde bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç, çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır .Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunun tatmin edecek nitelikte olmalıdır.Kişisel ilişkiye dair ilam maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir....
Cumartesi günü saat 10.00'dan Pazartesi günü saat 08.00'e kadar da çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulmasının uygun olduğu rapor edilmiş ve ilk derece mahkemesince de bu doğrultuda her ayın 1. ve 3. Cumartesi günü saat 10.00'dan Pazartesi günü saat 08.00'e kadar da çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulmuş ise de 2008 doğumlu müşterek çocuğun eğitim çağında olduğu, ilk derece mahkemesince çocuğun eğitim şartlarını olumsuz etkilemeyecek, velayet kendisine verilen ebeveynin velayet görevi ifa etmesini engellemeyecek şekilde kişisel ilişkinin düzenlenmesi gerektiği, buna karşın ilk derece mahkemesince her ayın 1. ve 3....
(HMK m.362/1-ç).Açıklanan sebeple davacı annenin velayet davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Davalının kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının temyiz itirazları yersizdir....
Kişisel ilişki tesis edilirken ana ve babanın eylemleri, ahlaki değer yargıları, sosyal konumları, çocuğun üstün yararını etkilediği ölçüde gözönünde tutulur. Mahkemece alınan sosyal inceleme raporu velayet düzenlemesine ilişkin olup, kişisel ilişkinin düzenlenmesi yönünden bilirkişice bir değerlendirme yapılmadığı gibi, davalı anne ile görüşülmeden, annenin yaşam koşulları incelenmeden velayet hususunda rapor düzenlenmiş olması da doğru görülmemiştir. O halde; mahkemece müşterek çocuk Alaattin Berkay ile annesi arasındaki velayet ve kişisel ilişkinin düzenlenmesi konusunda davalı anne ile görüşülüp, aynı zamanda bu hususta idrak çağındaki müşterek çocuğun görüşünün de alınması, yine uzman bilirkişiden ek sosyal inceleme raporu alınarak ve dosyada bulunan tüm deliller hep birlikte değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle velayeti anneye bırakılan küçüğün yaşı nazara alınarak baba ile kişisel ilişki kurulduğunun anlaşılmasına ve kurulan kişisel ilişkinin şartların değişmesi halinde her zaman yeniden düzenlenmesinin istenmesinin mümkün bulunmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 103.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi...
Dosya kapsamında alınan uzman raporu, çocuğun uzmandaki beyanı, uzmanca yapılan gözlem dikkate alındığında özellikle uzmanın anne ile kısa süreli görüş belirlenmesine yönelik görüşü de göz önüne alındığında anne ile çocuk arasındaki kişisel ilişkinin çocuğun psikolojik ve sosyal gelişimi üzerindeki etkisi, kişisel ilişkinin velayet verilmeyen ebeveyn yönünden bir hak olduğu, yaşanan süreç nedeni ile kısıtlamanın yerinde olduğu, kişisel ilişkinin tamamen kaldırılması koşullarının oluşmadığı, tamamen kaldırmanın çocuğun menfaatine olmadığı kanaati oluşmakla davacı erkeğin kişisel ilişkinin tamamen kaldırılmasına yönelik istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Çocuk, kendisini ilgilendiren bir davada, kişisel ilişki kurulmasının ve sürdürülmesinin kendisi için taşıdığı önem hakkında yeterince bilgilendirilmeden beyan ettiği görüş, tek başına hükme esas alınamaz. Dosyada, babayla çocukların kişisel ilişkisine engel olunmasının, çocukların yüksek yararına olduğuna ilişkin bir sebep ve olgu bulunmadığına göre, babaya çocuklarıyla uygun süreli kişisel ilişki kurma ve sürdürme hakkı tanınmalıdır. Hükmün bu sebeple bozulması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluk görüşüne katılamıyorum.06.10.2015...
DAVA TÜRÜ : Kişisel İlişkinin Kaldırılması-Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Velayetin kaldırılması, ebeveynlerden birinden alınarak diğerine verilmesi ve kaldırılan velayetin geri verilmesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda “çekişmesiz yargı" işi olarak kabul edilmiştir (m. 382/2-b-13). Velayete ilişkin davalar, basit yargılama usulüne tabidir (HMK m. 316/1-ç). Davacı annenin açmış olduğu kişisel ilişkinin kaldırılmasına ilişkin davanın yargılaması devam ederken davalı ... (baba) tarafından... 8. Aile Mahkemesinin 2015/308 esas sayılı dosyası ile velayetlerin kenidisine verilmesi için 13.04.2015 tarihinde dava açmış, açılan velayet davası 13.04.2015 tarihinde davacı annenin açmış olduğu ilk dava ile birleştirilmiştir....