Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tanıma-Velayet Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalının temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacının temyizine gelince; Tarafların müşterek çocuğu Yasin'le davacı baba arasında ayda iki gün birer saat olarak düzenlenen kişisel ilişki tesisi yeterli olmadığı gibi, çocuğun baba ile görüşmesinin pedagog gözetiminde olması için, çocuğun menfaatinin de bu yönde olması gerektiği, ancak çocuğun baba ile pedagog nezaretinde görüşmesinin çocuğun menfaatine olduğunun davada ıspatlanamadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle kişisel ilişkinin pedagog gözetiminde tesisi de doğru görülmemiştir....

    Aile Mahkemesinin 2018/246 Esas 2018/948 Karar sayılı ilamıyla boşandıkları, kararın 25.02.2019 tarihinde kesinleştiği, karar yerinde infazı kabil bir biçimde velayet hakkında hüküm tesis edilmediği, velayet hususunda çocuğun nüfus kaydına işlenmiş bir durumun da bulunmadığı, çocuğun velayetinin askıda olduğu anlaşılmıştır. Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 26/02/2015 tarih, 2014/18839 Esas ve 2015/3027 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, velayetin kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle velayet hususunun askıda bırakılamayacağı, öncelikle velayet hususunda düzenlemenin yapılmasının gerektiği, kişisel ilişkinin bu düzenleme yapıldıktan sonra ve düzenleme sonucuna göre belirlenmesinin gerektiği vurgulanmıştır....

    Çocuğun ana ve/veya babasıyla düzenli kişisel ilişki kurması ve sürdürmesi, çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve/veya baba için de bir haktır. Kişisel ilişkinin düzenlenmesinde çocuğun bedeni ve fikri gelişimi yanında ana ve/veya babalık duygularını tatmin de önemlidir. Kişisel ilişki düzenlenirken göz önünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun "üstün yararı" dır. Çocuğun üstün yararı belirlenirken bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Kişisel ilişki kurulmasındaki amaç, analık ve babalık duygularının tatmini yanında çocuğun psikolojik ve sosyal gelişiminin sağlanmasıdır. Çocuğun, gözetim olmaksızın ana veya babasından biriyle kişisel ilişkisinin sürdürülmesi, onun yüksek yararına değilse, gözetim altında kişisel ilişki kurma imkanı öngörülebilir (Çocuklarla Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi m.4/3, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 30.1.2012 gün ve 2011/12727- 1614 sayılı ilamı)....

    Kişisel ilişki hakkı, sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir. Buna göre mahkemece yapılan düzenleme gereğince müşterek çocuk ile baba arasında kurulan kişisel ilişkinin çocuk yararına olduğu ve kişisel ilişki ile ilgili düzenlemelerin her zaman değiştirilebileceğinden davacının kişisel ilişki düzenlemesine yönelik istinaf itirazının reddine karar vermek gerekmiştir. Tarafların tedbir nafakası yönünden; TMK'nun 169. maddesi ayrılık ya da boşanma davasının açılması ile ve davanın devamı süresince hakimin gerekli gördüğü geçici önlemleri re'sen alabileceğini düzenlemiştir. TMK'nun 186. maddesinde ise eşlerin evlilik nedeniyle beraberliğin giderlerine kendi güçleri ve imkanları doğrultusunda emek ve mal varlıklarıyla eşlik edecekleri düzenlenmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişkinin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı baba tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Velayet hakkına sahip olan davacı, çocukla diğer taraf (babası) arasında tesis edilen kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzurunun bozulduğunu, davalının uyuşturucu madde kullandığını, çocuğuna ilgisiz olduğunu, ileri sürerek, kişisel ilişkinin kaldırılmasını, bunun kabul edilmemesi halinde süresinin sınırlandırılmasını ve uzman eşliğinde kişisel ilişki kurulmasını istemiş, mahkemece çocuğun kişisel ilişki kurmayı istemediği ve babasına ''o kişi'' diye hitap ettiği gerekçesiyle kişisel ilişkinin kaldırılmasına karar verilmiştir....

      Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları göz önünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisinde olan tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisinde olmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir. Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocukların yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir....

      181 E. 2019/71 K. sayılı kararı ile çocuk ile davalı baba arasında kurulan kişisel ilişkinin kaldırılarak yeniden düzenleme yapılmasına karar verilmiş, kişisel ilişkinin ihtiyati tedbir yoluyla engellenmesinin reddine karar vermek gerekmiştir....

      ile irtibatının ve ilişkisinin bitirme noktasına getirdiğini, davalı tarafın çocuğu için bakım ve ihtiyaçlarını karşılamada sorun yaşadığını, ebeveynlik görevini yerine getirmediğini, çocuğun velayetinin karşı tarafa verilmesi durumunda davacının Antalya ilinde ikamet ediyor olmasından müşterek çocuğun yatılı kalma durumu göz önünde bulundurulması ve kişisel ilişkinin kurulmasını talep ve dava ettiği anlaşılmıştır....

      Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur (TMK md.181/1- 2). Çocuk ile ana veya baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi; çocuk ve velayet kendisinde bulunmayan ana veya baba için bir haktır (Çocuk Hakları Sözleşmesi md.9/3). Bu tür kişisel ilişki çocuğun sadece yüksek yararları gerektirdiği takdirde veya ana ve babanın bu haklarını amacına aykırı kullanmaları halinde kısıtlanabilir veya engellenebilir (Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi md.4/2). Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu bakımdan kişisel ilişki tesis edilirken çocuğun bedeni, fikri ve ruhsal gelişimi esas alınarak amacı gerçekleştirici bir düzenleme yapılmalıdır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma, Velayet, Nafaka, Maddi-Manevi Tazminat ve Katılma Alacağı Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, katılma alacağı yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü....

        UYAP Entegrasyonu