Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVA TÜRÜ : Tedbir Nafakası-Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından erkeğin boşanma davasının kabulü, yoksulluk nafakasına hükmedilmemesi, kişisel ilişki tesisi yönünden; davalı-davacı erkek tarafından tedbir nafaka davasının kabulü, birleşen boşanma davasında kusur belirlemesi, maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi ve kişisel ilişki süresi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-davacı erkeğin tedbir nafaka davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3-169 esas - 2005/235 karar sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır....

    Bu bağlamda sağlayacağı eğitim ile istenilen ölçüde dürüst, kötü alışkanlıklardan uzak, iyi ahlak sahibi, çalışkan ve bilgili bir insan olarak yetiştirmek hak ve yükümlülüğü bulunmaktadır. Velayet ve kişisel ilişki düzenlemesi kamu düzenine ilişkin olup bu hususta ana ile babanın istek ve beyanlarından ziyade çocuğun menfaatlerinin dikkate alınması zorunlu olup, yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir. Buna göre velayet ve kişisel ilişkinin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğuracağı onarılması güç sonuçlar değerlendirilerek sonuca varılmalı; velayetin ve kişisel ilişkinin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır. Velayet ve kişisel ilişkiye ilişkin kararlar kesin hüküm oluşturmaz....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar anlaşarak boşanmışlar, velayet davacıya bırakılmış, davalının çocukla kişisel ilişkisi de tarafların anlaşmalarına uygun olarak boşanma kararında gösterildiği şekilde düzenlenmiştir. Bu karar 15.12.2014 tarihinde kesinleşmiş, eldeki dava ise 07.01.2015 tarihinde açılmıştır. Aradan geçen süre içinde kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesini haklı kılacak bir sebep ve olgu ispat edilmemiş, boşanma tarihindeki şartlarda bir değişiklik ileri sürülmemiştir. Kişisel ilişkinin değiştirilmesini gerektiren yasal bir sebep bulunmamaktadır. Bu durumda davanın reddi gerekirken yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kişisel İlişki-Velayet-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-karşı davalı tarafından, velayet ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı-karşı davalının usulüne uygun açılmış velayet davasının bulunmadığının anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 123.60 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.06.04.2015 (Pzt.)...

        Aile Mahkemesinin 2012/691 esas, 2013/302 karar sayılı kesinleşmiş velayet kararı ile velayeti anneye bırakılan 05/05/2007 doğumlu ... ile davalı baba ... arasındaki kişisel ilişkinin sınırlandırılarak her hafta sonu Pazar günü saat 10:00 ile aynı gün 17:00'ye kadar, dini bayramların 2. günü saat 10:00'dan 3. günü saat 18:00'ye kadar, her yıl Sömestr tatilinin başladığı ilk Pazartesi günü saat 10:00'dan takip eden Pazartesi günü saat 10:00'a kadar ve her yıl 1 Temmuz saat 09:00'dan 31 Temmuz saat 17:00'ye kadar, anneden alınarak babaya verilmesine, şahsi ilişkinin bu şekilde tesisine" şeklinde kişisel ilişki kurulmuştur. Bölge adliye mahkemesi, davacı annenin kişisel ilişkinin sınırlandırılmasına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiş ve karar davacı anne tarafından temyiz edilmiştir. Velayeti annede olan çocukla davalı baba arasında, annenin velayet hakkını kullanmasına engel olacak şekilde her haftasonu kişisel ilişki tesis edilmesi yerinde değildir....

          Velayet, kamu düzenine ilişkin olup bu hususta ana ile babanın istek ve beyanlarından ziyade çocuğun menfaatlerinin dikkate alınması zorunlu olup, yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir. Buna göre velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğuracağı onarılması güç sonuçlar değerlendirilerek sonuca varılmalı; velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde asıl olan küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almaktır. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır....

          Mahkemece anne ile her hafta sonu kurulan kişisel ilişki, çocuğun bedeni ve fikri gelişimini olumsuz etkileyebileceği gibi, babanın da velayet görevini yerine getirmesine engel olacak derecede fazladır. Küçüğün yaşı, eğitimi ve gelişimi, kişisel ilişkinin niteliği de göz önüne alınarak daha uygun süreli kişisel ilişki kurulması gerekirken, yazılı şekilde kişisel ilişki tesisi doğru görülmemiştir. 4- Ortak çocuk davanın devamı sırasında davalı- davacı baba yanında kalmaktadır. Mahkeme tarafından dava tarihinden itibaren, karar kesinleşinceye kadar ortak çocuk yararına tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde sadece velayet hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren iştirak nafakasına hükmedilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....

            AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 03/02/2021 NUMARASI : 2018/366 E 2021/76 K DAVA KONUSU : Velayet altında olan çocuğun soyadının değiştirilmesi ve kişisel ilişkinin kaldırılması KARAR : Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen mahkemenin kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu, dosyanın istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiği ve istinaf isteminin süresi içerisinde yapıldığı anlaşılmakla dosya incelendi....

            Çocuk ile ana veya baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi; çocuk ve velayet kendisinde bulunmayan ana veya baba için bir haktır (Çocuk Hakları Sözleşmesi md. 9/3). Bu tür kişisel ilişki çocuğun sadece yüksek yararları gerektirdiği takdirde veya ana ve babanın bu haklarını amacına aykırı kullanmaları halinde kısıtlanabilir veya engellenebilir (Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi md. 4/2). Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu bakımdan kişisel ilişki tesis edilirken çocuğun bedeni, fikri ve ruhsal gelişimi esas alınarak amacı gerçekleştirici bir düzenleme yapılmalıdır....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm velayet, kişisel ilişki ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü....

              UYAP Entegrasyonu