Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ana ve babanın yararları; boşanmadaki kusurları, ahlaki değer yargıları, sosyal konumları gibi durumları, çocuğun üstün yararını etkilemediği ölçüde gözönünde tutulur. Çocukların üstün yararı gerektirdiği takdirde görüşlerinin aksine karar verilmesi mümkündür. Kişisel ilişki düzenlemesinde çocuğun menfaatleri yanında analık ve babalık duygularının tatmini de esastır. Kişisel ilişki hakkı, sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir. Müşterek çocuk idrak çağındadır ve davacı-karşı davalı baba ile arasında yatılı olacak şekilde kişisel ilişki kurulmasını istemediğini bildirmiş olup devam eden süreç kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesinin mahkemeden her zaman istenebileceği dikkate alındığında çocukla baba arasında mahkemece düzenlenen kişisel ilişkinin usul ve yasaya uygun olduğu sonucuna varılmıştır. Gösterilen nedenlerle; davacı-karşı davalının kişisel ilişki düzenlemesine ilişkin istinaf itirazının reddine karar vermek gerekmiştir....

Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Velayet ya da Çocukla Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi- : Kişisel İlişkinin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı baba tarafından reddedilen velayetin değiştirilmesi olmadığı takdirde ise kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davası ve davalı-karşı davacı annenin kabul edilen kişisel ilişkinin kaldırılması davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-karşı davalı babanın reddedilen velayetin değiştirilmesi davası yönünden temyiz itirazlarının incelenmesinde; Velayetin düzenlenmesine ilişkin dava çekişmesiz yargı işidir (HMK m. 382/2-b-13). Bölge adliye mahkemesince çekişmesiz yargı işlerinde verilen kararlar kesin nitelikte olup, bu kararlara karşı temyiz yoluna başvurulamaz....

    , çocukların ve kendi ihtiyaçlarını ailesinin ve devlet yardımıyla idame ettiresinden kaynaklanan geçimsizliğin evlilik birliğini temelinden sarstığını, bu haliyle sürdürülmesinde taraflar ve müşterek çocukları için korunmaya değer yarar kalmadığını beyanla boşanmalarına,nafaka, maddi ve manevi tazminat taleplerinin hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep ederek dava açmıştır....

    Davalı anne 11.02.2015 tarihinde çocuğun yaşının küçüklüğü ve halen anne sütü aldığını belirterek yatılı olmayacak şekilde çocuk ile baba arasında kurulan kişisel ilişkinin değiştirilmesini talep etmiş ve mahkemece, 02.04.2015 tarihinde dava kabul edilmiştir. 15.02.2016 tarihinde davacı baba tarafından eldeki dava açılarak çocukla yatılı ilişki kurulması yönünde kişisel ilişkinin değiştirilmesi talep edilmiş ve mahkemece dava kabul edilerek baba ile çocuk arasında yatılı olacak şekilde kişisel ilişki yeniden düzenlenmiştir. Her iki dava arasında geçen süre içinde kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesini haklı kılacak bir sebep ve olgu ispat edilememiştir. Kişisel ilişkinin değiştirilmesini gerektiren yasal bir sebep de bulunmamakladır. Ayrıca, her hafta sonu baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasının annenin velayet görevini engelleyeceği ve çocuğun yaşının küçüklüğü sebebiyle baba ile yatılı ilişki kurmasının mümkün olmadığı da mahkemece dikkate alınmamıştır....

      Velayetin düzenlenmesinde ana ve babalık duygularının tatmini gözetilmekle birlikte, asıl olan çocuğun üstün yararıdır (TMK md. 339). Velayet hakkı anneye ait olmakla birlikte babanın da babalık duygularını tatmine elverişli, çocuğun da baba sevgisi ve şefkatini tatmasına yeterli, yatılı olacak şekilde çocukla düzenli ve sürekli bir kişisel ilişki kurmak ve bu ilişkiyi elde etmek hakkı mevcuttur. Kişisel ilişki çocuk yönünden de bir hak olup, sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde bu hak kaldırılabilir veya sınırlanabilir. Velayet düzenlemesinin yanı sıra kişisel ilişki kurulurken de; göz önünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun "üstün yararı"dır (Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m.3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına ilişkin Avrupa Sözleşmesi m. 1; TMK m. 339/1. 34.3/1, 346/1; Çocuk Koruma Kanunu m. 4/b). Çocuğun üstün yararını belirlerken; onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlâki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir....

      Mahkemece davacının velayetin nezi ve değiştirilmesi taleplerinin feragat nedeniyle reddine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiş ise de; tarafların boşanmalarına ilişkin ilamda velayet düzenlemesi yapılmadığı, çocuğun evlilik içinde doğduğu (TMK m. 285/1) anlaşılmaktadır. Velayet kamu düzenine ilişkindir. Velayet durumu askıda bırakılamayacağı için öncelikle velayet düzenlemesinin yapılması ve sonucu uyarınca kişisel ilişki konusunda karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre temyize konu diğer yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 26.02.2015 (Prş.)...

        İlk derece mahkemesi müşterek çocuğun velayetinin anneye verilmesine ve çocuk ile davalı baba arasında uzun süreli ve yatılı olarak kişisel ilişki kurulmasına karar vermiştir. Her ne kadar ilk derece mahkemesince sosyal inceleme uzmanından rapor alınmamış ise de velayet konusunda tarafların arasında bir çekişmenin olmaması, tarafların ve kök ailelerinin çocuğa yönelik ihmal, istismar ve kötü muamelelerinin iddia olunmadığı gözetildiğinde bu durum eksiklik olarak değerlendirilmemiştir. Zira çocuk yaşı itibariyle anne bakım ve gözetimine muhtaçtır. Ancak çocuk yatılı kalabilecek yaşta değildir. Çocuğun yaşı gözetildiğinde davalı baba ile müşterek çocuk arasında kurulan kişisel ilişki düzenleme süresinin baba-çocuk ilişkinin yaşanabilmesi için baba yönünden yeterli ise de çocuğun bakım ve gözetimi, anneye olan ihtiyacı ile çocuğun üstün yararı gözetildiğinde uygun olmadığı belirlenmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, ortak çocukla davalı baba arasında kurulan kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davası olup, boşanma sonucu velayet kendisine bırakılan anne tarafından açılmıştır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda, davanın kabulü ile çocuk ile baba arasında kurulan kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine karar verilmiş, bu karara karşı davalı baba tarafından temyiz yoluna başvurulmuştur....

          Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi, nafakaların miktarı ve kişisel ilişkinin süresi yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından ise nafaka, velayet ve manevi tazminat talebinin reddi yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 12.11.2019 günü duruşmalı temyiz eden davacı-karşı davalı ... ile vekili Av. ... ve karşı taraf temyiz eden davalı-karşı davacı ... ile vekili Av. ... geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü....

            , müvekkiline yönelik suçları nedeniyle bir çok ceza davası açıldığını, çocuğun can güvenliği olmadığını belirterek, çocukla davalı baba arasında kurulan kişisel ilişkinin kaldırılmasına, nafakanın 1.500 TL olarak belirlenmesine ve nafakaya TEFE oranında artış uygulanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            UYAP Entegrasyonu