Aile Mahkemesi'ne tevzi edilmiş ve bu mahkeme tarafından da uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği belirtilerek görevsizlik kararı verdiği ve görevsizlik kararının istinaf edildiği, istinaf incelemesi için dosyanın dairemize geldiği anlaşılmaktadır. Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun'un 4.maddesi uyarınca; 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun'un Üçüncü Kısım hariç olmak üzere İkinci Kitabı ile 03/12/2001 tarihli ve 4722 sayılı Türk Medeni Kanunun'un Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanuna göre aile hukukundan doğan dava ve işler Aile Mahkemesinde görülür. Davacı dilekçesi ile talep ettiği ziynet eşyalarının kişisel malı olduğunu ve ölen eşi tarafından alındığını ileri sürdüğü, bu ziynetlerin vefatından önce eşi tarafından kendisine iade edilmediğini, mirasçılarından talep etmesine rağmen mirasçıların da kendisine ödeme yapmayı kabul etmediklerini ileri sürdüğü görülmektedir....
Hayat deneyimlerine göre olağan olan bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Bu bağlamda davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evlilik birliği içinde elinden alınıp bozdurulduğunu veya bunların zorla elinden alındığını ispat yükü altındadır....
Konusu para olan veya para ile değerlendirilebilen bir değer olan davalarda davanın kısmen kabulü halinde, kendisini vekil ile temsil ettirmiş olan davacı lehine kabul edilen tüm miktar üzerinden kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine ise reddedilen tüm miktar üzerinden, tek bir vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir. Davacı kadın davasını ziynet ve çeyiz eşyası alacağı olarak açmış, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla dava dilekçesinde 5.000,00 TL alacak talep etmiş, ziynet yönünden verdiği ıslah dilekçesinde toplam 5.000,00 TL'lik talebin 2.500,00 TL'sinin ziynet yönünden, 2.500,00 TL'sinin çeyiz eşyası alacağı yönünden olduğunu açıklamıştır. Çeyiz eşyası alacağı yönünden talep 2.500,00 TL'dir....
Kadına özgü ziynet eşyaları; eşler arasında aksine bir anlaşma veya bu konuda yerel bir âdet bulunmadıkça evlilik sırasında kim tarafından hangi eşe takılmış olursa olsun kadın eşe bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Hukuk Genel Kurulunun 05/05/2004 tarihli ve 2004/4- 249 E. ve 2004/247 K. sayılı kararında ve 04/03/2020 tarihli ve 2017/3- 1040 Esas, 2020/240 Karar sayılı kararında aynı ilke benimsenmiştir. 4721 sayılı TMK.nun 220. maddesinde kişisel mallar sayılmıştır. Kanun gereğince kişisel malların birincisi eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşya, ikincisi mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri, üçüncüsü manevi tazminat alacakları, dördüncüsü ise kişisel mallar yerine geçen değerlerdir....
Ziynet eşyasını evlilik münasebetiyle gelin ve damada verilen hediyelerdir. Bu bağlamda, bilezik, altın kelepçe, kolye, gerdanlık, takı seti, bileklik, saat, küpe ve yüzük gibi takılar, ziynet eşyası olarak kabul edilmektedir. Bunun yanında çeyrek altın, yarım altın, cumhuriyet altını ve reşat altını ziynet olarak değerlendirilmektedir. Mevzuatımızda, düğün sırasında takılan ziynet ile parasal değeri olan bütün eşyanın aidiyeti konusunda yazılı bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenledir ki, örf ve adet hukuku uygulanmaktadır. Yargıtayın yerleşik uygulamasına, yaygın örf ve adet ile ülke gerçeklerine göre kural olarak, düğün sırasında takılan ziynet eşyası ve paralar kim tarafından ve hangi eşe takılırsa takılsın aksine bir anlaşma ya da örf ve adet kuralı olmadığı takdirde kadına bağışlanmış sayılır ve artık kadının kişisel malı kabul edilir. Yani erkeğe takılan ziynetler ve paraların da aksi kanıtlanmadığı müddetçe kadına ait olduğu kabul edilmektedir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların 03/07/2019 kesinleşme tarihi ile boşandıklarını, evlilik birliğinin temelden sarsılmasında davacının kusurlu kabul edildiğini, davacının tasarlayarak ve planlayarak kendi rızası ile evi terk ettiğini, davacının evi terk ettikten sonra davalının kendi ailesinin yanında kalmaya başladığını, davalının müşterek konuta kişisel eşyalarını almak için gittiğini ve bu esnada davacının kişisel eşyalarının ve ziynet eşyalarının yerinde olmadığını gördüğünü, davacının müşterek konuta gelip kişisel eşyalarını aldığını ve ziynet eşyalarını da yanında götürdüğünü, boşanma kesinleştikten sonra davalının davacıya ait eşyaları gelip almalarını söylediğini, davacının eniştesinin ise ''özlem eşyaları almak istemiyor, eşyaları ister satın, isterseniz de ihtiyacı olan birine verin''şeklinde cevap verdiğini, düğünde davacıya 6 adet tanesi 16 gram olan 22 ayar bilezik takıldığını, davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine...
SAVUNMA:Davalı cevap dilekçesinde özetle; düğünde takılan takıların tamamına yakınının erkek tarafın ailesi tarafından takıldığını, bu takılar ile davacı kadının da rızasının alınması ile ve hiç bir karşılık beklenmeksizin araç alındığını, küçük altınlar ile balayına gittiklerini, düğünde takılan takıların kadına ait olmadığını, kadına özgü olmayan altınlardan kadının hakkının olmadığını davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görüldü. DELİLLER:Tarafların nüfus aile kayıt tablosu, tanık beyanları, yaptırılan zabıta araştırmaları ve dava dosyası. İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: "Davanın Kısmen kabulü ile; 73.780,93- TL ziynet alacağının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin istemin reddine, "karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı kadın, ziynet alacağının reddedilen kısmı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı koca, ziynet alacağının kabul edilen kısmı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur....
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı erkeğin kusurlu olduğunu belirterek tarafların boşanmalarına, doğacak çocuğun velayetinin davalıya verilmesine, davalı kadın için 50.000,00 TL maddi 50.000,00 TL manevi tazminat ile davalı kadına düğün ve nişanda takılan ziynet eşyalarını davalı kadının haberi ve onayı olmadan davacı erkek ve babası tarafından alınması, nerede ve hangi sebeple kullanıldığının bilinmemesi, takıların erkeğe ait olduğunu söylemeleri ve takıların iade edilmemesi nedeni ile ziynetlerin davalı kadına aynen iadesine, olmaz ise hesaplanan bedelinin davalı kadına verilmesine karar verilmesin talep etmiştir. İlk derece mahkemesince 17.10.2019 tarih 2017/876- 2019798 esas karar sayılı karar ile davacı erkeğin davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve ferilere hükmedilmiş aynı karar ile davalı kadının ziynet eşyalarına yönelik davasının dosyadan tefrikine şeklinde karar verilmiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2023/1480 KARAR NO : 2023/1515 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ŞUHUT ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 25/10/2022 NUMARASI : 2022/44 ESAS 2022/196 KARAR DAVA KONUSU : Kişisel Eşyanın İadesi KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline düğünde takılan ziynet eşyalarının bir kısmının düğün sonrası borçlar için ve evin borçları için davalı tarafın bozdurduğunu belirterek dökümü verilen ziynet eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde şimdilik 1.000,00 TL'nin davalıdan tahsilini talep etmiştir....
Ziynet eşyaları, eşler arasında aksine bir anlaşma veya bu konuda yerel bir adet bulunmadıkça evlilik sırasında kim tarafından hangi eşe takılmış olursa olsun kadın eşe bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğindedir (TMK md. 1, 6, 220/1- 1, 222/1, HMK md. 190, YHGK 04/03/2020 tarih, 2017/ 3- 1040 Esas ve 2020/240 Karar). Aksi halde, eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde sayılır (TMK md. 222/2). Kadına ait ziynetler, erkek tarafından bozdurulup, değişik amaçlarla harcanmış olabilir. Bu durumda, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, davacının isteği ve onayı ile bozdurulup harcandığının, davalı yanca kanıtlanması halinde, davalı erkek ziynet eşyalarının iadesinden kurtulur. Bu bağlamda davacı kadın; dava konusu ettiği ziynet eşyasının varlığını, bunların zorla elinden alındığını ispatla yükümlüdür....