Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Aile Mahkemesi'ne tevzi edilmiş ve bu mahkeme tarafından da uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği belirtilerek görevsizlik kararı verdiği ve görevsizlik kararının istinaf edildiği, istinaf incelemesi için dosyanın dairemize geldiği anlaşılmaktadır. Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun'un 4.maddesi uyarınca; 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun'un Üçüncü Kısım hariç olmak üzere İkinci Kitabı ile 03/12/2001 tarihli ve 4722 sayılı Türk Medeni Kanunun'un Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanuna göre aile hukukundan doğan dava ve işler Aile Mahkemesinde görülür. Davacı dilekçesi ile talep ettiği ziynet eşyalarının kişisel malı olduğunu ve ölen eşi tarafından alındığını ileri sürdüğü, bu ziynetlerin vefatından önce eşi tarafından kendisine iade edilmediğini, mirasçılarından talep etmesine rağmen mirasçıların da kendisine ödeme yapmayı kabul etmediklerini ileri sürdüğü görülmektedir....

Hayat deneyimlerine göre olağan olan bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Bu bağlamda davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evlilik birliği içinde elinden alınıp bozdurulduğunu veya bunların zorla elinden alındığını ispat yükü altındadır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı eşyadan alacak davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık, kişisel eşyanın aynen olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir....

      HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2023/1480 KARAR NO : 2023/1515 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ŞUHUT ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 25/10/2022 NUMARASI : 2022/44 ESAS 2022/196 KARAR DAVA KONUSU : Kişisel Eşyanın İadesi KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline düğünde takılan ziynet eşyalarının bir kısmının düğün sonrası borçlar için ve evin borçları için davalı tarafın bozdurduğunu belirterek dökümü verilen ziynet eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde şimdilik 1.000,00 TL'nin davalıdan tahsilini talep etmiştir....

      Ziynet eşyaları, eşler arasında aksine bir anlaşma veya bu konuda yerel bir adet bulunmadıkça evlilik sırasında kim tarafından hangi eşe takılmış olursa olsun kadın eşe bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğindedir (TMK md. 1, 6, 220/1- 1, 222/1, HMK md. 190, YHGK 04/03/2020 tarih, 2017/ 3- 1040 Esas ve 2020/240 Karar). Aksi halde, eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde sayılır (TMK md. 222/2). Kadına ait ziynetler, erkek tarafından bozdurulup, değişik amaçlarla harcanmış olabilir. Bu durumda, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, davacının isteği ve onayı ile bozdurulup harcandığının, davalı yanca kanıtlanması halinde, davalı erkek ziynet eşyalarının iadesinden kurtulur. Bu bağlamda davacı kadın; dava konusu ettiği ziynet eşyasının varlığını, bunların zorla elinden alındığını ispatla yükümlüdür....

      SAVUNMA:Davalı cevap dilekçesinde özetle; düğünde takılan takıların tamamına yakınının erkek tarafın ailesi tarafından takıldığını, bu takılar ile davacı kadının da rızasının alınması ile ve hiç bir karşılık beklenmeksizin araç alındığını, küçük altınlar ile balayına gittiklerini, düğünde takılan takıların kadına ait olmadığını, kadına özgü olmayan altınlardan kadının hakkının olmadığını davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görüldü. DELİLLER:Tarafların nüfus aile kayıt tablosu, tanık beyanları, yaptırılan zabıta araştırmaları ve dava dosyası. İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: "Davanın Kısmen kabulü ile; 73.780,93- TL ziynet alacağının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin istemin reddine, "karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı kadın, ziynet alacağının reddedilen kısmı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı koca, ziynet alacağının kabul edilen kısmı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur....

      , ziynet eşyalarının tarafına iade edilmesini ya da bedelinin ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı erkeğin kusurlu olduğunu belirterek tarafların boşanmalarına, doğacak çocuğun velayetinin davalıya verilmesine, davalı kadın için 50.000,00 TL maddi 50.000,00 TL manevi tazminat ile davalı kadına düğün ve nişanda takılan ziynet eşyalarını davalı kadının haberi ve onayı olmadan davacı erkek ve babası tarafından alınması, nerede ve hangi sebeple kullanıldığının bilinmemesi, takıların erkeğe ait olduğunu söylemeleri ve takıların iade edilmemesi nedeni ile ziynetlerin davalı kadına aynen iadesine, olmaz ise hesaplanan bedelinin davalı kadına verilmesine karar verilmesin talep etmiştir. İlk derece mahkemesince 17.10.2019 tarih 2017/876- 2019798 esas karar sayılı karar ile davacı erkeğin davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve ferilere hükmedilmiş aynı karar ile davalı kadının ziynet eşyalarına yönelik davasının dosyadan tefrikine şeklinde karar verilmiştir....

      Davacı kadın ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı ise onun tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneylerine göre olağan olan, bu çeşit eşyanın kadın üzerinde olması yada evde saklanmış, muhafaza edilmiş bulunmasıdır. Diğer bir deyimle bunların davalının zilyetlik ve siyanetine terk edilmiş olması olağana ters düşer. Diğer taraftan söz konusu eşya rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen nev'idendir. Onun için evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi gizlemesi her zaman mümkündür. Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, ispat yükü altındadır. Olayda kadın, dava konusu ziynet eşyasının, götürülmesine engel olunduğunu ve zorla elinden alındığını, daha öncede götürme fırsatı elde edemediğini ispat edememiştir....

        Değişen koşullara göre, çocuğun yaşı, eğitim ve sağlık durumları gözetilerek kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi ileriki yıllarda her zaman istenebilir. Ayrıca, çocuk ile baba arasında kurulan kişisel ilişki babalık duygularım tatmin etmeye elverişli ve yeterli değildir. Velayeti davacı anneye bırakılan ortak çocuk ile baba arasında, daha uygun süreli ve yatılı kalacak şekilde kişisel ilişki kurmak gerekir. Kişisel ilişki kurulmasına yönelik hüküm kurulurken, gelecek yıllardaki koşullar önceden bilinemeyeceğinden, şimdiden ortak çocuk ile davalı- karşı davacı baba arasında kademeli bir şekilde kişisel ilişki düzenlenmesi ve kişisel ilişki süresinin yeterli olmaması isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir. 3- Davacı-karşı davalı kadının ziynet alacağı davasında reddedilen kısım üzerinden davalı-karşı davacı erkek yararına karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre vekalet ücreti tayin ve takdir edilmemesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....

          UYAP Entegrasyonu