Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalılar vekili, basın yolu ile kişilik haklarına yapılan saldırı nedeniyle açılan tazminat davalarında gazeteyi yayınlayan kişi veya tüzel kişi ile temsilci ya da haberi yazan kişinin sorumlu olabileceğini, bu nedenle davalılardan Durdu Özpolat yönünden davanın husumetten reddi gerektiğini, söz konusu haberin "Gezi Parkı" olayları sırasında davacı Sabah Gazetesi ve ATV televizyonuna ait bina önünde yapılan eylem ile ilgili olduğunu, bilgi vermek amacıyla haber yapıldığını, gerçeğe aykırı bir haberin söz konusu olmadığını, davacının kişilik haklarına saldırının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur....

    engellenmesini sağlanmış ise de; davalıya ait sitede yayınlanan yazıların ardı arkasının kesilmediğini, hatta içeriklerin daha da çoğaldığını ve erişim engelleme tedbiri aldırmanın dahi manasız kaldığını, bu nedenle TMK'nın 24- 25. maddeleri kapsamında bu davayı açtıklarını iddia ederek, erişim engelleme tedbiri yetersiz kaldığından öncelikle ilgili saldırıların durdurulması, tekrar kişilik haklarına ve mesleki itibarına saldırıda bulunulması tehlikesinin önlenmesi için dava sonuna kadar tedbir kararı verilmesini, kişilik hakları zedelenen müvekkili hakkında "sahte psikoterapist" şeklindeki ifadeleri içeren veya ima eden yayınların hukuka aykırılığının tespitini, saldırı içeren yayınlara son verilmesini, müvekkili hakkında benzer mahiyette saldırı niteliğindeki içeriklerin yayınlanması halinde bu yayınların engellenmesine dair TMK'nın 25....

    Öte yandan 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 24. maddesinde; “Hukuka aykırı olarak kişilik hakkına saldırılan kimse, hakimden, saldırıda bulunanlara karşı korunmasını isteyebileceği”, aynı yasanın 25. maddesinde de; “Davacı, hakimden saldırı tehlikesinin önlenmesini, sürmekte olan saldırıya son verilmesini, sona ermiş olsa bile etkileri devam eden saldırının hukuka aykırılığının tespitini isteyebileceği, davacı bunlarla birlikte, düzeltmenin veya kararın üçüncü kişilere bildirilmesi ya da yayımlanması isteminde de bulunabileceği ” düzenlenmiştir. 5651 sayılı Yasa, internet ortamındaki yayınlar nedeniyle kişilik haklarının saldırıya uğraması durumunda hangi usul ve esaslara göre mücadele edileceğini düzenlemekte olup bu yönüyle 4721 sayılı Medeni Kanuna göre özel yasa durumundadır. Özel yasada bir düzenlemenin varlığı halinde öncelikle uygulanacağı da hukukun genel kuralıdır. Kaldı ki özle yasa somut olaya ilişkin görev yönünden özel bir düzenleme de içermektedir....

      Gazetesinin 26.08.2008 günlü sayısında "Kuzuları böyle sömürdüler", "Vurguncular" başlıkları altında yayınlanarak kendilerinin çete üyesi olarak gösterildiklerini ve böylece kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu ileri sürerek manevi tazminat istemişlerdir. Davalı ise; dava konusu yazıda, davacıların isimlerinin yazılmadığını, haberin hukuka uygun olduğunu, davacıların kişilik haklarına saldırının söz konusu olmadığını belirterek davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Yerel mahkemece, "...dava konusu haberde, davacıların fotoğrafı yayınlanmış olsa da isimlerinin yazılmamış olduğu ve davacıların kasten hedef gösterilmediği, haberde yayınlanan fotoğraftaki kişilerin davacılar olduğunun hiç kimse tarafından anlaşılamayacağı..." gerekçesiyle istem reddedilmiş; karar, davacılar tarafından temyiz olunmuştur....

        Davalı vekili cevap dilekçesinde ; Davaya konu haberin ... mağazalarının ...Grubu'na satışının ardından bazı kitapların satışının durdurulmasına ilişkin olarak yapıldığını, içerikte habere konu olayla ilgili kişilerin bildirimlerine, twitter paylaşımlarına ve yorumlarına yer verildiğini, manevi tazminat talebi için kişilik haklarına hukuka aykırı ağır bir saldırının olması, bu saldırının kusura dayanması, saldırı sonucu manevi bir zararın doğması ve zararla eylem arasında uygun illiyet bağının bulunması gerektiğini, fakat dava konusu haber ve paylaşımlarda davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde herhangi bir yan bulunmayıp ilgili haber ve paylaşımların ifade ve basın özgürlüğü kapsamında yapıldığını, haberde belirtilen beyanlarda kişilik haklarına saldırı amacı ve kastıyla herhangi bir cümle ve açıklama olmadığını, ilgili metinlerin kamuoyunu bilgilendirme amacına hizmet ettiğini ve eleştiri sınırları içerisinde olduğunu, görünür gerçeğe uygun olduğunu, talep edilen manevi tazminat...

          KARŞI OY YAZISI Dava, kişilik haklarına yapılan haksız saldırı nedenine dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı düğün töreni öncesi, davalı ...'ün kuaför dükkanında saçını yaptırdığını diğer davalı ...'ün fotoğraf sütüdyosunda ise resim çektirdiklerini, davalı ...'ün çekilen bu resimleri ...'e verdiğini onun da kendilerinden izin almadan katolog yaptırarak orada kullandığını, resimlerin bir çok müşteri ile paylaşıldığını belirterek, davalı ...'ün bu fotoğrafı kullanmaktan men edilmesini, izinsiz kullanımdan dolayı ise manevi zararların tazminini talep etmiştir. Mahkemece kişilik haklarına yapılan saldırının sona erdiği belirtilerek men talebinin konusuz kalması nedeniyle reddine, manevi tazminat talebinin de esastan reddine karar verilmiştir. TMK'nın 24 ve 25. maddesine göre "Hukuka aykırı olarak kişilik hakları saldırıya uğrayan kimse bunlara karşı korunmasını isteyebilir....

            ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 12/12/2019 NUMARASI : 2018/166 ESAS - 2019/640 KARAR DAVA KONUSU : Kişilik Hakları (Kişilik Haklarına Saldırının Önlenmesi) KARAR : DAVA: Davacı dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin Cebeci Asri Mezarlığında bulunan 126- P213 ada numaralı mezarlıkta defnedilmiş olan Havva Geçer'in kızı, Ayten Rastgeldi'nin kızkardeşi, dolayısı ile her ikisininde mirasçısı olduğunu, mezarlığa önce Havva Geçer'in, sonra Ayten Geçer'in, son olarak da Ayten Rastgeldi'nin kızı, davalının eşi olan Ayşe Rastgeldi Kaysı'nın defnedildiğini, davalının mezarın aslını bozarak, yeni mezar yaptırdığını, müvekkilinin muvafakatini almadan mezar taşı üzerine vefat eden eşinin resmini bastırdığını, mezarlığa sadece davalının eşinin fotoğrafının yaptırılmış olmasının müvekkilinin annesi ve kız kardeşinin hatırasını zedelediğini, müvekkilinin kişilik haklarına yapılan haksız ve hukuka aykırı saldırının durdurulmasına, mezarlık yerinin eski hale getirilmesine karar verilmesini talep...

            Bu haliyle dava, kişilik haklarına saldırılan kimse tarafından, saldırıda bulunanlara karşı açılan, etkisi devam eden saldırının hukuka aykırılığının tespiti talebinden ibaret olup, Türk Medeni Kanununun 25/1. maddesine dayanmaktadır. Dava tarihinden önce 1.10.2011 tareihinde yürürlüğe girmiş olan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 2'nci maddesine göre, aksine bir düzenleme bulunmadıkça şahısvarlığına ilişkin davalarda asliye hukuk mahkemesi görevlidir....

              Kişilik hakkı zedelenen kimsenin rızası, daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da kanunun verdiği yetkinin kullanılması sebeplerinden biriyle haklı kılınmadıkça, kişilik haklarına yapılan her saldırı hukuka aykırıdır, hükmü düzenlenerek kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. Aynı Kanunun 25. maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmıştır. 6098 sayılı Borçlar Kanunu 58. maddesi (E. Borçlar Kanununun 49. maddesi) kişilik haklarının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir hükmü düzenlenmiştir....

                Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25.maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmış, olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nun 49. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlenmiştir. Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Somut olayın, davacının, avukatı olan davalıların, ... den davacı adına ihaleye girerek satın aldıkları taşınmazı adlarına tapuya tescil ettirmeleri şeklinde gerçekleştiği, davalıların bu eylemlerinin, davacının kişilik haklarına saldırı olarak nitelendirilemeyeceği tartışmasızdır, Hal böyle olunca, Mahkemece açıklanan bu olgular gözetilerek, manevi tazminat isteğinin reddedilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle, davalıların manevi tazminat ile sorumlu tutulmalarına kararı verilmesi doğru değildir....

                  UYAP Entegrasyonu