Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı kiracı, kiralananı tahliye ve teslim ettiği tarihe kadar taşınmazı tasarrufunda bulundurduğundan teslim tarihine kadar olan kira bedellerinden sorumludur....

    O halde mahkemece öncelikle fesih ihbarnamelerinin ve kiralananın anahtarlarının notere teslim edildiğine ilişkin ihtarnamelerin kiraya verene ne zaman tebliğ edildiği üzerinde durularak, sözleşmenin usulüne uygun olarak feshedildiğinin saptanması halinde kira alacağı isteminin reddine, aksi halde, yani sözleşme yöntemine uygun feshedilmemiş ise, yukarıda açıklandığı üzere kiralananın erken tahliyesi nedeniyle kiraya verenin yoksun kaldığı kira alacağının tahsiline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır. SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) No'lu bentte yazılı nedenlerle asıl davaya ilişkin hükmün ONANMASINA, yukarıda ( 2 ) ve ( 3 ) No'lu bentlerde yazılı nedenlerle ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2004 / 565 Esas sayılı ve ... 9....

      Davalı vekili ise; her ne kadar sözleşmede konteynır olarak belirtilmişse de davalının davacıdan sözlü izin alarak araziye zarar vermeden dava konusu yapıyı yaptığını, arazinin karşısında evi bulunan davacının sürekli kontrol ettiğini, davacının yapım aşamasında zımni ve sarih kabulünün bulunduğunu, arazinin 1. derecede sit alanı olduğunu, davacı izin verse dahi imar izni olmadığından araziye zarar verebilecek bir yapının yapılmasının kanunen imkansız olduğunu, yapının vinç ile kaldırılıp taşınmasının mümkün olduğunu, yapının sökülüp taşınmasının 1-2 günde yapılabildiğini, davanın iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile taşınmazın tahliyesine karar verilmiştir. Borçlar Kanununun 256.maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı kira süresi boyunca tam bir ihtimam dairesinde kullanmak zorundadır....

        Dosya kapsamındaki yazı, bilgi ve belgelere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesince taraflarca gösterilen delillerin toplanmasında, değerlendirilmesinde usul ve esas bakımından hukuka aykırılık bulunmamasına, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere göre ve özellikle; yıllık izin ücretinin zamanaşımına uğramadığı, ibranamenin sözleşmesinin sona erdiği tarihten itibaren 1 aylık sürenin geçmesi beklenmeden düzenlenmesi nedeni ile geçerli olmadığı, kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti ödemelerinin hesaplanan miktarlardan mahsubunun yapıldığı, bakiye alacakların bulunduğu, işveren tarafından yemek kartına yükleme yapılmak sureti ile nakdi yemek yardımı yapıldığı, yıllık izin ücretinin yasal faizi ile karar verilmesinin yerinde olduğu anlaşılmakla ilk derece mahkemesi kararına karşı davalılar vekillerince yapılan istinaf başvurularının HMK'nın 353/1- b-1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur...

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, TTK'nun 638/2.maddesi uyarınca davalı limited şirketten çıkmaya izin verilmesi talebidir. Davacı tarafça; haklı nedenlerle davalı şirketten çıkmaya izin verilmesi talep edilmişir. TTK'nun 638.maddesi; "Şirket sözleşmesi, ortaklara şirketten çıkma hakkını tanıyabilir, bu hakkın kullanılmasını belirli şartlara bağlayabilir. Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. Mahkeme istem üzerine, dava süresince, davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verebilir" hükmünü amirdir. Davacı tarafça ileri sürülen ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek nitelikte görülen tüm deliller toplanmıştır....

          Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK'nun Kiralananın Geri Verilmesi başlıklı 334.maddesinde "Kiracı kiralananı ne durumda teslim almışsa, kira sözleşmesinin bitiminde o durumda geri vermekle yükümlüdür. Ancak, kiracı sözleşmeye uygun kullanma dolayısıyla kiralananda meydana gelen eskimelerden ve bozulmalardan sorumlu değildir." düzenlemesi yapılmıştır. Sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu'na göre ise kira sözleşmelerinde kiralayana ait edim, kiralananı kiracıya teslim etmek ve kira süresi boyunca onu kiracının kullanımına elverişli şekilde bulundurmak (Borçlar Kanunu, md.249);kiracının edimi ise, kira paralarını ödemek, kiralananı sözleşmeye uygun şekilde kullanıp, süre sonunda iade etmektir (Borçlar Kanunu, md.256,257). 335.maddesine göre ise "Kiraya veren, geri verme sırasında kiralananın durumunu gözden geçirmek ve kiracının sorumlu olduğu eksiklikleri ve ayıpları ona hemen yazılı olarak bildirmek zorundadır....

          Ancak, davalılar kendi iradeleriyle yargılama aşamasında kiralananı tahliye ettiklerinden ve davanın açıldığı tarihte bu davalılar bakımından davacı dava açmakta haksız olduğundan davalı ... ve ... sebebiyle yapılan yargılama giderlerinden davacı sorumlu olmalıdır. Mahkemece belirtilen ayrım gözetilmeksizin tüm yargılama giderleriyle davacının sorumlu tutulması doğru olmamıştır. Karar açıklanan nedenlerle bozulmalıdır. SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, 12.03.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

            Bölge adliye mahkemesince; yapı kullanma izin belgesinin, dava tarihinden sonraki tarih olan 28.12.2016 tarihinde alındığı, yapı kullanma izin belgesi alınamadığından kiralananın dava tarihine kadar kiracıya teslim edilemediği, yani sözleşmenin ifa sürecine geçilemediği, davacı kiracının fesih bildiriminin geçmişe etkili olacağı, kiracının 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 125. maddesindeki (mülga 818 Sayılı Borçlar Kanunu'nun106....

              İhtarnameye konu kira paralarının ödenmediği, davalının kiralananı 02.08.2007 tarihinde tahliye ve teslim ettiğini yasal delillerle kanıtlayamadığı kabul edildiğine göre oluşan temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesine karar vermek gerekirken, yazılı gerekçe ile tahliye isteminin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Öte yandan dava davacı A… … O… …'a vekaleten açılmış olup yargılama sırasında Av.İ… … E… … P… … tarafından temsil edildiğine göre karar başlığında davacı olarak A… … O… …'ın gösterilmesi gerekirken, İ… … O… …'ın gösterilmesi de doğru görülmemiştir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün tahliyeye hasren BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 01.12.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Mahkemece, iddia, savunma, kira sözleşmesi benimsenen bilirkişi raporuna, davalının dava konusu elektrik borcunun davalının kiralananı tahliye ettiği tarihten sonraki döneme ilişkin olduğu savunmasına, kiralananın anahtarını kiraya verene teslim ettiğine dair yazılı belge ibraz edememesine ve kiralananı tahliyesinde davacı şirketteki elektrik aboneliği sözleşmesini de borçlarını ödeyip iptal ettirmediğinden tahakkuk ettirilen borçtan sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davalının itirazının iptaline, takibin devamına, %40 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacı yan takibinde 1.072.000.000.TL asıl alacak, 596.800.000.TL gecikme zammı olmak...

                  UYAP Entegrasyonu