Böyle olunca mahkemece, taraf delillerinin usulüne uygun ve kendisince toplanması ve davalının kiralananı kiralama amacına uygun bulundurma zorunluluğu da gözardı edilmeden sonucuna uygunbir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde verilen kararın bozulması düşüncesinde olduğumdan ... çocunluğun kararına katılamıyorum....
Kiraya veren, kiralananı sözleşmenin amacına uygun surette kullanmaya ve işletmeye elverişli bir şekilde teslime ve kira süresince de kiralananı bu halde bulundurmaya mecburdur. Eş söyleyişle, kira sözleşmeleri iki taraflı borç doğuran ivazlı sözleşmelerdendir. O nedenle kiraya veren davalı, kiralananı kararlaştırılan tarihte, sözleşmede amaçlanan kullanıma elverişli bir durumda teslim etmek ve sözleşme süresince bu durumda bulundurmakla yükümlüdür. (TBK. m. 301). Çünkü buradaki ifa; borçlanılan edimin kural olarak borçlu tarafından belirli bir yer ve zaman içinde ve sözleşmenin kaynağındaki esaslar altında yerine getirilmek suretiyle borçlunun borcundan kurtulmasını sağlayan eylem ve davranıştır. O halde, geçerli bir ifanın benimsenebilmesi için; ifa borçlu tarafından alacaklıya sözleşmede kararlaştırılan yer ve zamanda, karalaştırılan nicelik ve niteliklere uygun olarak yerine getirilmelidir....
Bu açıklamalar ışığında davalı kiracının iade borcunun kiralananı eski hale getirme yükümlülüğünü kapsamadığı, ancak kiralananı teslim aldığı gibi hasarsız, temiz, bakımlı ve iyi durumda, yani hor kullanımdan ari bir halde teslim etmek yükümlülüğü altında olduğu, bu nedenle de davacı kiralayanın eski hale getirme bedeli talep edemeyeceği açıktır. Ancak elbetteki kiracı, kiralananı hor kullanımından kaynaklı zarar varsa bu zararın tazmini dolayısıyla sorumlu olacaktır....
Kira sözleşmesinde kiracının oteli sağlam ve noksansız aldığı yazıldığına göre kiracı bunun aksini ancak aynı nitelikteki deliller (yazılı belge) ile kanıtlayabilir. 01.07.2012 de yürürlüğe giren 6098 sayılı T.B.K.’nun 316.maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı tam bir özenle kullanmak ve aynı kanunun 334. maddesi gereğince kiralananı sözleşme sonunda aldığı hali ile kiralayana teslim etmekle yükümlüdür. Davalı kiralayanlar, davacı kiracının kiralanan oteli tahliye ettikten sonra oteldeki hasar için 187.619,55 TL masraf yapılması gerektiğinin tespit edildiğini belirterek yaptığı hasar bedelinin davacı kiracıdan tahsilini talep etmiştir. Davalının kiralananı kullandığı süre ve kullanma amacı gözetildiğinde olağan kullanımdan kaynaklanan yıpranma ve eskimelerin olacağı kuşkusuzdur. Ancak kiracı olağan kullanımdan kaynaklanan yıpranma ve eskimelerden sorumlu olmayıp ancak hor kullanımdan kaynaklanan yıpranma ve eskimelerden sorumlu tutulabilir....
Bu durumda mahkemece davalı kefil hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. 2-Davalı kiracı vekilinin hor kullanma bedeline yönelik temyiz itirazlarına gelince; 6098 Sayılı TBK.nun 316 (BK 256) maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı tam bir özenle kullanmak ve aynı Kanunun 334 (BK 266) maddesi gereğince sözleşme sonunda aldığı hali ile kiralayana teslim etmekle yükümlüdür. Ancak kiracı sözleşmeye uygun kullanma dolayısıyla oluşan eskime ve bozulmalardan sorumlu olmayıp münhasıran kötü kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasardan sorumludur. Davalının kiralananı kullandığı süre ve kullanma amacı gözetildiğinde olağan kullanımdan kaynaklanan yıpranma ve eskimelerin olacağı kuşkusuzdur. Davalı kiracının kiralananı 21/07/2014 tarihinde tahliye etmesinden sonra kiralananda meydana gelen hasarların belirlenmesi amacıyla .......
Temyize konu olayda uyuşmazlık; kiracının kiralananı hangi tarihte tahliye ettiği hususunda toplanmaktadır. Türk Medeni Kanununun 6. maddesi gereğince kanun aksini emretmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispatla yükümlüdür. Hukuk Muhakemeleri Kanunun 190. maddesinde de bu ilke "ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir" şeklinde tekrarlanmıştır. İspat yükü, ilk önce kural olarak davacıya düşer; yani davacı davasını dayandırdığı vakıaları ispat etmelidir. Davacı iddiasını ispat ederse, ispat yükü davalıya geçer.Somut olayda ispat yükü, sözleşmeyi kabul etmekle birlikte, kiralananı tahliye ettiğini iddia eden davalı tarafa düşmektedir. Kiralananın anahtarının usulüne uygun şekilde kiraya verene teslim edildiğini yazılı delillerle kanıtlama yükümlülüğü davalı kiracıya aittir....
Türk Borçlar Kanunu'nun 301. maddesine göre “kiraya veren, kiralananı kararlaştırılan tarihte, sözleşmede amaçlanan kullanıma elverişli bir durumda teslim etmek ve sözleşme süresince bu durumda bulundurmakla yükümlüdür. Kiralayan yükümlülüğünü yerine getirerek kiralananı yasaya uygun şekilde kiracıya teslim etmiştir. Davacı kiracı tacirdir. T.T.K.nun tacir olmanın hükümlerini düzenleyen 18/2 maddesine göre her tacirin ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir. Bu hükme göre kira sözleşmesini tacir olarak imzalayan davacının kiralama zamanındaki ve gelecekteki koşulları gerçek ve ölçülü bir şekilde değerlendirdiği ve buna göre hareket ettiği kabul edilmelidir. Davacı kiracının kiraladığı işyerinin bulunduğu AVM'nin beklenen ilgiyi görmemesini gerekçesiyle kira sözleşmesini feshi az önce açıklanan T.T.K. 18/2 maddesi hükmü karşısında haksızdır....
Davalı, kira sözleşmesinde tüm gereçlerin sağlam teslim edildiğinin yazılı olduğunu, kiralananı ihbar edilen Tepe İnşaat A.Ş'den satın aldığını, zarardan bu kişinin sorumlu olabileceği gibi, davacı kiracının sözleşmeye projeye, yönetim planına aykırı olarak bahçe duvarına 80 cm ilave yaptığını, duvarın statiğinin bozulmasına ve çökmesine neden olduğunu, kendisinin sorumluluğunun olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir. Mahkemece, davalının olayda kusuru olmadığını, bilakis davacının duvar üzerinde yaptığı eklentinin etkisiyle zararın meydana geldiğini, sitede başkaca bir yerin yıkılmadığı davacının kusurlu olduğunu benimseyerek davanın reddine karar vermiştir. Hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir. Kiralayanın (davalının) kiralananı akitde öngörülen şekilde kullanmağa elverişli halde bulundurmak borcu , kira süresince var olan ve devam eden bir yükümlülüktür....
Mahkemece, asıl dava yönünden davanın reddine, karşı dava yönünden davacının güvence bedelinin iadesine ilişkin talebinin zaman aşımı nedeni ile reddine, 01/06/2002 tarihli kira sözleşmesine istinaden verilen 3600 TL lik teminat çekinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş,hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir . 1-) Asıl dava yönünden ; 6098 Sayılı TBK.nun 316. maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı tam bir özenle kullanmak ve aynı Kanunun 334. maddesi gereğince sözleşme sonunda aldığı hali ile kiralayana teslim etmekle yükümlüdür. Ancak kiracı sözleşmeye uygun kullanma dolayısıyla oluşan eskime ve bozulmalardan sorumlu olmayıp münhasıran kötü kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasardan sorumludur. Davacının kiralananı kullandığı süre ve kullanma amacı gözetildiğinde olağan kullanımdan kaynaklanan yıpranma ve eskimelerin olacağı kuşkusuzdur....
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden, önceki malik ile davalı arasında 32, 33 ve 34 no’lu bağımsız bölümler için ayrı ayrı 01.01.2009 başlangıç tarihli, 2 yıl süreli işyeri (Deri Ayakkabıcılığı), kira sözleşmesi imzalandığı, davacının bu yerleri 16.06.2009 tarihinde satın aldığı, davalı kiracının haklı neden göstermeden 21.06.2010 tarihinde kiralananı tahliye ettiği, bu hususun davacı tarafından açıkça kabul edildiği anlaşılmaktadır. “Kiralananın kira sözleşmesinin bitiminden önce geri verilmesi” başlıklı TBK 325. maddesinde; “Kiracı, sözleşme süresine veya fesih dönemine uymaksızın kiralananı geri verdiği takdirde, kira sözleşmesinden doğan borçları, kiralananın benzer koşullarla kiraya verilebileceği makul bir süre için devam eder. Kiracının bu sürenin geçmesinden önce kiraya verenden kabul etmesi beklenebilecek, ödeme gücüne sahip ve kira ilişkisini devralmaya hazır yeni bir kiracı bulması hâlinde, kiracının kira sözleşmesinden doğan borçları sona erer....