Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı cevap dilekçesinde, kiralananı 30.05.2013 tarihinde tahliye ettiğini ve bu durumu kiraya verene bildirdiğini, kira sözleşmesinin 8. maddesinde 1 aylık feshi ihbar süresinin belirlendiğini bu kapsamda olan Haziran 2013 ayına ait kira bedelinin de ödendiğini kira borcunun kalmadığını belirterek haksız ve yersiz açılan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile itirazın iptaline karar verilmiştir. Taraflar arasında, 10.10.2012 başlangıç tarihli, 12 ay süreli, aylık 900TL bedelli kira sözleşmesi ile kiralananın 30.05.2013 tarihinde tahliye edildiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesinin hususi şartlar bölümünde yer alan 8. maddesinde; “Kiracı kiralananı boşaltmak istediğinde en az bir ay evvelinden mal sahibine ulaşacak şekilde bildirmeyi taahhüt eder” şeklinde düzenlemeye yer verildiği anlaşılmaktadır....

    ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2021/472 Esas KARAR NO:2021/792 DAVA:İstirdat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) DAVA TARİHİ:26/07/2021 KARAR TARİHİ:29/12/2021 Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkili şirket arasında finansal kiralama sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme kapsamında davalıya malın teslim edildiğini, davalının kiralananı teslim etmediği gibi kiralananı saklama ve kaçırma girişiminde bulunduğundan ihtiyati tedbir kararı alındığını belirterek davanın kabulüne, yargılama giderleri ile avukatlık ücretlerinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Uyuşmazlık kiracının kiralananı kullanamamasından dolayı uğradığı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.Hüküm Asliye Hukuk Mahkemesince verilmiştir. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 13. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 18.1.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Mahkemece, davalı şirket yöneticisi hakkında her ikisi de kaçak akaryakıt satmak suçundan olan davalardan ilkine ait suç tarihinin 24.07.2008 karar tarihinin 08.09.2009 olduğu, ikinci kamu davasındaki suç tarihinin 09.02.2009 olduğu, kiralayan olan eski malikin ve kiralananı sonradan iktisap eden davacının söz konusu davalardan haberdar oldukları uzunca bir süre beklenildikten sonra dava açılmasının iyi niyet kuralları ile bağdaşmayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Taraflar arasında 01.06.2005 başlangıç 31.12.2007 bitiş tarihli kira sözleşmesi konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taşınmaz davalıya akaryakıt istasyonu, market, elektrik ve lastik tamir binası olarak kiraya verilmiştir. Davacı kiralananı 15.09.2008 tarihinde eski malikten satın almıştır. Dava tarihinde yürürlükte olan 818 sayıl Borçlar Kanunun 256.madde hükmüne göre kiracı kiralananı kullanırken tam bir özen içinde hareket etmek, kiralanana zarar vermemekle yükümlüdür....

          Dava ve karar tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanununun 252/1 maddesinde; "Kiracı, kendi kusurundan yahut şahsından hadis olan mücbir bir sebepten dolayı kiralananı kullanamadığı yahut mahdut surette kullandığı takdirde, kiralayan kiralananı akit dairesinde kullanmağa hazır bulundurmuş oldukça, kiracı, kiranın tamanını vermekle mükellef olur. " hükmü öngörüldüğünden; kira sözleşmesinin, mahkemenin gerekçesinde belirtildiği şekilde fahiş kira parası istenmesi nedeniyle fesih, haklı nedenle fesih olarak kabul edilemez. Kiracının, kira süresi sona ermeden kira sözleşmesini tek taraflı olarak fesih ederek, kiralananı tahliye etmesi durumunda, kural olarak kiracı kira süresinin sonuna kadar kiraya verenin uğradığı tüm zararı ödemekle yükümlüdür. Ancak, Borçlar Kanununun 98/2. maddesi göndermesi ile, aynı Kanun'un 44.maddesi uyarınca kiraya verenin de zararın artmasına neden olmaması gerekir....

            Mahkemece, davalının kira sözleşmesinin amacına uygun biçimde kiralananı teslim etmek yükümlülüğünü yerine getiremediği gibi mecuru sözleşme süresince kullanmaya elverişli durumda da bulunduramadığı ve ayıbı gideremediği gerekçe gösterilerek, davanın kabulü ile 10.000.USD alacağın 05.06.2008 tarihinden itibaren 2010/8849-16413 değişen oranlarda Devlet bankalarının bir yıl vadeli USD mevduatı hesabına uyguladıkları en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Kiracı olan davacının kiralananı boşalttıktan sonra mecuru teslim etmesi B.K.' nun 266. maddesi gereğidir....

              Kiralananın tahliye edildiğinin (kiracının kiralananı iade borcunu yerine getirdiğinin) kabul edilebilmesi için, kiralananın fiilen boşaltılması yeterli değildir. Anahtarın da kiralayana teslim edilmesi gerekir. Kiracının bildirdiği tahliye tarihinin kiralayan tarafından kabul edilmemesi; başka bir ifadeyle, tahliye tarihinin taraflar arasında çekişmeli olması halinde; kiralananın fiilen boşaltıldığını ve anahtarın teslim edildiğini, böylece kira ilişkisinin kendisince ileri sürülen tarihte hukuken sona erdirildiğini kanıtlama yükümlülüğü, kiracıya aittir. Kiracı, kiralananı kendisinin ileri sürdüğü tarihte tahliye ettiğini ispatlayamazsa, kiralayanın bildirdiği tahliye tarihine itibar olunmalıdır....

                Sözlemenin 14. maddesi “Kiracılar dönem sonunda kiralananı tahliye etmek isterlerse, bu isteklerini, dönem sonundan en az bir ay önce kiraya verene yazılı olarak bildirecektir. Kiracı dönem sonundan evvel kiralananı tahliye etmek isterse, kiraya veren mal sahibi bu yerini, kiranın bitiş tarihine kadar kiraya veremezse kiracı geçen bütün ayların kiralarını ödemek mecburiyetindedir" hükmünü içermektedir. Bu nedenle davalının akdin feshinden sonraki döneme ilişkin kira parasından da sorumluluğu gerekir. Ancak sözleşmede kiracının sorumluluğunun sınırı davacının taşınmazı yeniden kiraya verebileceği süre ile sınırlanmış olup, davacının bu nedenle zararın artmasına sebep olmaması gerekir. Mahkemece alınan 17.01.2011 havale tarihli bilirkişi raporunda, davacının kiralananı 3 ay içerisinde kiraya verebileceğinin belirtilmiş olmasına göre, davalının sorumluğunun bu süre ile sınırlı tutulması gerekir....

                  Mahkemece,davacı kiracının, kiralananı 12/07/2012 tarihine kadar işlettiği gerekçesiyle peşin ödenen kira bedelinin kısmen iadesine karar verilmiş ise de 01/04/2012 başlangıç tarihli kira sözleşmesinde görüleceği üzere davacı ile davalı ... taşınmazda birlikte kiracıdırlar. Kiracıların birden fazla olması durumunda, kira sözleşmesinin feshinin ve kiralananın tahliyesinin kiracılar tarafından birlikte yapılması gerekir. Kiracılardan birisinin fiilen kiralananı kullanmaması tek başına kiracılık sıfatının sona ermesine yol açmayacağı gibi kiralananın tahliye edildiği sonucu da doğurmamaktadır....

                    Kiralananın tahliye edildiğinin (kiracının kiralananı iade borcunu yerine getirdiğinin) kabul edilebilmesi için, kiralananın fiilen boşaltılması yeterli değildir. Anahtarın da kiralayana teslim edilmesi gerekir. Kiracının bildirdiği tahliye tarihinin kiralayan tarafından kabul edilmemesi; başka bir ifadeyle, tahliye tarihinin taraflar arasında çekişmeli olması halinde; kiralananın fiilen boşaltıldığını ve anahtarın teslim edildiğini, böylece kira ilişkisinin kendisince ileri sürülen tarihte hukuken sona erdirildiğini kanıtlama yükümlülüğü, kiracıya aittir. Kiracı, kiralananı kendisinin ileri sürdüğü tarihte tahliye ettiğini ispatlayamazsa, kiralayanın bildirdiği tahliye tarihine itibar olunmalıdır....

                      UYAP Entegrasyonu