WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili, müvekkilinin kiralananda uzun süredir aylık 80 YTL bedelle kiracı olduğunu, borçlarını eksiksiz olarak yerine getirdiğini, davacıya hakaret ve iftira ettiği iddialarının ve akde aykırılık iddiasının doğru olmadığını, kiralananı konut olarak kullandığını, öte yandan akde aykırılık sebebiyle dava açılabilmesi için öncelikle eski hale getirme ve akde aykırılığı giderme konusunda ihtarname gönderilmesi gerektiğini, davacının bu dava şartına uymadığı gibi, davanın da süresinde açılmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Borçlar Kanunu'nun 256. maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı kira süresi boyunca tam bir ihtimam dairesinde kullanmak zorundadır....

    Davalı; davacının kiralananı süre bitiminde derhal tahliye etmesi gerekirken etmediğini, sözleşmede kira süresinin sonundan tahliye tarihine kadar geçen her gün için cari yıl kira bedelinin %1’i oranında ceza ödeneceğinin kararlaştırıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir....

      Davacı vekili dava dilekçesinde davalının, kiralananı devir aldığı dava dışı şirket ile yapılan kira sözleşmesinin 14/4. maddesine dayanarak üç ay önceden keşide ettiği 28.04.2009 tarihli ihtar ile sözleşmeyi feshettiğini ve kiralananı 31.07.2009 tarihinde tahliye edeceğini bildirmesine rağmen taahhüt ettiği tarihte kiralananı tahliye etmediğini ve kullanmaya devam ettiğini ileri sürerek davalı hakkında Ekim, Kasım 2009 kira bedelleri ile takip tarihi olan 18.12.2009 tarihine kadar ki 17 günlük Aralık 2009 ayı kira bedelinin tahsili amacıyla icra takibi yapıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, itirazın iptali ile % 40 icra inkar tazminatı isteminde bulunmuştur....

        Mahkemece kiralanan dükkana zarar verme iddiası karşısında davacıların malik olmalarından dolayı taraf sıfatının bulunduğu dava dilekçesinde binaya zarar verilmesi suretiyle haksız eylemden kaynaklı alacak talebinde bulunulduğu ancak davalının binaya zarar verdiğine dair geçerli ve alacağın varlığını ispatlayan delil ibraz edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 6098 Sayılı TBK.nun 316 (BK 256) maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı tam bir özenle kullanmak ve aynı Kanunun 334 (BK 266) maddesi gereğince sözleşme sonunda aldığı hali ile kiralayana teslim etmekle yükümlüdür. Ancak kiracı sözleşmeye uygun kullanma dolayısıyla oluşan eskime ve bozulmalardan sorumlu olmayıp münhasıran kötü kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasardan sorumludur. Davalının kiralananı kullandığı süre ve kullanma amacı gözetildiğinde olağan kullanımdan kaynaklanan yıpranma ve eskimelerin olacağı kuşkusuzdur. ./.. Davacılara ait binanın üst kiracı......

          Davalı vekili, müvekkilinin kiralananda uzun süredir aylık 80 YTL bedelle kiracı olduğunu, borçlarını eksiksiz olarak yerine getirdiğini, davacıya hakaret ve iftira ettiği iddialarının ve akde aykırılık iddiasının doğru olmadığını, kiralananı konut olarak kullandığını, öte yandan akde aykırılık sebebiyle dava açılabilmesi için öncelikle eski hale getirme ve akde aykırılığı giderme konusunda ihtarname gönderilmesi gerektiğini, davacının bu dava şartına uymadığı gibi, davanın da süresinde açılmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Borçlar Kanunu'nun 256. maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı kira süresi boyunca tam bir ihtimam dairesinde kullanmak zorundadır....

            nun 249. maddesi gereğince kiralayan, kiralananı akitten maksut olan kullanmaya salih bir halde kiracıya teslim etmek ve kira müddeti zarfında bu halde bulundurmakla mükelleftir. Açıklanan madde hükmünden anlaşıldığı gibi davalı kiralayan taraf, kalorifer kazanlarını sağlam ve çalışır şekilde bulundurmakla mükelleftir. Davacı, kalorifer kazanlarının kiraya mahsuben kendileri tarafından değiştirilmesine izin verilmesi yada davalı tarafça değiştirilmesi için davalıya gerekli başvuruyu yapıp, temerrüde düşürmüş, ancak davalı yükümlülüğünü yerine getirmemiştir. Öyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken mahkemece, yanlış değerlendirme ve yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. 2-Bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir....

              Davalı, kapı açmak için 4 Mart 1988'de kiraladıktan hemen sonra idareye dilekçe verdiğini ve izin belgesi olduğunu, ancak müracaatında belgeyi bulamadıklarını mahsende veya S… … kağıt fabrikasında olabileceğini söylediklerini, bu belge için şahitleri olduğunu, yine de duvarı yeniden ördüğünü, A… … Ö… …'ın resmi müracaatla faaliyetine son verdiğini, Dış Ticaret Müsteşarlığı izin vermediği için kuyumcu olarak kullanamadığını ve 25 yıldır davacının bunu bildiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur. Borçlar Kanununun 256.maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı kira süresi boyunca tam bir ihtimam dairesinde kullanmak zorundadır. Anılan madde hükmü gereğince akde aykırılıktan dolayı kiracının tahliyesine karar verilebilmesi için kiracıya akde aykırı davranışına son vermesi hususunda kiralayan tarafından süreli bir ihtar tebliğ ettirilmesi ve tanınan bu süre içerisinde de akde aykırılığın giderilmemiş olması gerekir....

                Dosyadaki belgelerden, kiralananın yapı kullanma izin belgesinin 05/11/2015 tarihinde düzenlendiği, binanın tam ve eksiksiz olarak davalılara teslim edildiği, davalı kiracılar tarafından bağımsız bölümlerin dava dışı kişilere kiraya verildiği, davacının 6098 sayılı TBK 301. maddesinde düzenlenen teslim borcunu yerine getirdiği, kira bedeli talep hakkının doğduğu anlaşılmaktadır. Anılan kira sözleşmesinde yeralan "her türlü resmi iş" ifadesinde ise yapı kullanma izin belgesinin düzenlenmesi gerektiği anlatılmaktadır . Başka bir anlatım ile kiralananı teslim almış, alt kiraya vermiş, alt kiracılardan kira bedeli almış olan davalılar sözleşmeden doğan kira borçlarını ödemek zorundadırlar, abonelik işlemlerinde eksiklerin olması davalıları kira borcundan kurtaramaz, aksi durumda davalılar kendi kiracılarından elde ettikleri kira bedelleri oranında davacı aleyhine olarak sebepsiz zenginleşeceklerdir.Anılan nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararının bozulması gerekmiştir....

                  Dingil tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkiline ait ... 2 isimli teknenin davalı tarafça işletilen yat limanında bulunduğunu, yat limanının 19/05/2007 - 19/05/2008 dönem kira bedeli olan 3.591,00 USD'nin müvekkili tarafından ödendiğini, davalının fahiş kira talebi nedeniyle bir sonraki dönem için müvekkilinin akit yapmayarak teknesini buradan almak istediğini, davalı tarafça geçmişe dönük farklı kira talebinde bulunarak teknenin limandan çıkışına izin verilmediğini, davalının haksız eylemine son vermesi için keşide edilen ihtarnamenin semeresiz kaldığını, müvekkilinin davalıya herhangi bir kira borcunun bulunmadığını, teknenin limanda kara park yerinde açık havada kaldığını ve kötü hava koşullarından dolayı zarar gördüğünü, teknenin alıcılara satış ve tesliminin davalı tarafından dolaylı olarak engellendiğini, müvekkilinin bu...

                    Yukarıda açıklandığı üzere kiralananı tahliye edildiğini ispat yükü kiracıya ait olup, kiracı yasal delillerle kiralananı bildirdiği tarihte tahliye ettiğini ispat edememiştir. Bu durumda, kiraya verenin bildirdiği tahliye tarihine göre kiracının kira bedellerinden sorumlu olduğunun kabul edilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, Adalet Bakanlığının yerinde görülen kanun yararına temyiz talebinin kabulü gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Adalet Bakanlığının yerinde görülen kanun yararına temyiz talebinin kabulü ile HMK'nın 363 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kararın sonuca etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA, aynı maddenin üçüncü fıkrası uyarınca gereği yapılmak üzere bozma kararının bir örneğinin ve dava dosyasının Adalet Bakanlığına gönderilmesine, 24/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu