Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kiralananın Tahliyesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Dava, yazılı tahliye taahhüdüne dayalı başlatılan icra takibi nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulü ile kiralananın tahliyesine karar verilmiş, hüküm davalı borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı alacaklı, ... 2. Noterliğince düzenlenen 09288 yevmiye numaralı, 16/04/2013 tarihli tahliye taahhüdüne dayanarak 19/01/2015 tarihinde başlattığı icra takibi ile kiralanan taşınmazın tahliyesini talep etmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kiralananın Tahliyesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Dava, kesinleşen icra takibi sebebiyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davalıya hangi taşınmazdan tahliye talebinde bulunulduğunu bilme imkanı verilmemiş olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı alacaklı, 11.02.2015 tarihinde başlatılan icra takibi ile ödenmediği iddia olunan kira bedellerinin davalıdan tahsilini istemiş, takip talepnamesine taraflarca imzalanan 01.05.2014 başlangıç tarihli 2 yıl süreli yazılı kira sözleşmesini eklemiş ve takip dayanağı olarak da göstermiştir. Yazılı kira sözleşmesinde kiralananın adresi açıkça yazılmıştır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Uyuşmazlık itirazın iptali, kiralananın tahliyesine ilişkindir. Mahkemece itirazın iptaline, kiralananın tahliyesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından, kira alacağına uygulanacak yasal faize yönelik olarak temyiz edilmiştir. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 9.4.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Uyuşmazlık kiralananın tahliye edilerek anahtarının kiralayana ne zaman teslim edildiğine ilişkindir. Kural olarak anahtar teslim edilmediği sürece kiralananın kiracının kullanımında olduğunun kabulü gerekir. Yasal anahtar teslimi bizzat anahtarı kiralayana vermek suretiyle veya tevdi mahalli tayini suretiyle yapılır. Anahtar tesliminin davalı kiracı tarafından yazılı belge ile kanıtlanamaması halinde davacının bildirdiği tarih esas alınmak suretiyle bildirilen tarihe kadar kira alacağına hük-medilmesi gerekir. Davalı dava konusu kiralananın anahtarının 2010 yılı Haziran ayında teslim edildiğini bildirmiş, buna ilişkin bir belge sunamamıştır. Bu durumda anahtar tesliminin davacının bildirdiği 01.11.2010 tarihi olduğunun kabulü ile davalıların bu tarihe kadar olan kira parasından sorumlu tutulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Karar bu nedenlerle bozulmalıdır....

          Kiralananın açıktan fena kullanılması durumunda akde aykırılığın giderilmesi amacıyla kiracıya ihtar gönderilmesine gerek yoktur. Olayımıza gelince; Davacılar vekili, dava dilekçesinde, müvekkillerinin malik sıfatıyla dava açtıklarını bildirmiş, yargılama sırasında ise 1 Ekim başlangıç tarihli sözlü kira akdine dayanmıştır. Dava, akde aykırılık nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkin olup, bu sebeple dava açma hakkı kiralayana aittir. Mahkemece davacılar vekiline malik sıfatıyla mı yoksa kiralayan sıfatıyla mı dava açtıkları hususunun açıklattırılarak, kiralayan sıfatıyla dava açıldığının bildirilmesi halinde kiralayan sıfatının ispatına imkan tanınması (gerekirse yemin teklif etme haklarının hatırlatılması) kiralayan sıfatının ispatı halinde dava ve karar tarihinde yürürlükte bulunan B.K.'...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kiralananın tahliyesi Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, süre bitimi nedeniyle tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili baz istasyonu kurulması için müvekkillerine ait binanın ortak kullanım yeri içerisinde kalan alanın davalı ....'ne 18/10/2000 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile kiralandığını, kira sözleşmesinin 10 yıl süreli olduğunu, kira sözleşmesinin sona erdiği tarihten itibaren yenilenmeyeceğinin, davalıya ihtarname ile bildirildiğini belirterek kiralananın tahliyesini istemiştir....

              Sözleşmede kiralananın arsa olduğu, üzerinde taşınabilir nitelikte büfe bulunduğu,kira süresi sonunda kiralananın boş olarak teslim edileceği, kira süresi sonunda taşınmaz üzerinde hiçbirşey bırakılmayacağı kararlaştırılmıştır. Bu haliyle kiralananın Borçlar Kanunu’nun adi kiraya ilişkin hükümlerine tabi olduğunun kabulü ile uyuşmazlığın bu kanun hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. Olayda 6570 Sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanma olanağı yoktur. Buna göre sözleşme 15.09.1998 tarihinden itibaren Borçlar Kanunu’nun 263. maddesi hükmü gereğince süresize dönüşmüş olup davacı tarafından 23.01.2009 tarihinde tebliğ edilen feshi ihbar ihtarnamesi altı aylık dönemin sonundan üç ay öncesini kapsamadığından 27.05.2009 tarihinde açılan dava süresinde değildir. Bu durumda mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir....

                Olayımıza gelince; Davacı, 23.11.2007 tarihinde dava konusu kiralananı iktisap etmiş, 14.12.2007 keşide, 28.12.2007 tebliğ tarihli ihtarname ile dava konusu kiralanana işyeri olarak ihtiyacı olduğunu bildirerek 16.06.2007 tarihinde kiralananın tahliyesi için işbu davayı açmıştır. Davacı, 2001- 2009 tarihleri arasında İstanbul'da sigortalı olup halen aynı şehirde profesyonel futbolcu olarak çalışmaktadır. Dava konusu edilen kiralananın bulunduğu Sivas şehrinde ikamet etmemekte ve yapılmak istenen gıda ya da tekstil ürünleri satış işi için kullanacağı işyerini babası ve kardeşleri eliyle yürüteceğini belirtmektedir. Kiralananın bulunduğu zemin ve üç kattan oluşan binanın tamamını iktisap eden ve uygun hale getirerek bir bütün halinde gıda ya da tekstil ürünleri satışı için kullanacağını ileri süren davacı iktisaptan sonra tahliye edilen diğer işyerlerini yeniden kiraya vermiştir....

                  Kiralananın demirbaşlarıyla kiraya verilmesi ve kiralananın işletilmesinden elde edilecek gelirin belli bir kısmının kiralayana ödeneceğinin sözleşmede kararlaştırılması kira ilişkisinin hasılat kirası olarak nitelendirmek için yeterli değildir. Musakkaf nitelikte olan kiralananın Borçlar Kanununun hasılat kirası hükümlerine tabi olabilmesi için işletme ruhsatı ile birlikte kiraya verilmesi gerekir. Dosyaya ibraz edilen işyeri açma ruhsatı kiracılardan ... adına olup, kiralanan 6570 Sayılı Kanun hükümlerine tabidir. Bu yasanın 7.maddesinde tahliye sebepleri sınırlı olarak sayılmıştır. Anılan yasa kiralayana süre bitimi nedeniyle ve feshi ihbar yoluyla sözleşmeyi feshetmek hak ve yetkisi vermemektedir. Bu hak yasanın 11.maddesinde sadece kiracıya tanınmıştır. Kiralayan 6570 Sayılı Yasanın 7.maddesinde belirtilen sebeplerin dışında bir sebebe dayanarak tahliye talep edemez....

                    Sözleşmede kiralananın boş arsa olarak kiralandığı ve ziraat aletleri alım satım yeri olarak kullanılacağı belirtilmiştir. Bu haliyle kiralananın Borçlar Kanununun adi kira hükümlerine tabi olduğu anlaşılmaktadır. Kural olarak tahliye davaları kiralayan tarafından açılır. Zira kiralayan sözleşmenin tarafı olup dava açma ve yetkisini sözleşmeden almaktadır. Sözleşmeden kaynaklanan bu yetkinin kullanılabilmesi için kiralayanın malik olması şart değildir. Kiralayan tarafından açılan davada kiralananın paylı veya elbirliği halinde mülkiyete konu olmasının önemi bulunmamaktadır. Zira kiralayanın açtığı davada pay ve paydaş çoğunluğunun ve iştirakin sağlanmasına gerek yoktur. Kiralanan ne tür mülkiyete tabi olursa olsun kiralayanın tek başına dava açma hakkı vardır....

                      UYAP Entegrasyonu