Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şartlar” bölümünün 22. maddesinde de, “taşınmaz üzerinde herhangi bir yapılaşmaya gidilmemesi, imar durumuna uygun olarak rekreaktif amaçlı kullanılması, yapılacak herhangi bir düzenlemede Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulundan izin alınması” gerektiğinin belirtildiğini, 11.9.2006 tarihinde, davacının kiralananı tesellümden kaçınması üzerine yer tesliminin yapılamadığına ilişkin tutanak düzenlendiğini, sözleşmenin haksız olarak feshedilmesi nedeniyle davacının herhangi bir talepte bulunamayacağını savunarak, davanın reddini dilemiştir....

    Anılan maddeye göre; “Kiraya veren, kiralananı kararlaştırılan tarihte, sözleşmede amaçlanan kullanıma elverişli bir durumda teslim etmek ve sözleşme süresince bu durumda bulundurmakla yükümlüdür. Bu hüküm, konut ve çatılı işyeri kiralarında kiracı aleyhine değiştirilemez; diğer kira sözleşmelerinde ise, kiracı aleyhine genel işlem koşulları yoluyla bu hükme aykırı düzenleme yapılamaz.”. Açıklanan bu madde ile kiraya verenin konut ve çatılı iş yeri niteliğindeki kiralananı, sözleşmede kararlaştırıldığı tarihte kullanıma elverişli şekilde teslim etmek ve sürekli edimlerden olması nedeniyle sözleme süresince bu durumda bulundurma yükümlülüğü, emredici hüküm olarak düzenlenmiştir. Taraflarca, kiralanan kullanıma elverişli bir durumda bulunmasa bile kira bedelinin tam olarak ödeneceği yönünde sözleşmeye konulan hükümler, kanunun emredici hükmüne aykırı olduğundan geçersizdir....

      Kiracı tarafından aksi ileri sürülse de kiralananın 27.06.2019 tarihli yapı kayıt belgesi ve 14.09.2017 tarihli yapı kullanma izin belgesi dosyaya ibraz edilmiştir. TBK'nın 301. maddesine göre kiralayan kiralananı kullanım amacına uygun tam ve eksiksiz bir şekilde kiracıya teslim etmek ve kira müddeti boyunca bu halde bulundurmak ile mükelleftir. Kiraya verenin bu yükümlüğünü yerine getirmemesi halinde kiracı TBK'nın 304, 305 ve 306. maddeleri gereğince akdi feshedebileceği gibi seçimlik haklarını da kullanabilecektir. Ancak kiracı kiralanandaki ayıplarla ilgili olarak kiraya verene herhangi bir bildirimde bulunmadığı gibi sözleşmeyi de feshedip kiralananı iade yoluna gitmemiştir. Öte yandan davacı vekili tarafından dosyaya ibraz edilen fotoğraflar, sosyal medyada verilen ilanlar, polis tarafından tutulan tutanağa göre kiracının işyerini düğün salonu olarak kullandığı da anlaşılmaktadır....

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararında davanın reddine gerekçe olarak gösterilen, davalının kiralananı boşaltacağını bildirmesi, kiralananı boşalttığına ilişkin belgeler sunmuş olması, taraflar arasında kira sözleşmesinin hususi şartlar bölümündeki 6.maddesinde davalı kiracının başka bir binaya taşınması halinde sözleşmenin kendiliğinden sona ereceğinin kabul edilmiş olması, sözleşme serbestisi gereğince taraflar arasında imzalanan kira sözleşmesinde açıkça sözleşmenin kamu binasına taşınmakla sona ereceği düzenlemesinin bulunması, davalının bu hususu davacıya daha önce bildirmiş olması şeklindeki düzenlemelerin uyuşmalığın çözümüne etkili hukuki konular olmadığını, çünkü taraflar arasında kiralananın teslim tarihi konusunda uyuşmazlık bulunduğunu, Kiralananın tahliye edildiğinin yani kiracının kiralananı iade borcunu yerine getirdiğinin kabul edilebilmesi için, kiralananın fiilen boşaltılmasının yeterli olmadığını, taşınmaza...

      Dosya arasında bulunan 05.01.2000 tarihli düzenleme şeklindeki vekaletnamenin incelenmesinden A… … O… …'ın maliki bulunduğu kiralananı kiraya vermeye, kira sözleşmelerini tanzim ve imzaya, kira paralarını tahsile, kiracıya ihtarname keşide etmeye ve tahliye davaları açmaya İ… … O… …'ı yetkili kıldığı anlaşılmaktadır. İ… … O… …'da bu yetkisine dayanarak davaya dayanak yapılan 06.09.2007 tarihli temerrüt ihtarnamesini A… … O… … vekili İ… … O… … sıfatıyla keşide etmiştir. Nitekim bu husus ihtarnamenin müstenit kısmında ilgili noter tarafından ayrıca tasdik edilmiştir. Özel yetkilendirilen vekilin müvekkili adına ihtarname keşide etmesine yasalarca bir engel bulunmamaktadır. Söz konusu ihtarname kiralayan A… … O… … adına keşide edildiğinden geçerlidir ve hukuki sonuç doğurur....

        Mahkemece, iddia, savunma, kira sözleşmesi benimsenen bilirkişi raporuna, davalının dava konusu elektrik borcunun davalının kiralananı tahliye ettiği tarihten sonraki döneme ilişkin olduğu savunmasına, kiralananın anahtarını kiraya verene teslim ettiğine dair yazılı belge ibraz edememesine ve kiralananı tahliyesinde davacı şirketteki elektrik aboneliği sözleşmesini de borçlarını ödeyip iptal ettirmediğinden tahakkuk ettirilen borçtan sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davalının itirazının iptaline, takibin devamına, %40 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacı yan takibinde 1.072.000.000.TL asıl alacak, 596.800.000.TL gecikme zammı olmak...

          Mahkemece, davanın kabulüne, davalı kiralayanın, kiralananı teslim borcunu ifa edebilmesi için Borçlar Kanununun 106/1. maddesi gereğince 50 günlük mehil verilmesine karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kira sözleşmesi gereğince, “kiralananın kiracıya teslim edilmesi konusundaki edimin” ifa edilmesi için kiralayana mehil verilmesi talebine ilişkindir. Taraflar arasında 20.4.2006 tarihli kira sözleşmesinin yapıldığı uyuşmazlık konusu olmayıp, dava açılmadan önce davacı kiracı tarafından edimin ifası için gönderilen 12.10.2006 tarihli ihtar üzerine, davalı kiralayanın gönderdiği 30.10.2006 tarihli cevabi ihtarda, “sözleşmenin feshedildiği” açıkça belirtildiği gibi, yargılama sırasında davalı vekili tarafından, taşınmazın üçüncü bir kişiye kiralandığı da açıklanmıştır....

            Teslimden sonra kiralayanın borcu sözleşme süresince kiralananı sözleşmedeki amaca uygun olarak kullanmaya ve işletmeye elverişli biçimde bulundurma borcu olarak devam eder. Kiralayan sözleşme süresince bunu temin etmekle yükümlüdür. Somut olayda, davacı kamulaştırma yapmadan sahaya ruhsat aldığından ve sahanın işletilememesi sebebiyle oluşan su birikintisinden sorumlu olduğundan kiralananı sözleşmedeki amaca uygun olarak kullanmaya ve işletmeye elverişli biçimde bulundurma borcunu yerine getirmemiştir. Kira alacağının (rödevans bedelinin) tahsiline dair davanın reddi açıklanan nedenle doğrudur. Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davacının tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 28.06.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

              BK. 256/2. maddesinde de belirtildiği üzere kiracı kiralananı açıktan fena kullanmak suretiyle akte aykırı davranırsa kiralayan, kiracıya ihtarname tebliği gerekmeden tahliye davası açma hakkını kazanmış olur. Yasada hangi hallerin fena kullanma olduğu açıkça belirtilmemiş olup içtihatlara göre kiralayan veya aile efradına hakaret, tehdit, yaralama gibi eylemler fena kullanma teşkil eder. Ayrıca ihtara gerek yoktur. Bu nedenle davalının eylemlerinin davalı tanıklarının beyanları ile doğrulandığı üzere ceza mahkemesi karan ile suç teşkil ettiği, mahkumiyet karan verilip kesinleştiği anlaşılmakla, davalı tarafın eylemleri ile fena kullanma olgusu gerçekleşmiş olduğundan tahliye karan verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir....

                Davalı vekili cevabında, davacının 2004 yılının Haziran ayına kadar olan kira bedellerini ödediğini, ancak daha sonraki kira bedellerini ödemediğini, müvekkilinin kiralananı 3. kişiye kiraya verip, teslim etmesinin söz konusu olmadığını, yani akde ve yasaya aykırı hiçbir eylem ve işlemi olmadığını, aksine yapılan araştırmada kiralananı davacının başkasına devredip, kendisinin kullanmadığının öğrenildiğini, müvekkilinin alacağını tahsil için icra takibi yaptığını, ayrıca davacının akde aykırı davranışından dolayı tahliye davası açtığını, davacının iddialarının asılsız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davacının davalıya kira paralarından kaynaklanan 200.340.00.-YTL. bulunduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu