Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçelere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davalının erken tahliye tazminatının hangi süreye kadar olacağına ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Davacı vekili, dava dilekçesinde, davalının kiralananda 06.11.2005 tarihli sözleşme ile kiracı olduğunu, kira dönemi sonunu beklemeden kiralananı 26.03.2009 tarihinde tahliye ettiğini, taşınmazın yeniden ancak 03.05.2009 tarihinde kiraya verilebildiğini, bu nedenle 2400 TL’nin tahsili için icra takibi yaptıklarını, davalının haksız itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına ve % 40 icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir....

    Çünkü kiralananı geri verme borcuna aykırı davranıldığı bu aşamada ileri sürülemez. Gerçekten 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 334. ( mülga 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 266. ) maddesi hükmüne göre kiralanan ne durumda teslim alınmış ise kiranın bitiminde ve o durumda geri verilmelidir. Kira sözleşmesi sona ermediğinden kiralananı geri verme borcu henüz doğmamıştır. Kiranın bitiminde kiralananın eski hale getirildikten sonra teslim alındığı şekliyle geri verilmesi mümkün olup, değişiklikler giderilmeksizin kiralananın iade edilmesinin söz konusu olması halinde tazminat sorumluğu doğacağından mahkemece tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, tazminat isteminin de kabul edilmesi doğru görülmediğinden hükmün tazminata ilişkin olarak bozulması gerekmiştir. SONUÇ....

      Davacı alacaklılar, bu davada davalının 5.1.2009 tarihinde kiralananı haksız fesih ve tahliye etmesi nedeniyle uğranılan kira kaybı alacağının tahsilini de istemiştir. Her ne kadar mahkemece davacıların, erken fesih sebebiyle tazminat alacağı isteyebilmeleri için sözleşmenin davalı tarafça feshedilmiş olması gerektiği, oysa davacı tarafından davalının kiralanandan tahliyesinin istendiği, bu hususta dava açılmış olduğu, tahliye iradesinin davalı tarafa bildirilmiş olduğu, davalının da dava devam ederken 05.01.2009 tarihinde kiralananı tahliye ettiği gerekçesi ile tahliye tarihinden sonraki makul süre kira alacağının tahsili isteminin reddine karar verilmişse de davalı kiracı, kira bedellerinin zamanında ödememesi sebebiyle hakkında haciz ve tahliye talepli icra takibine sebep olmuş itirazında kabul ettiği aylar kirasını yasal sürede ödememek suretiyle temerrüte düşmüştür....

        Kiralayan durumunda bulunan malik, kiralananı satarken yeni malike ödenmemiş kira alacaklarını temlik edebilir. Bu durumda alacağın temliki ile birlikte buna ilişkin dava hakkı da devredilmiş olur. Kiralayan malik kiracı hakkında kira alacağının tahsili ve temerrüt sebebiyle tahliye davası açtıktan sonra kiralananı satarsa henüz hüküm altına alınmamış olan kira alacaklarını da yeni malike temlik edebilir. Bu durumda kiralananı devralan kişi davaya devam eder. Tahliye isteme hakkı alacak hakkından ayrı olarak temlik edilemez. Buna karşılık sadece alacağın temliki mümkündür. Olayımıza gelince; davacı alacaklılar tarafından 12.08.2013 tarihinde başlatılan icra takibinde; aylık 700,00 TL den ödenmeyen 2013 yılı 4. İla 8. Aylar arası 7 aylık kira bedeli toplamı 3.500,00 TL nin faiziyle birlikte tahsili istenmiştir....

          Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının traktör kabini ve malzemesi işi ile uğraştığını, 28.12.2011 tarihinde kiralananı bu amaçla satın aldığını, davalıya 30/12/2011 tarihinde kiralananı satın aldığını ve 6 ay içinde taşınmazı tahliye etmesini ihtar ettiğini, ihtarnamenin tebliğine rağmen davalının kiralananı tahliye etmediğini ileri sürerek, kiralananın davalı vekili, cevabında satışın muvazaalı olduğunu, ihtiyacın samimi olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda, kiralananın zemin katının 22,50 m2, üst katının ise 50 m2 olduğunu, 22,50 m2 zemin katta iş makineleri, traktör parçaları, kabin kilitleri, kapı, cam, ayna, kabin dışındaki ayna ve ayna kolları ve sürücü koltukları satışı yapmanın uygun olmayacağını, davalının kullandığı 50 m2 zemin alanında yaptığı mevcut işin bile sıkışık vaziyette yapıldığının belirtilmesi nedeniyle davacının iddiasını ispatlayamadığından davanın reddine karar verilmiştir....

            Kiralananın tahliye edildiğinin (kiracının kiralananı iade borcunu yerine getirdiğinin) kabul edilebilmesi için, kiralananın fiilen boşaltılması yeterli değildir. Anahtarın da kiralayana teslim edilmesi gerekir. Kiralayan anahtarı almaktan kaçınırsa, kiracının yapması gereken, mahkemeden bu yolda tevdi mahalli tayinini isteyip, tayin edilecek yere veya notere anahtarı teslim etmek ve durumu kiralayana bildirmektir. Kiracının kiralananı iade borcu, ancak bu şekilde, durumun kiralayana bildirildiği tarihte son bulur. Aksi takdirde, kiracının, kira parasını ödemek de dahil olmak üzere, sözleşmeden kaynaklanan yükümlülükleri devam eder. Davalı kiralananı tahliye ederek anahtarı teslim ettiğini ileri sürdüğüne göre bu durumu davalının kanıtlaması gerekir. Davacı vekili taşınmazın 2014 ekim ayında tahliye edildiğini iddia ederek tahliye anına kadar ödenmeyen 2014 Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos ve Eylül ayı kira alacakları yönünden takip yapmıştır....

              Davalı cevap dilekçesinde, kiralananı 30.05.2013 tarihinde tahliye ettiğini ve bu durumu kiraya verene bildirdiğini, kira sözleşmesinin 8. maddesinde 1 aylık feshi ihbar süresinin belirlendiğini bu kapsamda olan Haziran 2013 ayına ait kira bedelinin de ödendiğini kira borcunun kalmadığını belirterek haksız ve yersiz açılan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile itirazın iptaline karar verilmiştir. Taraflar arasında, 10.10.2012 başlangıç tarihli, 12 ay süreli, aylık 900TL bedelli kira sözleşmesi ile kiralananın 30.05.2013 tarihinde tahliye edildiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesinin hususi şartlar bölümünde yer alan 8. maddesinde; “Kiracı kiralananı boşaltmak istediğinde en az bir ay evvelinden mal sahibine ulaşacak şekilde bildirmeyi taahhüt eder” şeklinde düzenlemeye yer verildiği anlaşılmaktadır....

                ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2021/472 Esas KARAR NO:2021/792 DAVA:İstirdat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) DAVA TARİHİ:26/07/2021 KARAR TARİHİ:29/12/2021 Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkili şirket arasında finansal kiralama sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme kapsamında davalıya malın teslim edildiğini, davalının kiralananı teslim etmediği gibi kiralananı saklama ve kaçırma girişiminde bulunduğundan ihtiyati tedbir kararı alındığını belirterek davanın kabulüne, yargılama giderleri ile avukatlık ücretlerinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Uyuşmazlık kiracının kiralananı kullanamamasından dolayı uğradığı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.Hüküm Asliye Hukuk Mahkemesince verilmiştir. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 13. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 18.1.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 22/10/2020 NUMARASI : 2020/166 E 2020/534 K DAVA KONUSU : Evlenen Kadının Önceki Soyadını Kullanmasına İzin Verilmesi KARAR : Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen mahkemenin kararına karşı, davalı nüfus müdürlüğü tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu, dosyanın istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiği ve istinaf isteminin süresi içerisinde yapıldığı anlaşılmakla dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: HMK 355 maddesine göre, resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Dava, evlenen kadının önceki soyadını kullanmasına izin verilmesine ilişkindir....

                    UYAP Entegrasyonu