Kiracı, devir öncesi mevcut muaccel ödenmemiş kira bedeli borçlarından dolayı kiralananı devreden kiralayana karşı, devir tarihinden sonra ise yeni malike karşı sorumludur. Kiralananı satın alan davacı TBK'nin 310. maddesi gereğince önceki malik kiralayanın haklarına halef olmuş ise de bunun için öncelikle kiralananı satın aldığı ve kira paralarının bundan sonra kendisine ödenmesi yönünde kiracıya bildirimde bulunması gerekir. Yeni malik tarafından kiracıya ihtar gönderilmesinden önce kiracının kira paralarını önceki malike ödemesi halinde, önceki malike yapılan ödeme miktarınca kiracı sorumluluktan kurtulacaktır. Olayımızda; kira sözleşmesine konu taşınmaz davacı alacaklı tarafından 22.11.2016 tarihi itibariyle edinilmiştir. Kiralananın yeni malik davacı tarafından edinilmesinden sonra davalı borçlu kiracıya 20.12.2016 tarihli ihtarname gönderilmiş ise de, tebliğ mazbatasından tebligatın muhatabına tebliğ edilemeden iade edildiği anlaşılmaktadır....
Davalı; çevre sakinlerinin okul ihtiyacının sözleşmede düzenlenmediğini, faaliyette bulunmadan da kiralananı ellerinde tutabileceklerini, kira bedellerinin ödendiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; davanın reddine yönelik olarak verilen karar Dairemizin 07/12/2017 tarih ve 2017/7373 -17221 E/K sayılı ilamı ile; kiralananın okul/kreş olarak eğitim amaçlı ve sürekli kullanılmak üzere kiralandığı, kiralananın dönemsel olarak kapalı tutulmasının ve bu hususta kiraya verenden izin alınmamasının kiralama amacına ve akde aykırı olduğu, davacı tarafından davalıya 30 gün süreli ihtarname gönderildiği ve akde aykırılığın düzeltilmediği belirtilerek Mahkemece, bu husus gözetilerek karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir....
F. isimli kişinin vakıf yetkilisi olarak imzaladığı, davalı vakfa yazılan müzekkereye verilen cevapta Vakıflar Şubeler çalışma yönetmeliğinin 7.maddesinde şubelerin vakıf dışında ayrı bir hükmü şahsiyetleri yoktur hükmü bulunduğu, yönetmeliğe göre şubelerin her türlü gayrı menkul kiralama, satın alma veya benzeri ayni hak tesis etmesi merkezin açık yazılı izniyle mümkün olduğu, gayri menkullere ilişkin alım, satım, bağış kabulü, kiralama veya sair ayni haklar tesisi ticari işletme kurabilmek için genel merkezden izin almakla yükümlü oldukları, kira kontratı ve öncesinde hiç bir şekilde K.Maraş şubesine veya R. F.a gayrimenkul kiralamak hususunda bir yetki ve izin verilmediğinin bildirildiği buna göre yetkisiz şube temsilcisi R. F. tarafından imzalanan kira sözleşmesinden dolayı davalı TÜRKAV'ın sorumlu olmayacağı gerekçesi ile istemin reddine karar verilmiştir....
Böyle olunca mahkemece, taraf delillerinin usulüne uygun ve kendisince toplanması ve davalının kiralananı kiralama amacına uygun bulundurma zorunluluğu da gözardı edilmeden sonucuna uygunbir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde verilen kararın bozulması düşüncesinde olduğumdan ... çocunluğun kararına katılamıyorum....
Kiraya veren, kiralananı sözleşmenin amacına uygun surette kullanmaya ve işletmeye elverişli bir şekilde teslime ve kira süresince de kiralananı bu halde bulundurmaya mecburdur. Eş söyleyişle, kira sözleşmeleri iki taraflı borç doğuran ivazlı sözleşmelerdendir. O nedenle kiraya veren davalı, kiralananı kararlaştırılan tarihte, sözleşmede amaçlanan kullanıma elverişli bir durumda teslim etmek ve sözleşme süresince bu durumda bulundurmakla yükümlüdür. (TBK. m. 301). Çünkü buradaki ifa; borçlanılan edimin kural olarak borçlu tarafından belirli bir yer ve zaman içinde ve sözleşmenin kaynağındaki esaslar altında yerine getirilmek suretiyle borçlunun borcundan kurtulmasını sağlayan eylem ve davranıştır. O halde, geçerli bir ifanın benimsenebilmesi için; ifa borçlu tarafından alacaklıya sözleşmede kararlaştırılan yer ve zamanda, karalaştırılan nicelik ve niteliklere uygun olarak yerine getirilmelidir....
Bu açıklamalar ışığında davalı kiracının iade borcunun kiralananı eski hale getirme yükümlülüğünü kapsamadığı, ancak kiralananı teslim aldığı gibi hasarsız, temiz, bakımlı ve iyi durumda, yani hor kullanımdan ari bir halde teslim etmek yükümlülüğü altında olduğu, bu nedenle de davacı kiralayanın eski hale getirme bedeli talep edemeyeceği açıktır. Ancak elbetteki kiracı, kiralananı hor kullanımından kaynaklı zarar varsa bu zararın tazmini dolayısıyla sorumlu olacaktır....
Kira sözleşmesinde kiracının oteli sağlam ve noksansız aldığı yazıldığına göre kiracı bunun aksini ancak aynı nitelikteki deliller (yazılı belge) ile kanıtlayabilir. 01.07.2012 de yürürlüğe giren 6098 sayılı T.B.K.’nun 316.maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı tam bir özenle kullanmak ve aynı kanunun 334. maddesi gereğince kiralananı sözleşme sonunda aldığı hali ile kiralayana teslim etmekle yükümlüdür. Davalı kiralayanlar, davacı kiracının kiralanan oteli tahliye ettikten sonra oteldeki hasar için 187.619,55 TL masraf yapılması gerektiğinin tespit edildiğini belirterek yaptığı hasar bedelinin davacı kiracıdan tahsilini talep etmiştir. Davalının kiralananı kullandığı süre ve kullanma amacı gözetildiğinde olağan kullanımdan kaynaklanan yıpranma ve eskimelerin olacağı kuşkusuzdur. Ancak kiracı olağan kullanımdan kaynaklanan yıpranma ve eskimelerden sorumlu olmayıp ancak hor kullanımdan kaynaklanan yıpranma ve eskimelerden sorumlu tutulabilir....
Bu durumda mahkemece davalı kefil hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. 2-Davalı kiracı vekilinin hor kullanma bedeline yönelik temyiz itirazlarına gelince; 6098 Sayılı TBK.nun 316 (BK 256) maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı tam bir özenle kullanmak ve aynı Kanunun 334 (BK 266) maddesi gereğince sözleşme sonunda aldığı hali ile kiralayana teslim etmekle yükümlüdür. Ancak kiracı sözleşmeye uygun kullanma dolayısıyla oluşan eskime ve bozulmalardan sorumlu olmayıp münhasıran kötü kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasardan sorumludur. Davalının kiralananı kullandığı süre ve kullanma amacı gözetildiğinde olağan kullanımdan kaynaklanan yıpranma ve eskimelerin olacağı kuşkusuzdur. Davalı kiracının kiralananı 21/07/2014 tarihinde tahliye etmesinden sonra kiralananda meydana gelen hasarların belirlenmesi amacıyla .......
Temyize konu olayda uyuşmazlık; kiracının kiralananı hangi tarihte tahliye ettiği hususunda toplanmaktadır. Türk Medeni Kanununun 6. maddesi gereğince kanun aksini emretmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispatla yükümlüdür. Hukuk Muhakemeleri Kanunun 190. maddesinde de bu ilke "ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir" şeklinde tekrarlanmıştır. İspat yükü, ilk önce kural olarak davacıya düşer; yani davacı davasını dayandırdığı vakıaları ispat etmelidir. Davacı iddiasını ispat ederse, ispat yükü davalıya geçer.Somut olayda ispat yükü, sözleşmeyi kabul etmekle birlikte, kiralananı tahliye ettiğini iddia eden davalı tarafa düşmektedir. Kiralananın anahtarının usulüne uygun şekilde kiraya verene teslim edildiğini yazılı delillerle kanıtlama yükümlülüğü davalı kiracıya aittir....
Türk Borçlar Kanunu'nun 301. maddesine göre “kiraya veren, kiralananı kararlaştırılan tarihte, sözleşmede amaçlanan kullanıma elverişli bir durumda teslim etmek ve sözleşme süresince bu durumda bulundurmakla yükümlüdür. Kiralayan yükümlülüğünü yerine getirerek kiralananı yasaya uygun şekilde kiracıya teslim etmiştir. Davacı kiracı tacirdir. T.T.K.nun tacir olmanın hükümlerini düzenleyen 18/2 maddesine göre her tacirin ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir. Bu hükme göre kira sözleşmesini tacir olarak imzalayan davacının kiralama zamanındaki ve gelecekteki koşulları gerçek ve ölçülü bir şekilde değerlendirdiği ve buna göre hareket ettiği kabul edilmelidir. Davacı kiracının kiraladığı işyerinin bulunduğu AVM'nin beklenen ilgiyi görmemesini gerekçesiyle kira sözleşmesini feshi az önce açıklanan T.T.K. 18/2 maddesi hükmü karşısında haksızdır....