Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından; söz konusu işyerinde denetimde, pavyon ruhsatı bulunmamasına rağmen konsomatris çalıştırıldığı tespit edildiğinden bahisle konsomasyon faaliyetlerine son verilmesi, ruhsatta belirtilen amaç dışında faaliyet göstermemesi, aksi takdirde işyeri açma ve çalışma ruhsatının iptal edileceğinin davacıya tebliğ edildiği; ancak 10/05/2014 tarihinde yapılan denetimde de aynı durumun tespit edilmesi üzerine, pavyon ruhsatı bulunmamasına rağmen konsomatris çalıştırılmak suretiyle amaç dışı faaliyet göstermeye devam ettiğinden bahisle içkili istirahat ve eğlence yeri işletme izin belgesinin iptal edildiği; pavyon ruhsatı olmadığı halde konsomatris çalıştıran işyerine ait çalışma ruhsatının, 2559 sayılı Kanun'un 7. maddesi doğrultusunda iptal edilebileceği ileri sürülerek Mahkeme kararının bozulması istenilmektedir. KARŞI TARAFIN CEVABI : Cevap verilmemiştir....

    çalıştığını bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararın kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesi talebiyle istinaf kanun yoluna başvurduğu görülmüştür....

    TBK'nun 316. maddesine göre; kiracı, kiralananı sözleşmeye uygun olarak özenle kullanmak zorundadır. Aynı Yasanın 334. maddesinde ise "Kiracı kiralananı ne durumda teslim almışsa kira sözleşmesinin bitiminde o durumda geri vermekle yükümlüdür. Ancak, kiracı sözleşmeye uygun kullanma dolayısıyla kiralananda meydana gelen eskimelerden ve bozulmalardan sorumlu değildir." hükmü mevcuttur. Görüleceği üzere kiracı yalnızca sözleşmeye aykırı kullanımdan sorumludur. Somut olayda davalı kiralananı güzellik salonu işletmek amacına yönelik olarak tadilata girişmiş, davacı da buna onay vermiştir. Nitekim davacı bu yönde davalıya maddi yardımda da bulunmuştur. Kiralananın ayıbı sebebiyle amaca uygun kullanılamayacağının anlaşılması karşısında davalı taşınmazı tahliye etmiş olup bu durumda sözleşmeye aykırı bir davranışın mevcut olduğu söylenemez....

    Kiralayan durumunda olmayan malik veya kiralananı sonradan iktisap eden yeni malikin önceden kiracıya ihbar göndererek kira paralarının kendisine ödenmesini istemesi bu ihbarın sonuçsuz kalması halinde yasal içerikli ihtarname tebliğ ettirmek suretiyle dava açması gerekir.Kiralananı sonradan iktisap eden davacı taşınmazı iktisap ettiğini ve iktisap tarihinden sonra kiraların kendisine ödenmesi için davalıya tebliğ ettirdiği bir ihtarname bulunmamaktadır. Davacı tarafından kiraların kendisine ödenmesine ilişkin davalıya tebliğ edilmiş bir ihtar olmadığından yapılan icra takibi ile gönderilen ödeme emri nedeniyle davalının temerrüde düştüğünden bahsedilemez. Bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenle kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 17.3.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Kiralayan durumunda olmayan malik veya kiralananı sonradan iktisap eden yeni malikin önceden kiracıya ihbar göndererek kira paralarının kendisine ödenmesini istemesi bu ihbarın sonuçsuz kalması halinde yasal içerikli ihtarname tebliğ ettirmek suretiyle dava açması gerekir.Kiralananı sonradan iktisap eden davacı taşınmazı iktisap ettiğini ve iktisap tarihinden sonra kiraların kendisine ödenmesi için davalıya tebliğ ettirdiği bir ihtarname bulunmamaktadır. Davacı tarafından kiraların kendisine ödenmesine ilişkin davalıya tebliğ edilmiş bir ihtar olmadığından yapılan icra takibi ile gönderilen ödeme emri nedeniyle davalının temerrüde düştüğünden bahsedilemez. Bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenle kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 17.3.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Aynı yasanın 11. maddesi gereğince kiracı kira süresinin bitiminden en az onbeş gün önce kiralananı tahliye edeceğini kiralayana yazılı şekilde bildirmek suretiyle sözleşmeyi feshetmediği takdirde, sözleşme aynı şartlarla bir yıl daha uzamış sayılır. 6570 Sayılı Yasa kiralayana süre bitimi nedeniyle sözleşmeyi fesih hakkı tanımadığı gibi, 7. maddesinde de tahliye sebeplerini sınırlı olarak saymıştır. Bu yasada ve Borçlar Kanunu’nda gösterilen haller dışında tahliye kararı verilemez. Bu itibarla mahkemece 6570 Sayılı Kanun kapsamında kalan yerin kira süresinin sona ermesi gerekçesi ile tahliyesine karar verilmesi doğru değildir....

          Bu durumda davalı anahtar teslim tarihine kadar kira bedelinden sorumlu olduğundan bu tarihe kadar kira bedeli yönünden itirazın kaldırılmasına, muaccel olan aylar kirası yargılamayı gerektirdiğinden fazlaya ilişkin kısmın reddine karar verilmesi gerekirken tamamı üzerinden itirazın kaldırılmasına karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Kararın yukarıda 2 nolu bentte yazılı nedenle BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 15.3.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Çünkü kiralananı geri verme borcuna aykırı davranıldığı bu aşamada ileri sürülemez. Gerçekten Borçlar Kanunu’nun 266. maddesi hükmüne göre kiralanan ne durumda teslim alınmış ise kiranın bitiminde ve o durumda ve yöresel adete göre geri verilmelidir. Kira sözleşmesi sona ermediğinden kiralananı geri verme borcu henüz doğmamıştır. Kiranın bitiminde kiralananın duvarı yapıldıktan sonra teslim alındığı şekliyle geri verilmesi mümkün olup, ancak bu aşamada duvar yapılmaksızın kiralananın iade edilmesinin söz konusu olması halinde tazminat sorumluğu doğacağından mahkemece tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekirken tazminat isteminin de kabul edilmesinin doğru olmadığı bu defaki incelemeden anlaşılmakla davalıların karar düzeltme isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekmiştir....

              Mahkemece davalının tahliye tarihine kadar olan kira bedelinden sorumlu tutulması bu tarihten sonraki alacak yargılamayı gerektirse de davacı feragat ettiğinden feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken alacağın tamamı üzerinden itirazın kaldırılmasına karar verilmesi doğru değildir. Öte yandan davacı vekilinin dava dilekçesinde tahliyeye ilişkin bir isteminin olmadığı gözetilmeyerek istem dışına çıkılmak suretiyle tahliyeye karar verilmiş olması da hatalı olmuştur Karar bu nedenlerle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 29.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Mahkemece 30.04.2010 tarihine kadar ödenmemiş kira alacağı üzerinden itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davalının bildirildiği tahliye tarihi esas alınarak karar verilmesi doğru değildir. Öte yandan kira tespiti kararlarına karşı karar düzeltme yolu kapalı olup, tespit kararı onama ilamı tarihinde kesinleşeceğinden bu tarihten itibaren faiz alacağının hesaplanması ve takip tarihi itibariyle davacı lehine %40 icra tazminatına karar verilmesi gerektiğinin gözardı edilmesi de doğru değildir. SONUÇ:Yukarıda yazılı nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı ...ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 ve İİK.nın 366.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 03.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu