Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı kiraya veren çekin kira borcuna mahsuben alındığını kabul etmekle, Mahkemece davacı kiracının tahliye tarihine kadar kira borcunun devam edeceği, davalı kiraya verenin 31.01.2014 tarihli cevap ihtarnamesi ile kiracının sözleşmeyi feshetmesini kabul ettiği ve temyiz dilekçesinde de davacının fesih tarihine kadar kira borcunun hesaplanması gerektiği şeklindeki beyanları dikkate alınarak sonucuna göre davacının kira borcu hesaplanarak, çek bedelinden düşülüp kalan miktar için bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

    Bu itibarla, Mahkemece öncelikle tahliye/anahtar teslim tarihinin usulüne uygun şekilde tespiti gerekmektedir.Taraflar arasındaki 15.10.2011 başlangıç tarihli 1 yıl süreli kira sözleşmesinin özel şartlar 9. maddesinde kiracının, kiralananı tahliye etmek istediğinde mal sahibine en az 30 gün öncesinden ulaşacak şekilde bildirmeyi taahhüt ettiği düzenlenmiştir. Davalı, kiralananı, ihbar koşuluna uymadan tahliye ettiğine göre bu durumda mahkemece yeniden kiraya vermek için gereken makul süre 30 gün kabul edilerek tespit edilecek tahliye tarihine kadar ödenmeyen aidat alacağı ile tahliye tarihinden itibaren 30 günlük makul süreye ilişkin aidat bedeli üzerinden, cevaba cevap dilekçesinde dahi hor kullanma alacağından bahsedilmediği anlaşıldığından, depozito miktarı mahsup edilmek suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde ve takas mahsup def'i reddedilerek karar verilmesi doğru değildir.Hüküm, bu nedenle bozulmalıdır....

      Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-) Kiraya veren, kiralananı sözleşmenin amacına uygun surette kullanmaya ve işletmeye elverişli bir şekilde teslime ve kira süresince de kiralananı bu halde tutmaya mecburdur. Eş söyleyişle, kira sözleşmeleri iki taraflı borç doğuran ivazlı sözleşmelerdendir. O nedenle kiraya veren davacı, kiralananı da başlangıçtan itibaren sözleşmeden maksut kullanmaya salih bir halde, her türlü ayıptan salim olarak kiracıya teslim ve sözleşmenin devamı süresince de bu amacı sağlamak zorundadır (TBK. m. 301). Çünkü buradaki ifa; borçlanılan edimin kural olarak borçlu tarafından belirli bir yer ve zaman içinde ve sözleşmenin kaynağındaki esaslar altında yerine getirilmek suretiyle borçlunun borcundan kurtulmasını sağlayan eylem ve davranıştır....

        Bu durumda, kiralananın, sözleşmedeki devir yasağına rağmen davalıya devredildiğinin anlaşılması karşısında Mahkemece fuzuli işgalci durumunda bulunan davalının kiralanandan tahliyesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Bu nedenle davalının kiracı olduğunun kabulü ile iki haklı ihtar ve kira alacağı talepleri yönünden inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kira sözleşmesinin devredildiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda ikinci bentte açıklanan nedenle davalı hakkında yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 10.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Bu nedenle kira sözleşmesinde kiralananın boyalı- badanalı teslim alındığına ilişkin bir şart bulunmadığı hususu da dikkate alınarak mahkemece yukarıda izah edilen hususları da içeren denetime elverişli bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre alacağa hükmedilmesi gerekirken tespit raporu ile yetinilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. 3- Davalının harca yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Davalı Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu kuruluş ve görevleri hakkındaki 5648 sayılı yasanın 15/6 maddesi uyarınca taraf olduğu dava, icra ve benzeri takiplerde 492 sayılı Harçlar Kanununda sayılan yargı harcından muaf olduğu anlaşılmakla, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....

              Mahkemece, taşınmazın anahtarının teslim edildiğinin ispatlanamadığından talep edilen 2013 yılı Haziran- Aralık ayları arası kira bedelleri yönünden itirazın iptaline karar verilmesi doğru ise de; davacı kiraya veren 03.09.2015 tarihli celsede alınan yeminli beyanında taşınmaza çilingir vasıtasıyla 2014 Yılı Ocak ayında girildiğini ve taşınmazın 2014 yılı Temmuz Ayında yeni kiracıya kiralandığını beyan etmiştir. Bu durumda iş bu tahliye davasının 02.03.2015 tarihinde açılması karşısında, dava tarihinde taşınmazın tahliye edildiği anlaşıldığından tahliye isteminin reddine hükmetmek gerekirken yazılı şekilde tahliyeye karar verilmesi doğru değildir....

                Belirtilen nedenler göz önünde bulundurularak mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 09.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  Davalı, kiralananı köpek barınağı olarak kiraladığını savunmadığına göre; Mahkemece uyuşmazlığın 6098 Sayılı TBK.nun 316/3 maddesi çerçevesinde değerlendirilmek suretiyle, dosya kapsamı ve tanık beyanları da dikkate alınarak, kiralananda doksan sekiz adet köpek barındırılması nedeniyle açıktan fena kullanım şartlarının oluştuğu dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın 6100 sayılı ...ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 26.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    Mahkemece 60.000 USD kira bedelinin davacı kiracıya iadesine karar verilmesi gerekirken bu husus gözardı edilerek karar verilmesi doğru değildir. 3-Davacı vekilinin karşı davada talep edilen makul süre kira bedeline yönelik temyiz itirazlarına gelince; Yukarıda açıklanan sözleşmenin 12.maddesinde turizm sezonu dışında kiracının kiralananı erken tahliyesi halinde kiracı olarak bulunduğu sürenin kira bedelini ödemekle yükümlü olduğu geri kalan dönemin kira bedelini ödemekle yükümlü olmadığı kararlaştırıldığına göre turizm sezonu dışı sayılan 17/02/2008 tarihinde kiralananı tahliye eden kiracının makul süre bedelinden sorumlu tutulması da doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır....

                      UYAP Entegrasyonu