Uyuşmazlık davacı kiracının sözleşmenin feshinde haklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 6098 sayılı TBK’nun 301.maddesi gereğince; kiraya veren, kiralananı sözleşmede amaçlanan kullanıma elverişli bir durumda teslim etmek ve sözleşme süresince bu durumda bulundurmakla yükümlüdür. Kiraya veren bu borcu sadece fiili bir teslim ile ifa etmiş olmaz. Kiracı kiralananı hangi maksat için tutmuş ise kiraya veren o maksada elverişli bir tarzda teslim ile mükelleftir. Kiralananın ayıplı olarak teslimi nedeniyle kiralananın kullanılmasında imkansızlık veya derecesinde düşüklük meydana gelmiş ise bu durumda kiracının TBK’nun 123. ve 125.maddeleri dairesinde hareket ederek mevcut ayıbı uygun bir sürede kiraya verene ihbar etmesi beklenir. Kiralananda mevcut açık nitelikteki bozukluklara karşın kiracının uzun bir süre kiralananı mevcut hali ile kullanması ve bu konuda uyuşmazlık çıkartmaması, kiracının kiralananı mevcut hali ile kabul ettiği şeklinde yorumlanabilir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2023/626 Esas KARAR NO: 2023/715 Karar DAVA: Ticari Şirket ( Genel Kurulun Toplantıya Çağrılmasına İzin İstemli) DAVA TARİHİ: 08/09/2023 KARAR TARİHİ: 09/10/2023 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurulun Toplantıya Çağrılmasına İzin İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı şirketin gerçek kişi olarak %20 oranında pay sahibi ortağı yönetim kurulu başkanı olduğunu, diğer yönetim kurulu üyelerinin yönetim kurulu toplantılarına iştirak etmemesi sebebiyle işlerin aksadığnı ve genel kurul toplantısı yapılıp karar alınamadığını belirterek şirketin yönetim kurulu başkanı ve çoğunluk hissesi sahibi müvekkiline TTK m.410/2 gereği genel kurulunu toplantıya çağırma izni verilmesini talep etmiştir. SAVUNMA:Davalı tarafa usulüne uygun olarak tebligat yapılmasına rağmen davaya cevap vermemiştir....
Döviz A.Ş., ...ile yapılan kira sözleşmesine istinaden kiralananı kullandığını, asıl malik ile sözlü kira sözleşmesinin bulunduğunu, davacının kiralananı ... ... A.Ş.’ye kiraya verdikten sonra sıfatının kalmadığını, kullanıma ses çıkarmaması sebebiyle zimnen kiracılığını kabul etmiş sayılacağından, dava açılamayacağı belirterek davanın reddini istemiştir. Birleşen dosyadaki davalılar ise, dava konusu taşınmazın %60 hissesinin kesinleşen yargı kararı ile Belediye adına tescil edildiğini, bu karar ile kullanımın sözleşmenin geçersiz hale gelmesi sebebiyle olanaksız olduğunu, bu nedenle tahliye ettiklerini, davacı tarafından açılan tahliye ve kira alacağına ilişkin davanın aleyhlerine sonuçlandığını, 24.09.2004 tarihli sözleşme ile ... Döviz A.Ş.’nin kiracı sıfatını kazandığını, bu nedenle aleyhine ecrimisil istemli dava açılamayacağını belirterek reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir....
. - 2023/322 Karar sayılı dosyası üzerinden istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize intikal eden dosya incelendi: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kiracının kiralananı 15.01.2023 tarihinde tahliye edeceğine dair verdiği yazılı tahliye taahhüdüne rağmen kiralananı tahliye ve teslim etmediğini, hakkında Antalya Genel İcra Dairesinin 2023 /9507 Esasında tahliye istemli takip başlatıldığını, davalının 30.01.2023 tarihli dilekçesiyle tahliye emrine, icra takibine, ödeme emrine, faize, faiz oranına, borca ve bilcümle ferilerine itiraz etmesi nedeniyle takibin durdurulduğunu bildirerek itirazın kaldırılmasına ve kiralanın tahliyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/07/2023 NUMARASI : 2023/1374 ESAS DAVA KONUSU : Kira (Uyarlama İstemli) KARAR : TALEBİN ÖZETİ ve SAFAHAT : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının 11.03.2020 tarihinde imzalanan ve 07.07.2020 tarihinde yer tesliminden itibaren üç yıl süreli kira sözleşmesi ile kiralananı Kestel Belediyesi'nden kiraladığını, pandemi nedeniyle kiralananın 16 ay kapalı kaldığını, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın 19.03.2020 tarihli genelgesinin 1- a maddesi uyarınca kiralananın kapalı kaldığı süre kadar sözleşmenin uzatılması gerektiğini belirterek 16.03.2020- 30.06.2021 tarihleri arasında kalan sürenin kira süresi sonuna eklenmesini ve bu dönem için tahliye işlemlerinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın reddi gerektiğini, belirtilen sürelerin kira süresine eklendiğini ve 07.07.2023 tarihinde sözleşmenin sona erdiğini beyanla açılan davanın reddini savunmuştur....
Yani davalı şirket kiralayanı ... olan 01.08.1999 başlangıç tarihli ve ... yıl süreli kira sözleşmesine dayalı olarak kiralananı devir aldığına göre bu sözleşme hükümleri ile bağlıdır. Bu kira sözleşmesi tarafların ortak iradesi ile feshedilmedikçe aynı yere ilişkin olarak sonradan diğer bir paydaşla yeniden kira sözleşmesi yapılması ilk kira sözleşmesini ortadan kaldırmaz. İlk kira sözleşmesinden sonra kira bedelleri kiralananı devralan ... ... tarafından kiralayan ...’ün ... Bankası ... şubesi hesabına 01.02.2006-....08.2006 tarihler arasında Euro cinsinden yatırılmış ....09.2006-30.07.2007 tarihler arasında da .... ...'dan devralan davalı şirket temsilcisi ... ... tarafından her ay 125 Euro olarak yatırılmıştır. Yatırılan kira bedeli davalı şirket temsilcileri tarafından da kabul edildiğinden, aylık kira bedelinin 125 Euro olduğunun kabul edilmesi gerekir....
(B.K.nun 256) maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı tam bir özenle kullanmak ve aynı kanunun 334. (B.K.nun 266) maddesi gereğince sözleşme sonunda aldığı hali ile kiraya verene teslim etmekle yükümlüdür. Ancak kiracı sözleşmeye uygun olağan kullanma dolayısıyla oluşan eskime ve bozulmalardan sorumlu olmayıp münhasıran kötü kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasardan sorumludur. Davalının kiralananı kullandığı süre ve kullanma amacı gözetildiğinde olağan kullanımdan kaynaklanan yıpranma ve eskimelerin olacağı kuşkusuzdur. Hasarın hor kullanmadan kaynaklanıp kaynaklanmadığı belirlenirken, kiralananın kullanım süresi ve sözleşmedeki tahsis ve kullanma amacı göz önünde bulundurulmadır. Taraflar arasında 01/07/2004 başlangıç tarihli, 10 yıl süreli kira sözleşmesinin varlığı ve taşınmazın 04/07/2014 tarihinde tahliye edildiği hususunda herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır....
Kiracı, kiralananı kendisinin ileri sürdüğü tarihte tahliye ettiğini yazılı delille ispatlayamazsa, kiraya verenin bildirdiği tahliye tarihine itibar olunmalıdır. Kiracı tahliye tarihine kadar olan kira bedellerinden sorumlu olup, tahliye tarihinden sonraki alacak tazminat hukukunu ilgilendirdiğinden ve konu yargılamayı gerektirdiğinden dar yetkili icra mahkemesinde bu davaya bakılamaz. Olayımıza gelince; Davacı alacaklı davalı borçlunun 2010 yılı Mart ayında kiralananı tahliye edip teslim ettiğini bildirmiştir. Davalı borçlu anahtar teslimini ve tahliyeyi İİK.nun 269/c maddesinde nitelikleri yazılı belge ile kanıtlayamadığına göre, bu durumda anahtar tesliminin ve tahliyenin davacının bildirdiği 2010 yılı Mart ayında gerçekleştiğinin kabulü gerekir....
olarak kiralananı davalılardan ne devretmiş olup, davalı nin fuzuli şagil olduğunun kabulü gerekir. Her ne kadar kiracının akde aykırı olarak kiralananı başkasına devretmesi halinde kiraya verenin sözleşmeye aykırılık sebebiyle tahliye davası açabilmesi için TBK.’nun 316. maddesi uyarınca kiracıya en az otuz gün süre vererek aykırılığın giderilmesini, aksi halde sözleşmeyi feshedeceğini yazılı olarak bildirmesi ve bu bildirimin sonuçsuz kalması gerekiyor ise de, kiracı dışında üçüncü kişi konumunda olan fuzuli şagil hakkında ihtar çekilmesine gerek yoktur. Bu durumda mahkemece davalı hakkındaki davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, davanın her iki davalı yönünden de reddine karar verilmesi doğru değildir. Hükmün bu nedenle bozulması gerekir....
Açık ayıp niteliğindeki bozukluklara rağmen kiracının uzun bir süre kiralananı mevcut hali ile kullanması ve bu konuda uyuşmazlık çıkartmaması,kiracının kiralananı mevcut hali ile kabul ettiği şeklinde yorumlanabilir. Böylesi bir durumda kiraya veren bozukluklardan sorumlu tutulamaz, Somut olayda, davacı 22.09.2014 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin düzenlenmesinden sonra go-kart alanına ruhsat alınması için 15.09.2014 tarihinde müracaatta bulunulduğunu fakat pistin şartlara uygun olmaması nedeniyle lisans alamadığını savunmuştur. Davacı kiracı, taşınmazın kendisine teslim edilmesinden yaklaşık 5 yıl sonra dava açmıştır. Davacı kiracının kiralananda go-kart için lisans alınamayacağını öğrenir öğrenmez, derhal harekete geçmesi gerekirdi. Ayrıca,davacı kiracı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre tacir olup,basiretli tacir gibi davranmak zorundadır....