Açık ayıp niteliğindeki bozukluklara rağmen kiracının uzun bir süre kiralananı mevcut hali ile kullanması ve bu konuda uyuşmazlık çıkartmaması,kiracının kiralananı mevcut hali ile kabul ettiği şeklinde yorumlanabilir. Böylesi bir durumda kiraya veren bozukluklardan sorumlu tutulamaz, Somut olayda, davacı 22.09.2014 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin düzenlenmesinden sonra go-kart alanına ruhsat alınması için 15.09.2014 tarihinde müracaatta bulunulduğunu fakat pistin şartlara uygun olmaması nedeniyle lisans alamadığını savunmuştur. Davacı kiracı, taşınmazın kendisine teslim edilmesinden yaklaşık 5 yıl sonra dava açmıştır. Davacı kiracının kiralananda go-kart için lisans alınamayacağını öğrenir öğrenmez, derhal harekete geçmesi gerekirdi. Ayrıca,davacı kiracı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre tacir olup,basiretli tacir gibi davranmak zorundadır....
Mahkeme; davacının ıslah dilekçesi doğrultusunda davanın kabulü ile 21.226 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Davalının kira alacağı, kömür parası ve yakma ücretine ilişkin temyizinde; taraflar arasında düzenlenen 15.04.2009 başlangıç tarihli sözleşmede kiracının kiralananı tahliye etmek isterse 1 ay önceden haber vermek zorunda olduğu kararlaştırılmış olup bu şart geçerlidir ve davalı kiracıyı bağlar. Ancak ne var ki davalı kiracı herhangi bir ihtarda bulunmadan kiralananı kira süresinin bitiminden önce tahliye etmiştir. Kiralananın belirtilen tarihte tahliye edip anahtarını usulüne uygun olarak kiraya verene teslim ettiğini ispat yükü kiracıya aittir....
Dava; kambiyo senedi nedeniyle menfi tespit istemine ilişkindir. 1-) Türk Borçlar Kanunu'nun "Kiralananın geri verilmesi" başlığı altında düzenlenen 334. maddesinde; "Kiracı kiralananı ne durumda teslim almışsa, kira sözleşmesinin bitiminde o durumda geri vermekle yükümlüdür." şeklinde düzenleme yapılmıştır. Kira sözleşmesinde kiracının en önemli borçlarından biri kiralananı geri verme borcudur. Kiracı, kira sözleşmesinin bitiminde kira sözleşmesi dolayısıyla teslim almış olduğu kiralananı geri vermekle yükümlüdür. Kiracı, kiralananı geri verme borcunu, taraflar arasında anlaşıldığı biçimde; taraflar arasında anlaşma yoksa kiralananı kiraya verene fiili olarak teslim ederek gerçekleştirmelidir. Kiracı, kiralananı kiraya verene teslim ettiğini ispatla yükümlüdür....
Davacılar vekili, dava dilekçesinde, davalının müvekkillerine ait taşınmazda 1.6.1988 başlangıç tarihli sözleşme ile kiracı olduğunu, dava konusu yerin koruma altında olup tarihi eser niteliğinde olduğunu, davalının Tabiat ve Kültür Varlıklarını Korumu Kurulun'dan izin almadan taşınmazın tarihi nitelikteki kapı ve vitrinini değiştirdiğini, zemin, bodrum ve giriş katın döşeme kaplamasının üzerini fayansla kapladığını ve sıva tamiratı yapmak suretiyle taşınmazın tarihi özelliğini bozduğunu, 29.5.2007 tarihli eski hale getirme ihtarnamesi ile taşınmazın önceki haline getirilmesini istediklerini ancak davalının taşınmazı eski haline getirmediğini, izin alınmadan taşınmazda tadilat yapılması nedeniyle müvekkilleri ile davalı ve davalının eşi hakkında soruşturma yapıldığını ve soruşturma sonunda davalının eşi hakkında 2863 Sayılı Yasaya muhalefetten dolayı ceza davası açıldığını ileri sürerek akde aykırılık nedeniyle kiralananın tahliyesini istemiştir....
Davacılar vekili, dava dilekçesinde, davalının müvekkillerine ait taşınmazda 1.6.1988 başlangıç tarihli sözleşme ile kiracı olduğunu, dava konusu yerin koruma altında olup tarihi eser niteliğinde olduğunu, davalının Tabiat ve Kültür Varlıklarını Korumu Kurulun'dan izin almadan taşınmazın tarihi nitelikteki kapı ve vitrinini değiştirdiğini, zemin, bodrum ve giriş katın döşeme kaplamasının üzerini fayansla kapladığını ve sıva tamiratı yapmak suretiyle taşınmazın tarihi özelliğini bozduğunu, 29.5.2007 tarihli eski hale getirme ihtarnamesi ile taşınmazın önceki haline getirilmesini istediklerini ancak davalının taşınmazı eski haline getirmediğini, izin alınmadan taşınmazda tadilat yapılması nedeniyle müvekkilleri ile davalı ve davalının eşi hakkında soruşturma yapıldığını ve soruşturma sonunda davalının eşi hakkında 2863 Sayılı Yasaya muhalefetten dolayı ceza davası açıldığını ileri sürerek akde aykırılık nedeniyle kiralananın tahliyesini istemiştir....
KARAR Davacı, davalı Rektörlüğe ait ve kullanım hakkı davalı Vakıfa verilen göleti 3 yıllığına kiralayıp lokanta vs. tesis yaptığını, davalı Rektörlük tarafından tesislere giden yolların bariyerle kapatılarak müşteri geçişine izin verilmediğinden tesisi kullanamaz hale geldiğini ileri sürerek, şimdilik 5500 YTL. tazminatın faizi ile ödetilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir....
KARAR Davacı, davalı Rektörlüğe ait ve kullanım hakkı davalı Vakıfa verilen göleti 3 yıllığına kiralayıp lokanta vs. tesis yaptığını, davalı Rektörlük tarafından tesislere giden yolların bariyerle kapatılarak müşteri geçişine izin verilmediğinden tesisi kullanamaz hale geldiğini ileri sürerek, şimdilik 5500 YTL. tazminatın faizi ile ödetilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir....
nun 266. maddesi hükmü uyarınca davalı kiracı kiralananı teslim aldığı şekilde geri vermekle yükümlüdür. Kiracının bu sorumluluğu kira sözleşmesinden doğan bir sorumluluktur. Yine, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin 8. maddesinde;”kiracı mecurda yapacağı ilave inşaatlar için kiralayanın yazılı rıza ve iznini alacaktır...” düzenlemesi bulunmaktadır. Buna göre davalı kiracı değişiklikler için işyeri sahibinden yazılı izin aldığını ispat edemediğine göre mecuru eski haline getirmekle yükümlüdür. O halde mahkemece, kiraya verilen yerde davacı kiralayanın yazılı izni alınmaksızın yapıldığı saptanan projeye aykırı değişikliklerin eski hale getirilmesi için gereken miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken itibar edilmeyen gerekçelerle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
BK.m.274 f.1 hükmü “kiracı, kendi kusurundan yahut şahsında hadis olan bir arızadan dolayı kiralananı kullanamadığı yahut mahdut surette kullandığı takdirde; kiralayan, kiralananı akit dairesinde kullanmaya hazır bulundurmuş oldukça kiracı, kiranın tamamını vermekle mükellef olur” şeklindedir. Demek ki kural olarak kiralanan, kiracının istifadesine ve işletmesine arz ve tahsis edilmiş olundukça, kiracının o yeri ister şahsına atfı kabil bir kusurda ister mücbir bir sebepten veya tam ifadesi olmak üzere “bir beklenmeyen halden” dolayı kullanamamış veya işletememiş olması, kira parasını tam olarak vaktinde ödemek borcuna kaideden etkili değildir....
Bundan ayrı vergi dairesi müdürlüğünün 14.05.2014 tarihli cevabi yazısına göre davalı kiracı 01.11.2012 tarihi ile 30.11.2013 tarihleri arası kiralananı sözleşmede belirtildiği üzere restaurant ve dinleme tesisi olarak çalıştırmış, bu tarihe kadar da çalıştıramadığına dair bir delil sunmamıştır. Davalı kiracı belediyeye, davalıya ihtar çektiği tarihten bir hafta önce 11.11.2013 tarihinde başvurmuş, bundan sonra ruhsat alamadığından bahisle davacı kiraya verene ihtar çekmiştir. Özetle davalı kiracı tahliye tarihine kadar kiralananı sözleşmeye uygun şekilde kullandığı gibi yukarıda belirtildiği üzere sözleşmede kiraya verene çalışma ruhsatı ile ilgili bir yükümlülük de yüklenmemiştir. Bu durumda davalı kiracının sözleşmeyi feshi haksız olup, davalı kiracının süresi sona ermeden kira sözleşmesini tek taraflı feshederek kiralananı tahliye etmesi durumunda kural olarak kira süresinin sonuna kadar kira parasından sorumludur. Bununla birlikte Borçlar Kanunun 96....