Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava kira sözleşmesinin haksız feshi nedeni ile cezai şart ve alacak istemine ilişkindir. Mahkemece görev yönünden davanın reddine karar verilmiş olup hükmü davalı vekili temyiz etmiştir. Davacı taraflar arasında 22.10.2010 başlangıç tarihli ve beş yıl süreli kira sözleşmesi imzalandığını, davalı kiracının sözleşmeyi süresinden önce tek yanlı olarak feshederek kiralananı tahliye ettiğini, davalının sözleşmeyi feshinin haksız olduğunu belirterek, cezai şart ve mahrum kaldığı kira geliri nedeniyle alacak isteminde bulunmuştur. Mahkemece davanın konusunun akdin feshi ve tahliye olmadığını, talep edilen alacak tutarının 48.802 TL olup bu durumda davanın Asliye Hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi, senet iptali, alacak ve tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, davacı vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, 25.05.2010 tarihinde açtığı işbu davada; Taraflar arasında düzenlenen 21/09/2009 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin feshine, kira bedeline ilişkin verilen senetlerin iptali ile işbu senetlerden ve kira bedelinden dolayı borçlu olmadığının tespitine, fazla ödenen kira bedelinin iadesi ile yoksun kalınan gelir kaybına yönelik maddi ve manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalılar, davanın reddini dilemiştir....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dosya kapsamındaki belgeler de dikkate alındığında iş bu davanın görevsizlik mahkemesi kararıyla mahkemeye gönderildiği, davaya konu istemin iş yeri devrinden kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, davcının kendisi adına olan kira sözleşmesinin bir yıllık olup, davalı adına yapılan kira sözleşmesinin önceki kira sözleşmesinin süresinin dolmasından sonra yapılmış olduğu, yeni kira sözleşmesinde davacının taraf olmadığı, uyuşmazlığın bütün bakımından ticaret mahkemesi görevli olduğu davacının dava açarken arabuluculuk yoluna başvurmadığı, bu hususun dava dilekçesi içeriği, deliller ve sunduğu belgeler ile anlaşıldığı tazminat davalarının arabuluculuk dava şartına tabi olduğu, TTK 5/A ve arabuluculuk 18/A maddeleri de dikkate alınarak açılan davanın arabuluculuk dava şartı gerçekleşmediğinden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

        Davaya dayanak oluşturan ve hükme esas alınan 01.04.2000 başlangıç tarihli on yıl süreli kira sözleşmesi kiraya verenler ..., ..., ... ile kiracı ... arasında düzenlenmiştir. Kira sözleşmesinin hususi şartlar bölümü (c) maddesinde "kira kontratında kiracı taraf ...’dır. Ancak iş bu kontratı kiracı tarafından kurulacak limited şirketine devredebilecektir bir başkasına kiralanamaz " hükmü yer almaktadır. Dava, kiracı sıfatıyla İronlar Tekstil Turizm Hediyelik Eşya Mobilya İnşaat ve Gıda Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. tarafından açılmış, davacı vekili kira sözleşmesinin özel şartlar (c) maddesine göre davacı şirketin kurulduğu 02/05/2000 tarihinden beri kiracı olduğunu, sözleşmede açık hüküm bulunduğundan ayrı bir kira sözleşmesi yapılmadığını beyan etmiştir....

          Davacı dava dilekçesinde; davacı ile davalı arasında 01/01/2011 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin imzalandığını, sözleşmenin 2.6.5. maddesinde “Kiracı, kiralananın kira süresi boyunca kullanıma uygun şekilde olmadığından bahisle kira edimini yerine getirmekten kaçınamayacaktır.” hükmü düzenlendiği halde davalının, kiralananın bulunduğu mahalde inşaat yapılacağı, proje geliştirileceği gerekçesiyle.4 Temmuz 2014 tarih ve 16113 yevmiye sayılı ihtarname ile Kira Sözleşmesini feshettiğini bildirdiğini, ancak, kiralananı usulüne uygun biçimde davalı şirkete teslim etmediğini, kiralananda hala, davalı borçlunun alt kiracılarının faaliyette bulunduğunu, kiralananın davacı şirketin tasarruf edebileceği şekilde teslim edilmediğini, bu nedenle davacının. ve. sayılı dosyaları ile davalı borçlu tarafından teslim edilmeyen kiralanana ilişkin işlemekte olan kira bedellerine konu faturaları ilamsız icra takibine konu ettiğini, ancak takiplerin davalının haksız itirazı ile durduğunu belirterek davalının...

            yıl kira bedeli olan 52.858,00 TL'nin tazminat olarak ödenmesi gerektiğini ileri sürerek, toplam 61.814,55 TL'nin gecikme zammı ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir....

              Birleşen dava ise kira sözleşmesinin haksız nedenle feshi nedeniyle dönem sonuna kadar muaccel olan kira parası ile sözleşmede kararlaştırılan cezai şart bedeli, kira farkı ve cari hesap bakiyesi alacağının tahsili amacı ile başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm asıl davada davalı ve davacı ve birleşen davanın davacı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir....

                Bilirkişi raporu ve keşfen yapılan tespitler birlikte değerlendirildiğinde zorunlu ve faydalı masraflardan olduğu anlaşılan mahalli rayiçlere göre toplam 29.695,00 TL olan tadilat bedelinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yerinde olmaya gerekçelerle ilk derece mahkemesince talebin reddine karar verilmesi hatalıdır. 3- Teminat olarak verilen 60.000,00 TL bedelli bono yönünden:Kira sözleşmesinin feshinin haksız olması halinde kiracının, Türk Borçlar Kanunu'nun 325. maddesi uyarınca kira sözleşmesinden doğan borçları kiralananın benzer koşullarla kiraya verilebileceği makul bir süre için devam eder. Kira sözleşmesinin hususi şartlar 10.maddesi uyarınca davacı kiracının 60.000,00 TL bonoyu teminat olarak verdiği tarafların kabulündedir. Kira sözleşmesi Türk Borçlar Kanunu'nun 301.maddesi uyarınca kiracı tarafından haklı nedenlerle feshedildiğine göre aynı yasanın 325.maddesi kapsamında sorumluluğu bulunmamaktadır....

                Hukuk Dairesinin 10/03/2015 tarih 2014/13777 E-2015/2365 K sayılı ilamıyla; "...Dava, kiraya veren tarafından kiracı aleyhine açılan kira sözleşmesinin iptali ve kira şerhinin tapudan silinmesi istemlerine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne, kira sözleşmesinin feshine ve kira şerhinin terkinine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiş, davacı vekili ise karşı temyiz isteminde bulunmuştur. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK.nun 8. maddesinde Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu davalar açıkça ve sınırlı şekilde gösterilmiştir. Dava, dava dilekçesinde kira sözleşmesinin feshi şeklinde yazılmış ise de davacı vekili, yargılama sırasında davanın "vekilin temsil görev ve yetkisinin kasten vekil edenin zararına düşünce ve çıkar birliğine girdiği kişiler yararına kullanılması hukuki nedenine dayalı kira akdinin iptali davası olarak" açıklamıştır....

                "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 26.7.2006 gününde verilen dilekçe ile kiracılık sıfatının tespiti, muarazanın men’i, hakimin müdahalesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 23.5.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, hasılat kira ilişkisine dayalı kira sözleşmesinin feshinin geçersizliğinin tespiti, kiracılık sıfatının tespiti ve müdahalenin ve muarazanın giderilmesi istemiyle açılmıştır. Mahkemece dava reddedilmiştir. Hükmü davacı temyiz etmiştir. Taraflar arasındaki 15.10.2001 başlangıç tarihli kira sözleşmesi hasılat kirasına ilişkin olup, uyuşmazlık anılan sözleşmenin uygulanmasından kaynaklanmış ve davacı sözleşmedeki kiracı sıfatına dayanarak eldeki davayı açmıştır....

                  UYAP Entegrasyonu