WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

GEREKÇE: Uyuşmazlık, adi kiraya ve hasılat kiralarına ait takipte itirazın kaldırılması ve tahliye talebine ilişkindir. Hatay İcra Dairesinin 2016/4009 esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacı belediye başkanlığı tarafından davalı kiracılar aleyhine yazılı kira sözleşmesine dayanılarak haciz ve tahliye talepli olarak takip yapıldığı, dayanak kira sözleşmesine göre, kira başlangıç tarihinin 11/11/2013, kira süresinin 1 yıl olduğu, 2015 yılı kira alacaklarının talep edildiği anlaşılmıştır. Yargılama aşamasında davacı T1 Emlak ve İstimlak Müdürlüğünden gelen 15/11/2019 tarihli yazı cevabı incelendiğinde, dava konusu taşınmazın ihale yoluyla kiralandığı anlaşılmıştır. 2886 Sayılı Devlet İhale Kanun'unun 5737 Sayılı Kanunun 79/c maddesi ile değişik “Ecrimisil Ve Tahliye” başlıklı 75.maddesinin 3 ve 4.fıkrasında; “kira sözleşmesinin bitim tarihinden itibaren işgalin devam etmesi halinde, sözleşmede hüküm var ise ona göre hareket edilir. Aksi halde ecrimisil alınır....

Davalı T3 23/10/2019 tarihli duşuşmada beyanında; gerçekte iki ayrı kira sözleşmesi olduğunu, ilk imzaladığı kira sözleşmesine göre kira ödemesini aylık olarak yaptığını, ancak sonradan kendisine okutulmadan imzalatılan kira sözleşmesinde yıllık ibaresi bulunduğunu, aylık ödemelerini düzenli olarak yaptığını, muhasebeciden ödeme belgelerini alıp sunmak için süre talep ettiğini beyan etmiştir....

Takip ve davaya dayanak tahliye taahhüdü 03/04/2021 tanzim ve 03/03/2022 tahliye tarihli olup davacının yasal 1 aylık süre içerisinde 28/03/2022 tarihinde takip yaptığı, örnek 14 tahliye emrinin davalı kiracıya 08/04/2022 tarihinde tebliğ olunduğu, takibe itiraz edilmesi üzerine eldeki davanın 22/04/2022 tarihinde açıldığı görülmektedir. Davalı kiracı takibe itiraz dilekçesinde "Tarafıma gönderilen Örnek 14 tahliye emrine kira sözleşmesine itiraz ediyorum. Söz konusu taşınmazın kira sözleşmesinin süresi bitmediğinden tarafıma gönderilen tahliye taahhütnamesine itiraz ederim" şeklinde beyanda bulunmuş olup imzaya ve tarihe açıkça bir itiraz bulunmadığı anlaşılmaktadır. Kira ilişkisinin uzatıldığına veya yenilendiğine ilişkin olarak aynı kuvvette belge ibraz edilmediğinden, tahliye taahhüdüne dayalı davada mahkemece itirazın kaldırılmasına karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön görülmemiştir....

Olayda, davacının 28.1.2003 tarihli sıhhi müesseselere ait işyeri açma ve çalışma ruhsatı başvuru formuna eklediği kira sözleşmesinde; kiraya veren ..., kiracı ... olarak gözükmekte olup kira sözleşmesinde kiracıya kiralanan yeri kısmen veya tamamen başkasına kiralayabileceğine ilişkin hükmün yer almadığı ayrıca, kiracı ... ile yapılmış bir kira sözleşmesinin de bulunmadığı açık olup davacının ... ile yaptığı adi devir sözleşmesine dayalı olarak istemde bulunduğu açıktır. Bu halde yasayla düzenlenen mülkiyet hakkının korunması için ilgili mevzuat gereği işyeri sahipleri ile yapılmış geçerli kira sözleşmesine dayalı olarak işyeri açma ve çalışma ruhsatı istenebileceği ve idarelerce bu durumun incelenerek karar verileceği doğal olduğundan davalı belediye başkanlığınca tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Bu nedenle söz konusu işlemi iptal eden idare mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır....

    imzalanan kira sözleşmesi nedeniyle hükümsüz hale geldiğinin tespiti ile iptali, olmadığı taktirde, tahliye tehdidi altında verilmek zorunda kalınan söz konusu tahliye taahhüdünün serbest irade ürünü olmaması, baskı altında verilmesi nedeniyle geçersiz olduğunun tespiti ile iptaline, öncelikle, dava konusu, 14.03.2022 imza, 01.06.2023 tahliye tarihli yazılı tahliye taahhüdünün icra takibine veya tahliye davasına konu edilmesinin, bu davada verilecek karar kesinleşene kadar tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Dairemizin 30/09/202 tarih ve 2020/1286 Esas 2020/708 Karar sayılı ilamı ile; “İlk derece mahkemesince taraflar arasında kira ilişkisinin ve davacının kira alacağı-tahliye talep hakkı bulunup bulunmadığı araştırılarak, kira ilişkisi bulunmadığı anlaşılırsa davalıların taşınmazı hangi hakka dayalı olarak kullandığı hususları tespit edilerek, davacının kiralayan-malik sıfatı olup olmadığı da irdelenerek; Sonuç itibariyle taraflar arasında kira ilişkisi ve davacının kira alacağı-tahliye talep hakkı bulunmadığı sonucuna varılması halinde, davanın reddine; kira ilişkisi-alacak-tahliye talep hakkının mevcut olduğunun kabulü halinde ise bu talepler hakkında esasla ilgili olarak karar verilmesi gerekmekle, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi yerinde değildir.” gerekçelerle kaldırma kararı verilmiştir....

    Somut olayda; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararındaki gerekçeye, yasal gerektirici nedenlere göre; davacının kira ilişkisini ve aylık kira bedelini imzası inkar edilmeyen 01/12/2018 başlangıç tarihli ve 3 yıl süreli yazılı kira sözleşmesine göre ispat etmiş olmasına, yazılı kira sözleşmesine dava sırasında dayanılmasında bir usulsüzlük olmamasına, davalının ödeme savunması olmamasına ve kira alacağının ödendiğinin ispat edilememesine, davacı vekilinin 01/06/2021 tarihli ön inceleme duruşmasında tahliye isteminden açıkça feragat etmiş olmasına, feragat nedeniyle davanın reddi halinde dava tarihindeki haklılık durumunun incelenemeyecek olmasına, buna göre tahliye yönünden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinde de bir isabetsizlik bulunmamasına nazaran davalı ve davacı vekillerinin istinaf istemlerinin HMK 353(1)b-1 gereği ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

    Borçlunun kira sözleşmesine ve kira miktarına açıkça karşı çıkmaması karşısında İİK.nun 269/2. maddesi gereğince kira ilişkisinin ve kira miktarının kesinleştiğinin kabulü gerekir. Bu durumda davalı borçlu, borçlu olmadığı savunmasını İİK’nun 269/c maddesindeki belgelerle kanıtlamalıdır....

    nedeniyle davalının taşınmazından geçilerek ulaşılabildiğini, taşınmazın halen davacının zilyetliğine terk edilmediğini, davalının taşınmazı tahliye edeceğini bildirmemesi nedeniyle sözleşmenin yenilendiğini, böylece 15/05/2011-15/05/2012 dönemi kira bedelinin tahakkuk etmiş olduğunu, belirterek, davacının 3.200,00 TL kira alacağının vade tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir....

      Asıl Karar Yönünden Dosyadaki bilgi ve belgelere; taraflar arasındaki kira sözleşmesinde artış şartının bulunmasına, bilirkişi raporunda kira sözleşmesindeki artış şartına uygun olarak aylık kira bedellerinin belirlenmiş olmasına, davalının kira sözleşmesine, sözleşmedeki kira bedeline ve artış şartına itirazının bulunmamasına, aylık kira bedelinin haricen anlaşılarak belirlendiğine yönelik iddianın sınırlı yetkili icra mahkemesince incelenmesinin mümkün olmamasına, davalının ödeme veya artış oranının farklı uygulanmasına ilişkin İİK'nın 269/c/1 hükmündeki belgelerle ispatlayamamış olmasına göre ilk derece mahkemesince itirazın kaldırılmasına karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir....

      UYAP Entegrasyonu