Bu nedenle Devlet İhale Kanunu kapsamında yapılan kira sözleşmesinde öngörülen süre dolduğunda kiracı fuzuli şagil durumuna düşer ve Devlet İhale Kanununda fuzuli şagil için öngörülen yaptırım ile karşılaşır. Kira sözleşmesinde kiraya veren kamu kurum veya kuruluşu olsa dahi kira sözleşmesi Devlet İhale Kanunu kapsamında yapılmamış ise yada yapılan ilk kira sözleşmesi Devlet İhale Kanunu kapsamında olsa dahi bu sözleşmede belirtilen sürenin geçmesinden sonra yeni dönem için taraflar arasında Devlet İhale Kanunu kapsamında düzenlenmiş olan ihale usullerinden birisi ile ihale yapılmadan yeni bir kira sözleşmesi yapılmış ise bu durumda taraflar arasında ki kira ilişkisinde Türk Borçlar Kanunu hükümlerinin uygulanması gerekir....
zararın trafik kazası sonucu ortaya çıkan gerçek zararın ------ olarak tespit edildiğini, tespit edilen zararın sigorta tazminatı olarak sigortalıya ödendiğini, akdi halefiyet belgesinin de alındığını, sigortalının hem yasal hem de akdi halefi olduğunu, birinci davalı ... yönünden taşımaya ------ aracın ruhsat sahibi ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu uyarınca işleten sıfatına sahip olduğunu, ...--- kira sözleşmesi ile aracı ---------- kiraladığını, kira sözleşmesinin incelendiğinde birinci davalı hukuki sorumluluğunu bu kira sözleşmesi ile devretmediğini, kira sözleşme ile aracın-----katlanan birinci davalı ---- katlanmak ile yükümlü olduğunu ve meydana gelen zararlandırıcı olaydan 2918 sayılı yasanın 85 vd....
arasında düzenlenen 26/11/2010 başlangıç tarihli ve 3 yıl süreli 3 adet kira sözleşmesi ile 3 adet tarla vasfındaki taşınmazın kiraya verildiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmenin 11. maddesinde Kiracının fesih talebinde bulunması, kira dönemi sona ermeden faaliyetini durdurması, kiralananı amacı dışında kullanması, taahhüdünü sözleşme ve şartname hükümlerine uygun olarak yerine getirmemesi veya işletme ruhsatının her ne sebeple olursa olsun iptal edilmesi hallerinde kira sözleşmesi, 2886 Sayılı Devlet İhale Kanun'unun 62 nci maddesine göre tebligat yapmaya gerek kalmaksızın idarece feshedilerek, kesin teminatın gelir kaydedileceği ve cari yıl kira bedelinin tazminat olarak tahsil edileceği, sözleşmenin 14. maddesinde ise, kira süresinin sona ermesi veya sözleşmenin feshi halinde taşınmaz idareye teslim edilmezse geçen her gün için cari yıl kira bedelinin %1 oranında cezanın itirazsız olarak ödeneceği hususları kararlaştırılmıştır....
SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06/07/2021 NUMARASI : 2021/869 Esas - 2021/1053 Karar DAVA KONUSU : Tazminat (Maddi-Manevi Tazminat) KARAR : DAVA :Tazminat (Maddi-Manevi Tazminat) İSTİNAF KARAR TARİHİ :09/12/2022 İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ :09/12/2022 Tarafların İddia Ve Savunmalarının Özeti: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının kiracı sıfatıyla Çamlaraltı Mah. Fakülte Cad. 6015 Sok. No:4- Pamukkale Denizli adresinde bulunan taşınmazın bodrum katını işyeri olarak 14 yıldır kullandığını, mal sahibi olan davalıların davacı - kiracıya haber vermeksizin kentsel dönüşüm kapsamında Riskli Yapı Tespit Raporunun hazırlanması için başvuru yaptıklarını ve yıkım kararı aldıklarını, bu kararı davacıyı zora sokma amacıyla aldırdıklarını, geçmişte de davalılardan Ömer'in, kira borcu nedeniyle Denizli 3....
a ait binanın kira sözleşmesinin gerçekte sigortalı ... ile davalı şirket arasında yapıldığını ancak adı geçen şirketin kuruluş işlemleri aşamasında kira sözleşmesi ibraz edilmesi gerektiğinden ve şirket henüz tüzel kişilik kazanmadığından, davalı ...'in de içinde yer aldığı şirket ortağı gerçek kişilerce 05/06/2009 tarihinde kira sözleşmesi imzalandığını, aynı gün şirketin tescil işlemlerinin bitirildiğini ve yine aynı gün kiraya veren....l ile davalı şirket arasında yeni bir sözleşme imzalandığını ve yapılan yeni sözleşmede davalı ...'in, kiracı yada kefil sıfatıyla yer almadığını bu nedenlerle kiracılık sıfatının davalı şirkete ait olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı ... vekili, davalı ... ve davalı ...'in 05/06/2009 tarihinde davalı şirketin kuruluş işlemlerini tamamlamak için geçici olarak bir kira sözleşmesi imzaladıklarını, o tarihte davalı ...'...
Hukuk Dairesince, “Kiracının, ayıbı bilmesine rağmen, itirazi kayıt ileri sürmeksizin kira sözleşmesini yenilemesi halinde, ayıp dolayısıyla tazminat haklarından feragat etmiş sayılacağı, güzellik ve berber salonu olarak kullanılacağı belirtilen işyerinin mimari projede kreş olarak görünmesi nedeniyle işletme ruhsatı alınamamışsa da, kira sözleşmesi yenilendiği halde kiracının ayıbın giderilmesini uygun bir mehil vermek suretiyle istemediği, kira sözleşmesinin feshi veya tazminata ilişkin de bir dava açılmadığı, bu nedenle kiralananın rayiç değeri üzerinden getirebileceği kira parası belirlenerek, ayıplar nedeniyle uygun bir indirim yapılmak suretiyle yeni dönem kira parasının belirlenmesi gerektiği” belirtilerek kararın bozulduğu, mahkemece bozma kararına uyularak, 1.4.2003 tarihinden itibaren başlayan yeni dönem için kira bedelinin 250,00 TL olarak belirlendiği, ancak bu aşamadan sonra taraflara tebligat yapılıp kararın kesinleştirilmediği anlaşılmaktadır....
Öyle ise, 13.11.2001 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin eki özel şartları üçüncü maddesindeki hüküm uyarınca davacının davalıdan herhangibir nedene bağlı olarak tazminat istemesi aynı nedenle de sözleşmenin ifası mümkünmüşçesine kiralayanın davalı kiracıdan kira parası talebinde bulunması olanaklı değildir. Taraflar arasındaki sözleşmenin idarenin taraf olduğu özel hukuk sözleşmesi niteliğine taşıdığı gözden kaçırarak bunun bir genel işlem şartı sözleşmesi şeklinde değerlendirilmesi ve sonuçta kiracı davacının tazminat istemini hüküm altına alması sözleşmeye ve uygulanacak Borçlar Kanununun genel hükümlerine aykırıdır. Karar açıklanan tüm bu nedenlerle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 01.11.2006 gününde oybirliği ile karar verildi....
davası (HMK m. 107 / I) kapsamında şimdilik 5.000- TL’sinin alacakları belirli hale geldiğinde netice-i taleplerini artırma hakları saklı tutularak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yüzölçüm eksikliği nedeniyle tazminat ve gecikme nedeniyle kira kaybı tazminatı bakımından, belirsiz alacak davası (HMK m. 107 / 1) kapsamında, alacakları belirli hale geldiğinde netice-i taleplerini artırmak üzere; yüzölçüm eksikliği nedeniyle değer kaybı tazminatının, belirsiz alacak talebi olarak şimdilik 5.000- TL’sinin, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, kira kaybı tazminatının, belirsiz alacak talebi olarak şimdilik 3.000- TL'sinin, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin davalıya yükletilmesin!...
Kiralanan yerin gayri musakkaf vasıfta olması halinde 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 299. maddesi ve devamı maddelerinde düzenlenen Genel hükümlere tabi yerlere ilişkin kira sözleşmesi hükümleri, kiralanan yerin musakkaf vasıfta olması halinde ise aynı kanunun 339. ve devamı maddelerinde düzenlenen konut ve çatılı işyeri kira sözleşmelerine ilişkin Kanun maddeleri uygulanacaktır. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu 327. maddesinde yer alan düzenlemeye göre genel hükümlere tabi kira sözleşmelerinde kira sözleşmesinin başlangıcı ve süresi belli ise kira sözleşmesinde sürenin dolması ile kira sözleşmesi kendiliğinden sona erer. Somut olayda, hükme esas alınan 20.06.2003 başlangıç tarihli ve on yıl süreli kira sözleşmesi konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Her ne kadar mahkeme kararında taşınmazın 2886 sayılı yasa kapsamında kaldığı belirtilmiş ise de taşınmazın 2886 sayılı yasa kapsamında kiraya verilmediği anlaşılmaktadır....
Dava, francising sözleşmesi ve bu sözleşmeye bağlı olarak akdedilen alt kira ilişkisinden kaynaklanan istirdat davasıdır. Mahkemece, her ne kadar alt kira sözleşmesine dayalı olarak sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğuna karar verilmişse de, alt kira sözleşmesi belirtildiği üzere francising sözleşmesi kapsamında düzenlenmiş olup, davada Francising Sözleşmesi'nden dolayı da istirdat talep edilmiştir. Francising Sözleşmesi'ne dayalı işbu talepte, ticaret mahkemesi görevli olup, bu sözleşme kapsamında alt kira sözleşmesine dayalı taleplerle irtibatlı olan davanın tümünün ticaret mahkemesinde görülmesi uygun olacağından, tüm dava için mahkemenin görevsizlik nedeniyle davayı reddetmesi 6100 sayılı HMK'ya aykırı olup kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 14/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....