Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Esas sayılı takip dosyasından dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine ve icra takibinin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. YANIT: Mahkemece ihtiyati tedbir talebine ilişkin olarak verilen ara kararından önce davalı tarafından dosyaya sunulan bir cevap dilekçesi bulunmamaktadır. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 30/09/2021 tarihli .... Esas numaralı ara kararında özetle; İİK'nın 72/3. maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği anlaşıldığından davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine dair karar verildiği görülmüştür....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Yasal dayanak:Hukuk Muhakemeleri Kanunu 190, 191. maddeleri, Türk Medeni Kanunu 6. maddesi, Türk Borçlar Kanunu 138, 299, 344, 345. maddeleri, Yargılama konusu olayda: Dava; kira bedelinin uyarlanması davasında ihtiyati tedbir talebine ilişkindir. Kamu düzenine ve istinaf istemine bağlı kalınarak yapılan incelemede: Taraflar arasında 17/04/2017 başlangıç tarihli kira sözleşmesi bulunmaktadır. Dava 31/05/2022 tarihinde açılmıştır....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava İİK'nın 72. maddesindeki, davacının İcra Müdürlüğü'nün bonoya dayalı takip dosyasından dolayı, borçlu olmadığının tespiti ile kötüniyet tazminatı talebine ilişkindir. 2004 sayılı İİK'nın "Menfi Tesbit ve İstirdat Davaları" başlıklı 72. maddesine göre "(Değişik madde: 18/02/1965- 538/43 md.) Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava İİK'nın 72. maddesindeki, davacının İcra Müdürlüğü'nün bonoya dayalı takip dosyasından dolayı, borçlu olmadığının tespiti ile kötüniyet tazminatı talebine ilişkindir. 2004 sayılı İİK'nın "Menfi Tesbit ve İstirdat Davaları" başlıklı 72. maddesine göre "(Değişik madde: 18/02/1965- 538/43 md.) Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez....

    Maddesine aykırı şekilde yapıldığı ve bu nedenle itirazın süresinde yapıldığının kabulü gerektiği anlaşılmakla, davacı tarafın ihtiyati tedbir kararına karşı davalı tarafın yasal süre içerisinde itiraz etmediğine yönelik ileri sürülen istinaf sebebi yerinde bulunmamıştır. Kira sözleşmesinde kiraya veren kamu kurum veya kuruluşu olsa dahi kira sözleşmesi Devlet İhale Kanunu kapsamında yapılmamış ise yada yapılan ilk kira sözleşmesi Devlet İhale Kanunu kapsamında olsa dahi bu sözleşmede belirtilen sürenin geçmesinden sonra yeni dönem için taraflar arasında Devlet İhale Kanunu kapsamında düzenlenmiş olan ihale usullerinden birisi ile ihale yapılmadan yeni bir kira sözleşmesi yapılmış ise bu durumda taraflar arasındaki kira ilişkisinde Türk Borçlar Kanunu hükümlerinin uygulanması gerekir....

    İşte ortaya çıkan bu tehlikeyi bertaraf etmek amacıyla ihtiyati tedbir müessesesi kabul edilmiştir. HMK'nın 389. maddesinde ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş, meydana gelebilecek bir değişme nedeni ile hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı yada tamamen imkansız hale geleceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan haller, genel bir ihtiyati tedbir sebebi ve şartı olarak kabul edilmiştir. İhtiyati tedbirde asıl olan, ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyati tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Maddede bu iki hususa yer verilmiş, ihtiyati tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyati tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceği düzenlenmiştir....

    İlk derece mahkemesince ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi üzerine davacı vekili tarafından istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmuştur. Taraflar arasında 01/01/2018 başlangıç tarihli 2 yıl süreli kira sözleşmesi bulunduğu hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. İhtiyati tedbir talebine gelince: 6100 sayılı HMK'nun onuncu kısmı "Geçici Hukuki Korumalar" başlığı altında ihtiyati tedbir müessesini düzenlemiştir. Aynı Yasa'nın “ihtiyati tedbirin şartları” başlıklı 389. maddesinin birinci fıkrasında "mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir" hükmü öngörülmüştür....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere yapılan inceleme neticesinde; Dava; kira parasının değişen koşullara göre uyarlanması talebine ilişkin olup, davacı vekili dava dilekçesiyle; dava tarihinden itibaren muaccel hale gelen ay kirasının %50'sinin ödenmemesi yönünde tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi; ihtiyati tedbir talebinin yargılamaya muhtaç olduğu ve dosya arasında tedbir kararı verilmesini gerektirecek yeterli delil bulunmadığı ve HMK'nın 389 ve devamı maddeleri uyarınca ihtiyati tedbirin yasal şartları oluşmadığı gerekçesiyle talebin reddine kararı vermiş, ara karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir....

    Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 15/11/2021 tarihli ara kararının HMK'nın 353/1- b-2 maddesi gereğince KALDIRILARAK, yeniden esas hakkında aşağıdaki hükmün kurulmasına; 1- Davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine dair karara ilişkin itirazının KABULÜNE, Mahkemenin ihtiyati tedbir talebinin reddine dair 15/08/2021 tarihli ara kararın kaldırılmasına, 2- Davacı tarafından (son dönem kirası bilinmediğinden son dönem kirası tespit edildiğinde ilk derece mahkemesince teminat miktarının arttırılması hakkı saklı kalmak kaydıyla 2016- 2017 yılı sunulan kira sözleşmesindeki 27.200,00....

    Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur. Kanun koyucu, ihtiyati tedbir hakkında karar verecek olan hakime geniş bir takdir alanı bırakmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemeli ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararını verdiğini kararında belirtmelidir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Kanun'un öngördüğü ölçüde ispat edilememişse veya yaklaşık da olsa ispatı yargılamayı gerektiriyorsa ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir. HMK'nın 389. maddesindeki şartların mevcut olması ve talep halinde ise hakim, ihtiyati tedbire davanın her aşamasında karar verebilir....

    UYAP Entegrasyonu