Davalı ... ile dava dışı Ortobedik Özürlüleri Koruma ve Güçlendirme Derneği arasında düzenlenen 28.7.1998 tarihli kira sözleşmesinin 3.maddesine göre derneğin, "belediyenin yazılı izni olmadan devir edemez" koşuluna rağmen davacıya 1.4.2000 tarihli alt kira sözleşmesi gereğince devrettiği ve davacının en son aylık 94 TL kira ödediği anlaşılmaktadır. Dava dışı derneğin kendiliğinden ortadan kalkması sonucunda davalı ... ile yaptıkları kira sözleşmesi de fesh edilmiş, belediyenin davacıya gönderdiği 27.2.2008 tarihli ihtarname ile davacının tahliyesi talep edilmiştir. Davada uyuşmazlık, davalı ile dava dışı kiracı dernek arasında düzenlenen kira sözleşmesinin feshedilmesi durumunda alt kiracı olan davacının dernek ile yaptığı sözleşmenin de sona erip ermeyeceği noktasında toplanmaktadır. Davalı ile dava dışı dernek arasındaki kira sözleşmesinin 1.1.2008 tarihi itibariyle feshedildiği ihtilafsızdır....
Taraflar arasındaki kira sözleşmesinin başlangıç tarihi 23.12.2005, kira süresi 5 yıldır. Kira sözleşmesinin özel şartlarının 11.maddesinde kiracının kira süresinin bitiminden 30 gün önce kiralananı tahliye edeceğini yazı ile mal sahibine bildirmediği takdirde sözleşmenin aynı şartlarla 1 yıl daha uzamış sayılacağı, 16.maddesinde de kira bedeline yapılacak artış düzenlenmiştir. Dava konusu taşınmazın .... İlçesinde bulunduğu, işletme şefliği olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır. Kiralanan yerin 10.10.2011 tarihinde tahliye edildiği, buna ilişkin tutanak tutulduğu, davacı vekilinin 14.12.2011 tarihli duruşmada; 23.12.2010 ile 10.10.2011 tarihi arasındaki kira bedelinin tespitini talep ettiği, davacı vekilinin 28.12.2011 tarihli duruşmada da; özel şartlar bölümünün 2.maddesinde belirli durumlarda hiçbir tazminat ödenmeksizin kiracının kira dönemi sonunu beklemeden tahliye etmekle serbest olduğunu düzenleyen kira sözleşmesinin aslında 1 yıl süreli olduğunu ileri sürdüğü görülmüştür....
Kira sözleşmesine konu yer açık alan vasfındadır. Davacı, kira sözleşmesinin 18.06.2012 tarihinde sona erdiğini, kira sözleşmesinin yenilenmediğini, davalının kira bedelini ödemeksizin kiraya konu yeri kullanmaya devam ettiğini iddia ederek emsal kira bedelleri üzerinden belirlenecek bedelin ödenmesini talep etmiş, davalı ise davacı ile arasında geçerli bir sözleşme olduğunu, emsal kira bedellerinin kabul edilmediğini, yazılı kira sözleşmesine göre alacağın belirlenmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Türk Borçlar Kanunu 327.maddesinde yer alan düzenlemeye göre somut olayda, taraflar arasında belirli süreli kira sözleşmesi bulunmaktadır. Dosyadaki bilgi ve belgelerden, kira sözleşmesinin feshine dair fesih ihbarına rastlanmamıştır. Kira sözleşmesinde belirlenen 10 yıllık süre sona ermesine rağmen fesih ihbarı olmaksızın taraflarca kira ilişkisinin sürdürülmüş böylece taraflar arasındaki kira sözleşmesi, belirsiz süreli sözleşmeye dönüşmüştür....
SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 20/05/2021 NUMARASI : 2020/488 ESAS - 2021/575 KARAR DAVA KONUSU : tazminat KARAR : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; haksız, hukuki dayanaksız, usule ve mevzuata aykırı işbu davayı kabul etmediklerini, kira sözleşmesinin 6. maddesi uyarınca kira başlangıç tarihinin 28/01/2015 tarihi olup, süresinin 4 yıl olduğunu, 4 yılın sonunda kira sözleşmesinin 3. maddesine uygun olmak üzere idarenin 16/12/2019 tarihli yazı ile kiralayana kira süresinin sonu olan 28/01/2020 tarihinde binanın tahliye edilip teslim edileceğinin bildirilerek bu tarihte tahliye edildiğini, kira sözleşmesinin sonunda, kira sözleşmesine uygun olarak en az bir önceden kiralayana resmi yazı ile bildirilerek kira süresinin hitamında müvekkili idare tarafından tahliye edildiğini, dolayısıyla kira süresinin bir yıl daha uzamasının söz konusu olmadığını, davacı tarafın müvekkili idareden herhangi bir alacağının olmadığını belirterek açılan davanın reddini talep etmiştir....
Somut olayda; taraflar arasında yapılmış bulunan kira sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti ile İcra Hukuk mahkemesinde belirlenen 7762,00 TL kira borcunun bulunmadığının tespiti istenmektedir. HUMK’nun 8. maddesinin 2. fıkrasında yalnızca akdin feshi istemli davaların dava konusu olan şeyin değerine bakılmaksızın sulh hukuk mahkemesinde açılacağı öngörülmüştür. Buna karşılık kira sözleşmesinin geçerli olmadığının ve kira bedeli borcunun olmadığının saptanması davasında görevli mahkeme dava konusu değere göre belirlenecektir. Geçersizliğinin tespiti istenilen kira parası 7.762,00 TL olup, bu değerde sulh hukuk mahkemesinin görev sınırının üzerindedir. Bu durumda HUMK’nun 8. maddesinin 2 fıkrası kapsamında bulunmayan kira sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti, ve menfi tespit istemlerinden oluşan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince ... 1....
ihtarname gönderildikten sonra kira sözleşmesinin süresinin uzatılmasına ilişkin herhangi bir sözleşme/protokol akdedilmediğini belirterek, taraflar arasındaki kira sözleşmesi usulüne uygun olarak feshedildiğinden 31/10/2021 tarihi itibariyle 01/01/2018 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin yürürlükten kalktığını, davacı tarafça fesih tarihi sonrası döneme ilişkin gönderilen kira bedeli, aidat, tazminat, cezai şart, tazminat vs....
ihtarname gönderildikten sonra kira sözleşmesinin süresinin uzatılmasına ilişkin herhangi bir sözleşme/protokol akdedilmediğini belirterek, taraflar arasındaki kira sözleşmesi usulüne uygun olarak feshedildiğinden 31/10/2021 tarihi itibariyle 01/01/2018 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin yürürlükten kalktığını, davacı tarafça fesih tarihi sonrası döneme ilişkin gönderilen kira bedeli, aidat, tazminat, cezai şart, tazminat vs....
Mahkemece, kiralananın uzun süreden beri davalının eşinin kullandığını, kira paralarının da davalının eşi tarafından yatırıldığını, bu nedenle durumdan davacının haberinin olduğunu ve kira ilişkisine muvafakat ettiğini belirterek davalıya husumet yöneltilemeyeceğinden davanın reddine karar vermiştir. Taraflar arasında 01.01.1999 tarihli kira sözleşmesinin varlığı konusunda uyuşmazlık yoktur. Yazılı kira sözleşmesinde kiracı davalı olup, kiralananın davalı tarafından üçüncü kişiye kullandırılıyor olması, davalıyı kira sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülüklerinden kurtarmaz. Davalı 01.01.1999 tarihli kira sözleşmesinin eşine devrine davacının muvafakat ettiğini yazılı delille ispatlaması gerekir. Davalının kira sözleşmesinin taraflar arasında yapılan anlaşma gereğince eşi olan ...'a devredildiğine ilişkin bir iddiası bulunmayıp, davacının zımni muvafakatı olduğunu ileri sürmektedir. Bu durumda Davalı, kira sözleşmesinin eşi ...'...
Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, kira sözleşmesinin feshi ile tahliye istemine ilişkindir. ... Sulh Hukuk Mahkemesince, taraflar arasında kira sözleşmesi bulunmadığı, davalının kira sözleşmesinin üçüncü bir kişi ile yapıldığını beyan ettiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi ise TBK'nın 310. maddesi uyarınca, kiralananın el değiştirilmesi halinde yeni malikin kira sözleşmesinin tarafı olacağının düzenlendiği, 6100 sayılı HMK'nın 4/1-a maddesi uyarınca da kira ilişkisinden doğan uyuşmazlıkları çözme yetkisinin sulh hukuk mahkemesinde bulunduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....
Uyuşmazlıkta, mahkemenin temyize konu kararında, davalı idare arasında imzalanan kira sözleşmesinin özel hukuk sözleşmesi olduğu, kira sözleşmesiyle belirlenen sürenin bitmesine rağmen taşınmazların davacı tarafından kullanılmaya devam edilmesi sebebiyle kira sözleşmesinin belirsiz süreli sözleşmeye dönüştüğü, kira sözleşmesinin özel hukuk hükümlerine göre düzenlendiği bu nedenle taşınmazın tahliyesinin de özel hukuk hükümlerine göre yapılması gerektiği, kira sözleşmesinin feshinin ve tahliyenin adli yargıda açılacak davada karar aldıktan sonra yapılabileceğinden bahisle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş ise de; dava dosyasında yer alan bilgi ve belgelerden, mülkiyeti davalı idareye ait taşınmazların 2886 sayılı Kanun uyarınca yapılmış ihale sonucunda davacıya kiralandığı ve kira sözleşmesinde belirlenen sürenin bittiği ve yeni bir kira sözleşmesi de yapılmadığı anlaşıldığından, bu aşamadan sonra davalı idarece kira sözleşmesinin tek taraflı feshine gerek olmadığı gibi, davacının...