Bu bağlamda mahkemenin ihtiyati tedbirin kaldırılmasına ilişkin kararının gerekçesinin usul ve yasalar ile yüksek yargı uygulamalarına ters düştüğü açıktır. Ancak, yine bilindiği üzere 6100 sayılı HMK'nun 390/3. maddesinde ise; "Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır" hükmü bulunmaktadır. Tedbir talebine konu somut olayda; asıl kiraya veren davalı belediye ile diğer davalı şirket arasındaki asıl kira ilişkisinin ve buna bağlı olarak ihtiyati tedbir talep eden alt kiracı ile davalı asıl kiracı şirket arasındaki alt kira sözleşmesinin sona erip ermediği ve talep edenin alt kira sözleşmesinden doğan kiracılık haklarını asıl kira sözleşmesinin kiraya vereni olan karşı taraf belediyeye (asıl kiraya verene) yöneltip yöneltemeyeceği hususlarında uyuşmazlık bulunmakta olup uyuşmazlığın niteliğinin yargılamayı gerektirdiği görülmektedir....
kararında davacının görevi mevcut hukuki durumu korumak olup, TBK hükümlerini aşacak şekilde "tahliye"nin yapılması ihtiyati tedbir kararına aykırılık oluşturduğunu; Tedbir kararında "boş olarak teslimi" ifadesi yer almadığı halde icra memurunun müvekkilin kira akdine dayalı TBK'dan kaynaklı haklarını göz ardı etmesi nedeniyle memur işlemi hakkında İstanbul 14....
Davacı kiracı, kira sözleşmesini feshederek, kiralalandaki baz istasyonu tesisine müdahalenin önlenmesi, sökümü sağlanarak davacıya iadesi, tazminat ve cezai şartın tahsili ile baz istasyonu ekipmanlarının ihtiyati tedbir yoluyla davacıya iadesine karar verilmesi istemi ile eldeki davayı açmıştır. Kiracı, kira sözleşmesini istediği bir zamanda feshederek taşınmazı tahliye edebilir. Kiracının kira sözleşmesini feshi haksız olduğu takdirde kirayaveren tazminat ve sair haklarını talep edebilir,ancak kiracının kiralananı tahliye etmesine engel olamaz. Bu nedenlerle ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde talebin reddine karar verilmesi hatalı olduğundan aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b-2 maddesi gereğince kabulüne, Ankara 5....
Davalı vekili duruşmadaki beyanında: Adana Bam'ın vermiş olduğu karar ihtiyati tedbirin şartlarına ilişkin olarak verilmiş bir karar olup dosyanın esası hakkında bir karar olmadığını, davalı taraf ile yapılan ilk sözleşme Devlet İhale Kanunu kapsamında yapılmış olup, devamındaki sözleşmelerde aynı kanuna tabi olduğunu, bu hususun cevap dilekçesinde sunmuş oldukları Yargıtay kararlarıyla sabit olduğunu, bu nedenle davacının kira sözleşmesi sona ermiş olup davanın reddine ve ihtiyati tedbir talebinin de reddine karar verilmesini beyan etmiştir. 07/08/2020 tarihli ara kararla davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karşı itiraz etmesi sonucunda, mahkemece itiraz istinaf başvurusu olduğu değerlendirilerek, dosya Adana Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesine gönderildiği, 5....
Bir yıl içinde sözleşmede yer alan kira bedellerinden üçünü veya üst üste ikisini zamanında ödememesi nedeniyle ihtara muhatap olan kiracılarla yapılan sözleşmeler kiralayan tarafından feshedilebilir." Aynı Kanunun 33/1 maddesine göre; "Sözleşmenin kiralayan tarafından feshi ile 30. maddenin ikinci fıkrası uyarınca kiracı tarafından feshi hâllerinde, kiracı malı iade ile yükümlüdür."...
Bir yıl içinde sözleşmede yer alan kira bedellerinden üçünü veya üst üste ikisini zamanında ödememesi nedeniyle ihtara muhatap olan kiracılarla yapılan sözleşmeler kiralayan tarafından feshedilebilir." Aynı Kanunun 33/1 maddesine göre; "Sözleşmenin kiralayan tarafından feshi ile 30. maddenin ikinci fıkrası uyarınca kiracı tarafından feshi hâllerinde, kiracı malı iade ile yükümlüdür."...
Mahkemece yaklaşık ispat şartının sağlanmaması ve davanın esasını çözecek mahiyette ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği gerekçesi ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş olup karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiş olduğundan dosyanın istinaf inceleme için dairemize gelmiş olduğu görülmüştür. 6100 sayılı HMK'nun “ihtiyati tedbirin şartları” başlıklı 389. maddesi "mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir" hükmünü içermektedir. Aynı Kanunun 390/3. maddesinde ise; "Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır" hükmü bulunmaktadır....
DELİLLER : Tüm dosya kapsamı DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, Kat karşılığı İnşaat Sözleşmesinin feshi nedeni ile tapu iptali ve tescil davası sırasında talep edilen ihtiyati tedbir isteminin kabulü kararına itiraz isteminin reddi talebine ilişkindir....
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İhtiyati tedbir talep eden davacı yönünden istinaf karar harcı olan 296,40 TL'den peşin alınan 80,70 TL'nin mahsubu ile bakiye 215,70 TL harcın ihtiyati tedbir talep eden davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, 3-İstinaf başvurusu nedeniyle ihtiyati tedbir talep eden davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere 06.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kira sözleşmesinin 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu uyarınca imzalandığını, sürenin sonunda herhangi bir fesih ihbarında bulunulmasına gerek olmadan kiracının taşınmazı boşaltması gerektiğini, taşınmazın davacıya 25.09.2021 tarihine kadar kiralandığı, kanun gereği ihtara gerek olmasa da 19.08.2021 tarihli ihtarnameyle taşınmazın kira süresinin bitimi olan 25.09.2021 tarihinde boşaltılmasının davacıya ihtar edildiğini, kira sözleşmesi ile öngörülen sürenin sona ermesinden sonra aynı taşınmazın kiralanmasının ancak ihaleyle mümkün olacağını, davacının kira sözleşmesinin uzatılması talebinin uygun görülmediğini, bakanlık genelgesinin tavsiye nitelinde olduğunu, kira sözleşmesinin başlangıç tarihinin değiştirilmesi talebinin hukuka aykırı olduğunu, ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir....