Noterliği'nin 17 Temmuz 2019 tarih ve 18318 yevmiye numaralı ihtarname ile davacının istediği kira bedeli artışını yapması ve davacının iş yerini rızası olmaksızın ve kira sözleşmesine aykırı olarak bölmek ve kiraya vermek sureti ile işletmesi nedeniyle iş yerini eski haline getirmek kaydı ile kiralananda ikamet edebileceği hususunda bilgilendirildiğini, davalının taraflar arasında imzalanan kira sözleşmesinin 5. maddesini açıkça ihlal ettiğini, davacının izni ve haberi olmaksızın kiralananı ikiye bölerek yeni elde ettiği iş yerini kiraya verdiğini, davacının yurtdışında yaşaması nedeniyle durumdan haberdar olmadığını beyan ederek dava konusu taşınmazın davalı tarafından eski haline getirilerek taşınmazdan tahliyesine kararı verilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen davada; Davacılar; kayden malik oldukları 255 parsel sayılı taşınmazdaki müstakil evde 17.10.2012 tarihinden beri oturan davalının kira ödemediği gibi evi tahliye de etmediğini ileri sürerek 17.10.2012 tarihinden itibaren işleyen kira bedelinin tespiti ile davalıdan tahsiline şayet davalı kira ilişkisini kabul etmez ise fuzuli işgal sebebiyle taşınmazdan tahliyesine karar verilmesini istemişlerdir. Davalı; davacıların babasının ikinci eşi olduğunu ve eşinin kendisine ölene kadar sözü edilen evde oturabileceğini söylediğini,eşinin 2012 yılında ölümü üzerine eldeki davanın açıldığını, herhangi bir kira sözleşmesine dayanarak oturmadığını, davanın tahliye davasının koşullarını taşımadığını ancak bu davayı ihtar gibi değerlendirip 6 ay sonraki bir zamanda tahliye edeceğini ancak kira bedeli ve yargılama giderleri ödemesi kabul etmediğini beyan ederek davanın reddini savunmuştur....
Davalı borçlu itirazında, icra takibinde dayanılan kira sözleşmesi altındaki imzasını açık ve kesin olarak reddetmediği gibi, yargılama sırasında da kira ilişkisini kabul etmiştir. Davalı borçlunun bu şekildeki itirazı borca itiraz niteliğindedir. İİK.nun 269/2 maddesi hükmüne göre borçlu itirazında kira akdini ve varsa buna ait sözleşmedeki imzasını açık ve kesin olarak reddetmezse akdi kabul etmiş sayılır. Davalı borçlu takibe itirazında açıkça ve ayrıca kira sözleşmesindeki imzasına ve alacağın miktarına karşı çıkmadığına göre kira ilişkisi ve takip konusu miktar kesinleşmiştir. Davacı, alacaklının icra takibinde dayandığı kira sözleşmesine istinaden itirazın kaldırılması ve tahliye istemesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Uyuşmazlıkta yargılamayı gerektirir bir husus olmadığından mahkemece, işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yargılamayı gerektirdiğinden bahisle istemin reddine karar verilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır....
Takibe dayanak yapılan ve karara esas alınan 20.08.2017 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi hususunda taraflar arasında herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesinde aylık kira bedelinin 1.200TL olduğu kararlaştırılmıştır. Davacı kiraya veren alacaklı vekili, mezkur kira sözleşmesine dayanarak Ankara 20. İcra Dairesinde 2020/7452 esas sayılı haciz ve tahliye istemli başlatmış olduğu icra takibi ile, aylık 1.450TL'den ödenmeyen 2019 Yılı Kasım ayı ile 2020 Yılı Ağustos ayları arası kira bedelleri toplamı 15.040TL alacağın tahsilini talep etmiştir. Örnek 13 ödeme emri davalı kiracıya 04.09.2020 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı kiracı borçlu ödeme emrine itiraz etmemiştir. Davalı kiracı icra takibine konu kiracılık ilişkisine açıkça itiraz etmediğinden takipteki kira sözleşmesi ve kiracılık ilişkisi kesinleşmiştir....
Davacı 1.3.1999 tarihli 10 yıl süreli kira sözleşmesinin 7. maddesine göre süresinden önce mecurdan tahliye edildiğini bildirerek eldeki davayı açmıştır.Dosya içeriğinden murisin, dava dışı olan davacının kardeşi ... ile 1.1.1996 tarihli 10 yıl süreli kira sözleşmesinin olduğu ve bu sözleşmenin 6. maddesinde de erken tahliye ettirilmesi halinde 5000 USD nin ödeneceği şartının bulunduğu görülmektedir.Davalıların, kiracı olduğunu bildiren ...’ın verdiği 7.7.2003 tarihli tahliye taahhüdü nedeniyle taşınmazı 11.10.2003 tarihinde icra yolu ile tahliye ettirdikleri de sabittir.Davacı 2003 yılında tahliye edilen bu taşınmazla ilgili olarak 2005 yılında eldeki davayı açmıştır.Davacı sonraki tarihli kira sözleşmesine dayanmaktadır.Ancak icra ve tahliye aşamasında davacının hiçbir şekilde karşı çıkmadığı görülmektedir.Bir işyerinin kiracısı olduğunu iddia eden davacının tahliye edildikten iki yıl sonra talepte bulunması hayatın olağan akışına uygun olmadığı gibi, tahliye taahhüdü veren şahsın davacının...
İcra Hukuk Mahkemes'inin 2015/582 esas sayılı dosyasında tebligat usulsüzlüğüne ilişkin şikayet başvurusunun kabulüne karar verilmesi nedeniyle tebliğ tarihinin 28/07/2015 olarak düzeltildiği, itirazın 03/08/2015 tarihinde yapıldığı, takip dayanağı kira sözleşmesinde kiralayan olarak ...'in yer aldığı, takibin ise ... tarafından başlatıldığı ve tahliye davasının da ... vekili tarafından açıldığı, davacının kira sözleşmesinin tarafı olmaması nedeniyle tahliye davası açamayacağı gerekçesiyle davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kesinleşen icra takibi nedeniyle tahliye istemine ilişkindir. Her ne kadar mahkemece kira sözleşmesinde kiralayan olarak ... ...'in yer aldığı, takibin ise ... tarafından başlatıldığı ve tahliye davasının da ... vekili tarafından açıldığı gerekçesiyle davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiş ise de. dava dosyasına ekli tapu kaydından davacı ...'...
İlk derece mahkemesince, davalının takibe konu aylara ilişkin kira bedellerini ödediğine ve borcunun olmadığına ilişkin İ.İ.K. 269/c maddesinde öngörülen belgeleri ibraz etmemesi ve kira ilişkisine itiraz edilmemesi nedeniyle bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, takip tarihi itibariyle kira bedeli alacağının 120.200 TL, işlemiş faiz miktarının ise 8.774,07 TL olduğunun tespit edilmesi ile itirazın kaldırılması davasının kısmen kabulüne, davalının itirazının asıl alacak ve 8.774,07 TL işlemiş faiz üzerinden kaldırılmasına, davalı borçlunun temerrüt nedeniyle tahliyesine karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, icra dosyasına davalı borçlu vekilinin sunduğu itiraz dilekçesindeki "kira sözleşmesindeki imza asıllarının şimdilik kabul edilmediği" ibaresinin imzaya itiraz niteliğinde olduğu, kira sözleşmesindeki davalı şirket adına atılan imzaya itiraz edildiği, bu itiraz dolayısıyla kira sözleşmesinin İİK.269...
Davalı; kira sözleşmesine konu B blok 6. ve 7. katların 01/07/2015 tarihinde tahliye edildiğini ve ilgili dönemine ait ortak gider avansı olarak bildirilen bedelden boşaltılan alanlar için kesinti yapılacağının ve tahliye edilen alanlar için kira ödemeleri yapılmayacağının ihtaren bildirildiğini, buna rağmen davacının düzenlediği ihtarname ile 20/08/2015-20/11/2015 tarihli döneme ait olan kira bedelinin eksik ödenen kısmının ödenmesi aksi halde tahliye davası açılacağının ihtar edildiğini, kira sözleşmesinin kısmi tahliyeye cevaz verdiğini, tahliye edilen kısımların kira bedeli ödenmediğinden cihetle sözleşmede kalan diğer bağımsız bölümlere ilişkin tahliye talebinde bulunulmasının hukuka ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu ayrıca keşide edilen ihtarnamenin TBK'nın 315. maddesi anlamında yasal içerikli bir ihtarname olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir....
Dava, kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibi nedeniyle kiracının borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı kiralayanın 08.04.2012 başlangıç tarihli ve 2 yıl süreli kira sözleşmesine dayanarak davacı hakkında .. 1. İcra Müdürlüğünün 2013/3405 Esas sayılı dosya ile ikinci yıl kira bedelinin tahsili için icra takibi yaptığını, davacının ilk yıl kira bedelini peşin olarak ödediğini ve kiralananı 2013 yılı Mart ayında tahliye ettiğini, davacının takibe konu dönemde kiracı olmadığını, 08.04.2013 tarihinden önce kiralananın boşaltılarak davalıya teslim edildiğini belirterek sözkonusu icra takibi nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespiti ile %40 kötüniyet tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiştir....
Uyuşmazlığın; İİK'nın 269. maddesi gereğince temerrüt nedeniyle yapılan örnek 13 takipte itirazın kaldırılması ve tahliye talebine ilişkin olduğu görüldü....