Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacılar vekili, dava dilekçesinde açıkça bir tahliye sebebi göstermemiş, 07.03.2012 tarihli duruşmadaki imzasız beyanında ise davayı “kira sözleşmesinin bitimi nedeniyle tahliye davası olarak” nitelemiştir. 6570 sayılı yasanın 7.maddesinde tahliye sebepleri sınırlı olarak sayılmış olup, bu yasa kapsamında kalan kiralananlar hakkında süre bitimi nedeniyle tahliye istenemeyeceği gibi, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 347.maddesinde de konut ve çatılı işyeri kiralarında kiraya verenin ancak on yıllık uzama süresi sonunda bildirim yoluyla kira sözleşmesine son verebileceği belirlenmiştir. Aynı Kanun'un 350. ve müteakip maddelerinde ise, kira sözleşmesinin hangi hallerde dava yoluyla sonlandırılacağı düzenlenmiştir....

    Ödeme emrine itiraz sebepleri kira sözleşmesine itiraz veya kira sözleşmesi dışındaki itirazlar şeklinde ikiye ayrılır. İİK’nın 269/b-1 maddesinde kira sözleşmesine itiraz ve sonuçları düzenlenmiştir. Kira sözleşmesine itiraz, borçlunun (alacaklının iddia ettiği) kira sözleşmesinin varlığını inkâr etmesidir, yani kabul etmemesidir (reddetmesidir). Alacaklı sözlü bir kira sözleşmesinin varlığını iddia ediyorsa, borçlunun böyle bir (sözlü) kira sözleşmesini inkâr etmesi (kabul etmemesi), kira sözleşmesine itirazdır. Alacaklı yazılı bir kira sözleşmesine dayanmakta ise, borçlu kiracının bu sözleşmede kendisine izafe olunan imzayı inkâr etmesi (kabul etmemesi) kira sözleşmesine itirazdır (İİK m. 269/b,1)....

    Ödeme emrine itiraz sebepleri kira sözleşmesine itiraz veya kira sözleşmesi dışındaki itirazlar şeklinde ikiye ayrılır. İİK’nın 269/b-1 maddesinde kira sözleşmesine itiraz ve sonuçları düzenlenmiştir. Kira sözleşmesine itiraz, borçlunun (alacaklının iddia ettiği) kira sözleşmesinin varlığını inkâr etmesidir, yani kabul etmemesidir (reddetmesidir). Alacaklı sözlü bir kira sözleşmesinin varlığını iddia ediyorsa, borçlunun böyle bir (sözlü) kira sözleşmesini inkâr etmesi (kabul etmemesi), kira sözleşmesine itirazdır. Alacaklı yazılı bir kira sözleşmesine dayanmakta ise, borçlu kiracının bu sözleşmede kendisine izafe olunan imzayı inkâr etmesi (kabul etmemesi) kira sözleşmesine itirazdır (İİK m. 269/b,1)....

    Kiralananın niteliği ve tabi olduğu Yasa itibariyle fesih ve tahliye sebepleri sınırlı olup, kanunda yazılı olmayan bir nedenle davacıya sözleşmeyi fesih hakkı vermemiştir.Yasada kira ödemelerinin düzensiz olması tahliye nedeni sayılmadığı gibi davalıya gönderilen ihtarname de ne miktarda kira alacağı istendiği belirtilmeyip 30 günlük süre verilmediğine göre temerrüt nedeniyle tahliye koşulları da oluşmadığından mahkemece tahliye davası yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Davacı bu davayı T4 ve T3 birlikte yönlendirmiştir. Kira sözleşmesine göre kiracının T3 olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda T4 yönünden davanın husumet nedeniyle reddi doğrudur. Taraflardan birisinin ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf başvurusunda bulunmaması halinde kamu düzenine aykırılık yok ise diğer taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşacaktır....

    Kira sözleşmesine itiraz, borçlunun (alacaklının iddia ettiği) kira sözleşmesinin varlığını inkâr etmesidir, yani kabul etmemesidir (reddetmesidir). Alacaklı sözlü bir kira sözleşmesinin varlığını iddia ediyorsa, borçlunun böyle bir (sözlü) kira sözleşmesini inkâr etmesi (kabul etmemesi), kira sözleşmesine itirazdır. Alacaklı yazılı bir kira sözleşmesine dayanmakta ise, borçlu kiracının bu sözleşmede kendisine izafe olunan imzayı inkâr etmesi (kabul etmemesi) kira sözleşmesine itirazdır (İİK m. 269/b,1). Borçlu, itirazında kira sözleşmesini inkâr ettiğini, yani kira sözleşmesini ve varsa buna ait mukavelenamedeki (yazılı kira sözleşmesindeki) imzasını kabul etmediğini (reddettiğini) açık ve kesin olarak bildirmelidir; aksi hâlde, borçlu kiracı, kira sözleşmesini kabul etmiş sayılır (İİK m. 269/2 , c.2) (Kuru, B: İcra ve İflas Hukuku, El Kitabı, Ankara 2013, s. 837)....

    Öte yandan her ne kadar davalı tarafça takip talebinde alacaklının sözlü kira sözleşmesine dayanmasına rağmen yazılı kira sözleşmesine dayanarak açtığı tahliye davasına istinaden karar verilmesinin usulsüz olduğu ileri sürülmüş ise de, belirtilen hususun ve sunulan emsal kararın borçlunun süresinde takibe itirazı üzerine alacaklı tarafından açılacak itirazın kaldırılması davasında önem arz edeceği anlaşıldığından bu istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir....

    No:48/4'' olarak güncellendiğinin ve davalı kiracının adres değişikliği yapmadığının bildirilmesine, Bodrum Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün 05/10/2018 tarihli resmi belge niteliği taşımayan ve kişi beyanına göre hazırlandığı açıkça yazılı olan numarataj bilgi formu ile adres güncellemesi yapıldığının ve adres güncellemesinin tahliye taahhüdü sonrasında ve tahliye tarihinden hemen önce 13/11/2018 tarihinde yapıldığının anlaşılmasına, dosya arasında davalı kiracının adres değişikliği yaptığına ya da kira sözleşmesine konu adresi dava tarihinden önce tahliye ettiğine dair usulünce düzenlenmiş bir belge bulunmadığına,davalı tarafın istinaf başvurusundan sonra gerçekleştirilen tahliye işlemi sırasında düzenlenen 20/11/2020 tarihli bilirkişi raporunda kira sözleşmesine konu adresin, tahliye edilen adres olduğunun tespit edilmiş olmasına ve ilk derece mahkemesinin kararında yazılı gerekçelere göre istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine aykırılık bulunmayan karara...

    Somut olayda, davacı alacaklının 20/02/2019 kira başlangıç tarihli yazılı kira sözleşmesine dayanarak 2019 ve 2020 yılı kira alacaklarının tahsili için davalı borçlu aleyhine haciz ve tahliye talebiyle takip başlattığı, kira sözleşmesine göre, kira parasının yıllık peşin ödenmesinin gerektiği, borçlunun ilk yıl kira parasını ödediğinin kira sözleşmesinde yazılı olduğu, borçlunun 20/02/2020 tarihinde ödenmesi gereken 2020 yılı kira parasına yönelik bir itirazının bulunmadığı, alacaklının 2020 yılı kirasının sadece 21.838,30 TL miktarlı (10 aylık kira parası) kısmı yönünden takip başlattığı ve bu miktar ile işlemiş faizi yönünden takibin kesinleştiği, borçlunun 30 günlük ödeme süresi içinde kesinleşen kira borcunu ödemediği, 01/03/2020 tarihinden 30/06/2020 tarihine kadar işleyecek iş yeri kira bedelinin ödenememesi kira sözleşmesinin feshi ve tahliye sebebi oluşturmaz ise de, 2020 yılı kira alacağının bu aylardan ibaret olmadığı anlaşıldığından mahkemece, davalının kiralanan iş yeri niteliğindeki...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tahliye ve kira alacağına ilişkin davada ... 1. Sulh Hukuk ve ... 2. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, kira sözleşmesine dayalı tahliye ve kira alacağının tahsili istemine ilişkindir. Sulh Hukuk Mahkemesince, mahkemenin görevinin 6570 sayılı Kanundan kaynaklanan tahliye davalarına ilişkin olduğu belirtilip, hasılat kirasından açılan davalarda görevin değere göre belirleneceğinden bahisle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, kira sözleşmesine dayalı tahliye ve kira alacağı davalarında görevin Sulh Hukuk Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde karar vermiştir....

      Davacı, dava dilekçesinde davalıların kiracı olduğu taşınmazı 01.06.1997 başlangıç tarihli sözlü kira akdi ile kiraladıklarını, davalıların davacının izni olmadan taşınmazın onaylı projesine aykırılık teşkil eden büyük tadilatlar yapıp kiralananın şeklini değiştirdiklerini, davalı tarafa 3.8.2009 tarihinde tebliğ edilen ihtarnamede verilen süre içerisinde de akte aykırılığın giderilmediğini ve davacının eşinin cep telefonu ve bilgisayar bayiliği işini yapacağını ileri sürerek kira sözleşmesine aykırılık ve işyeri ihtiyacı nedeniyle kiralananın tahliyesini istemiştir....

        UYAP Entegrasyonu