Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kiracının kira süresi sona ermeden kira sözleşmesini tek taraflı olarak feshederek kiralananı tahliye etmesi durumunda, kural olarak kira süresinin sonuna kadar kira parasından sorumludur. Bununla birlikte Borçlar Kanununun 98. maddesinin yollamasıyla uygulanması gereken aynı Yasanın 44. maddesi hükmüne göre, davacı kiralayan zararın artmaması için taşınmazı aynı koşullarla başkasına kiralamak konusunda gerekli çabayı göstermek, böylece zararın artmasını önlemesi için kendisine düşen ödevi yapması gerekir. Aksi halde hakim tarafından tenkise tabi tutulur. Bu durumda, davacının zararı tahliye tarihinden kiralananın aynı koşullarla yeniden kiraya verilebileceği tarihe kadar boş kaldığı süreye ilişkin kira parasından ibarettir. Sözleşmenin özel 8. maddesinde ise taraflar bir aylık feshi ihbar süresi getirerek bu süreyi bir ay olarak kararlaştırmışlardır....

    Taraflar arasında, 10.10.2012 başlangıç tarihli, 12 ay süreli, aylık 900TL bedelli kira sözleşmesi ile kiralananın 30.05.2013 tarihinde tahliye edildiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesinin hususi şartlar bölümünde yer alan 8. maddesinde; “Kiracı kiralananı boşaltmak istediğinde en az bir ay evvelinden mal sahibine ulaşacak şekilde bildirmeyi taahhüt eder” şeklinde düzenlemeye yer verildiği anlaşılmaktadır. Davalı-kiracı, sözleşmenin 8. maddesindeki fesih bildirimine uymaksızın 30.05.2013 tarihinde kiralananı tahliye ederek aynı tarihte tanzim edilen 03.06.2013 tebliğ tarihli ihtarname ile 30.05.2013 tarihinde tahliye ettiği hususunu davacı-kiraya verene bildirmiştir....

      Dava, kiracı tarafından açılan depozito ve kira bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, alt kira sözleşmesinin feshine,30.000,00 TL depozito bedeli ile 13.500,00 TL kira bedelinin tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

        Taraflar arasındaki uyuşmazlık, mecurun tahliye edildiği tarihe kadar ödenmemiş, kira alacağı ve aidat alacağı olup olmadığı ve mecurun kira süresi dolmadan davalı tarafından boşaltılması üzerine yeniden kiraya verilinceye kadar geçecek sürede kira bedellerinin ve aidat borçlarının sözleşmenin 14. maddesi gereğince ödenip ödenmeyeceğine ilişkindir. Dosyadaki tarafların beyanlarına ve mecurun anahtarının davacının kira tahsil işlerini takip eden emlakçıya 16.02.2009 tarihinde teslim edildiğine ilişkin tutanağa göre, davalının tahliye tarihine kadar olan kira parasını ve aidat borcunu ödediği anlaşılmaktadır. Bu durumda değerlendirilmesi gereken ihtilaf, davalının tahliye tarihinden itibaren sözleşmenin sona ereceği 14.06.2009 tarihine kadar olan 4 aylık kira bedelinden sorumlu olup olmayacağına ilişkindir. BK.'...

          Davalı, cevap dilekçesinde özetle; kira sözleşmesinin devralınması suretiyle sözleşmeye taraf olduğunu, davacının kiralananın market olarak kullanılacağından ve değişiklikler yapılacağından kira sözleşmesi öncesinde haberdar oldığunu, kira sözleşmesi süresince buna dair talepte bulunmamakla değişikliklere rıza göstermiş sayılacağını, kendisinin kiralananı ne şekilde teslim aldı ise o şekilde teslim ettiğini, tespit dosyasındaki bilirkişi raporunda yer alan hesaplamaları kabul etmediklerini belirterek davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesince; mahallinde keşif yapılarak, üç kilişik bilirkişi heyetinden rapor aldırılmış, davacı tarafça bilirkişi raporuna göre yapılan ıslah doğrultusunda kira sözleşmesinin beşinci maddesi gereğince kiracı davalının kiralananı kiraladığı şekliyle iade yükümlülüğü bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafça istinaf edilmiştir....

            Maddesinde:" kiracı sözleşme süresine veya fesih dönemine uymaksızın kiralananı geri verdiği takdirde, kira sözleşmesinden doğan borçları, kiralananın benzer koşullarla kiraya verilebileceği makul bir süre için devam eder..." denilmek suretiyle hüküm altına alınmıştır. Bu durumda, davacının zararı tahliye tarihinden kiralananın aynı koşullarla yeniden kiraya verilebileceği tarihe kadar boş kaldığı süreye ilişkin kira parasından ibarettir. Ancak kiracının sorumluluğu kira süresi ile sınırlıdır. Bu nedenle mahkemece kiralananın aynı bedel ve şartlarla ne kadar sürede kiraya verilebileceği mahallinde bilirkişi aracılığıyla keşfen tespit ettirilip, tespit edilen bu sürenin (makul süre) tahliye tarihine eklenmesiyle ulaşılacak tarihe kadar kiracının makul süre kira parasından sorumlu tutulması gerekirken yazılı şekilde belirkişi incelemesi yaptırılmaksızın taşınmazın yeniden kiraya verildiği tarihe kadar olan kira alacağından sorumlu tutulması doğru değildir....

              Davaya dayanak yapılan 01.01.2002 başlangıç tarihli ve yedi yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı 29.01.2010 keşide tarihli ihtar ile aylık 250.-TL'den 01.01.2009 - 31.12.2009 ve 01.01.2010 - 31.12.2010 dönemi kira bedelleri toplamı 25.000.-TL'nin ödenmesini istemiş, davalı ise kiralananı 16.12.2004 tarihinine kadar kiracı sıfatıyla kullandığını, bu tarihten sonra işyeri ile ilgisinin kalmadığını ve kiralananı tahliye ettiğini bildirerek davanın reddini savunmuştur. Kiralananın tahliye edilerek anahtarın kiralayana teslim edildiğini davalının kanıtlaması gerekir. Kiralananın davalı tarafından tahliye edildiğinin kabul edilebilmesi için boşaltılarak anahtarın kiralayana usulüne uygun olarak teslim edilmesi zorunludur. Bu da tevdi mahalli tayini veya notere anahtarın teslimi ile olur. Kiralananı tahliye ettiğini ileri süren davalı, anahtarı kiralayana teslim ettiğini kanıtlayamamıştır....

                Davalı; kira başlangıcından bir süre sonra pek çok hacze maruz kaldığını, kısaca mali krize girdiğinden 14.03.2013 tarihli ihtarname ile 30.04.2013 itibarıyla kira sözleşmesini feshettiğini bildirdiğini ve 19.11.2013 tarihinde kiralananı tahliye ettiğini, fiili tahliye tarihine kadara da tüm edimlerini yerine getirdiğini, bu şekilde tüm kira bedellerinin muaccel olamayacağını, davacıya borcu olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

                  Taraflar arasındaki kira sözleşmesi yeni dönem başlangıcı olan 20.01.2012 tarihinden en az onbeş gün önce kiracı tarafından bildirimde bulunulmadığından yenilenerek 20.01.2013 tarihine kadar uzamıştır. Bu durumda kiracının 20.04.2012 tarihinde, sözleşme süresi dolmadan kiralananı erken tahliye ettiğinin kabulü gerekir. Türk Borçlar Kanununun 325.maddesi hükmüne göre kiracı, sözleşme süresine veya fesih dönemine uymaksızın kiralananı geri verdiği takdirde, kira sözleşmesinden doğan borçları kiralananın benzer koşullarla kiraya verilebileceği makul bir süre için devam eder....

                    Taraflar arasındaki kira sözleşmesinin incelenmesinde 01.01.2008 başlangıç, 01.01.2009 bitiş tarihli olup bir yıl süreli, yıllık kirasının 5.500 TL olup, toptan ödeneceği kararlaştırılmıştır. Kural olarak kira sözleşmesi tam iki yana borç yükleyen bir sözleşmedir. Somut olayda davalı kiralayan kiralananın kullanılmasını davacıya bırakmıştır. Mahkemecede kabul edildiği gibi sözleşme 6570 sayılı yasanın 11.maddesi gereği kendiliğinden yenilenmiş olup, davacı (kiracı) yenilenen (dava konusu) dönem 01.01.2009 ile 01.01.2010 süresi için belirlenen kira borcundan sorumlu olması gerekir. Ancak böyle olmakla birlikte davacı kiracı kiralananı ilk yıl kira dönemi bitmeden 1-2 ay önce tahliye ettiğini savunmuş, davalı kiralayanda tahliyenin ve anahtar tesliminin yenilenen dönemin bitmesinde yaklaşık 3 ay önce gerçekleştiğini savunmuştur. Bu durumda davacı kiracı yenilenen kira dönemi (dava konusu) bitmeden önce kiralananı tek taraflı olarak tahliye etmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu