Kira sözleşmesi karşılıklı iradelerin birleşmesi suretiyle oluşur. Kira sözleşmesinin tarafları, kiraya verilen maldan bedel karşılığı yararlanan kiracı ile yararlanmaya razı olan kiralayandır. 15. Kira sözleşmesinde kiracının asli edim yükümü, kira bedelinin ödenmesi; kiraya verenin asli edim yükümü ise, kiralananı kira süresince kiracının kullanımına hazır bulundurmasıdır. Kira sözleşmesinin düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan BK’nın 249. maddesine göre [6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK) m. 301] “Mucir, mecuru akitten maksut olan kullanmağa salih bir hâlde müstecire teslim etmek ve icar müddeti zarfında bu hâlde bulundurmak ile mükelleftir.” Kiraya verenin teslim borcunu yerine getirmesi tek başına asli edim yükümlülüğünü yerine getirmesi anlamına gelmemekte olup sözleşme süresince de kiralananı kullanıma elverişli bir şekilde bulundurmakla yükümlüdür. 16....
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden, önceki malik ile davalı arasında 32, 33 ve 34 no’lu bağımsız bölümler için ayrı ayrı 01.01.2009 başlangıç tarihli, 2 yıl süreli işyeri (Deri Ayakkabıcılığı), kira sözleşmesi imzalandığı, davacının bu yerleri 16.06.2009 tarihinde satın aldığı, davalı kiracının haklı neden göstermeden 21.06.2010 tarihinde kiralananı tahliye ettiği, bu hususun davacı tarafından açıkça kabul edildiği anlaşılmaktadır. “Kiralananın kira sözleşmesinin bitiminden önce geri verilmesi” başlıklı TBK 325. maddesinde; “Kiracı, sözleşme süresine veya fesih dönemine uymaksızın kiralananı geri verdiği takdirde, kira sözleşmesinden doğan borçları, kiralananın benzer koşullarla kiraya verilebileceği makul bir süre için devam eder. Kiracının bu sürenin geçmesinden önce kiraya verenden kabul etmesi beklenebilecek, ödeme gücüne sahip ve kira ilişkisini devralmaya hazır yeni bir kiracı bulması hâlinde, kiracının kira sözleşmesinden doğan borçları sona erer....
Dosyadaki belgelerden, kiralananın yapı kullanma izin belgesinin 05/11/2015 tarihinde düzenlendiği, binanın tam ve eksiksiz olarak davalılara teslim edildiği, davalı kiracılar tarafından bağımsız bölümlerin dava dışı kişilere kiraya verildiği, davacının 6098 sayılı TBK 301. maddesinde düzenlenen teslim borcunu yerine getirdiği, kira bedeli talep hakkının doğduğu anlaşılmaktadır. Anılan kira sözleşmesinde yeralan "her türlü resmi iş" ifadesinde ise yapı kullanma izin belgesinin düzenlenmesi gerektiği anlatılmaktadır . Başka bir anlatım ile kiralananı teslim almış, alt kiraya vermiş, alt kiracılardan kira bedeli almış olan davalılar sözleşmeden doğan kira borçlarını ödemek zorundadırlar, abonelik işlemlerinde eksiklerin olması davalıları kira borcundan kurtaramaz, aksi durumda davalılar kendi kiracılarından elde ettikleri kira bedelleri oranında davacı aleyhine olarak sebepsiz zenginleşeceklerdir.Anılan nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararının bozulması gerekmiştir....
Davaya konu mecurun kira sözleşmesi ile kiracı sıfatı ile davalı T3 kullanımına bırakıldığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık davacı konumundaki T1 kira alacağını isteme hakkının bulunup bulunmadığı ve davalının ödenmemiş kira borcu bulunup bulunmadığı hususundadır. Kira alacağı sözleşmeden kaynaklanan bir alacak ilişkisi olup kiracı, kiraya verene karşı edimini yerine getirmekle yükümlüdür. Bu nedenle kural olarak kira alacağını talep hakkı kiraya verene aittir. Ancak, kiraya veren dışında malik de kira alacağını talep edebilir. Az yukarıda açıklandığı üzere; kiralananı satın alan davacı TBK'nın 310. maddesi gereğince önceki malik kiralayanın haklarına halef olmuş ise de bunun için öncelikle kiralananı satın aldığı ve kira paralarının bundan sonra kendisine ödenmesine yönelik ihtar göndermesi gerekir....
Somut olayda; davalı kiracı, her ne kadar kiralananı 28/04/2014 tarihinde tahliye etmiş ise de, tahliye tarihinden bir ay önce kiraya verene yazılı ihbarda bulunduğuna ilişkin dosyada herhangi bir delile rastlanılamamıştır. Taraflar arasında geçerli kira sözleşmesi ile erken tahliyeye ilişkin makul süre kira tazminatının bir aylık kira bedeli ile sınırlı olacağı kararlaştırılmış olmakla makul süre kira tazminatına ilişkin herhangi bir feragat beyanı içermeyen, kiraya verenin kira alacaklarına ilişkin davadaki haklarının saklı tutulduğu ibraname gerekçe gösterilerek makul süre kira tazminatı alacağının mahkemece değerlendirilmemiş olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....
Dava, erken tahliyeye bağlı olarak yoksun kalınan kira geliri nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının 01.07.2006 başlangıç tarihli ve iki yıl süreli kira sözleşmesi uyarınca kiracı olduğunu, davalının kiralananı 14.07.2008 tarihinde tahliye ettiğini, bu durumda davalının dönem sonu olan 01.07.2009 tarihine kadar olan kira bedellerinden sorumlu olacağını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile üç aylık kira bedeli olan 18.000 TL nin davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili; kiralananın iddia edilen tarihte değil akdin sona erdiği tarih olan 30.06.2008’de tahliye edilerek anahtarın davacıya teslim edildiğini, kiralananın süre sonunda tahliye edileceğinin 05.05.2008 tarihli noter ihtarı ile bildirildiğini, bu durumda erken tahliyenin söz konusu olmayıp davacının davasının reddi gerektiğini savunmuştur....
Taraflar arasında daha öncesinde Trabzon İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/215 Esas sayılı dosyasında itirazın kaldırılması ve tahliye istemli davanın görüldüğü, bu davanın yapılan yargılaması sırasında taraflar arasındaki kira ilişkisinin ve kira bedelinin belirlenmiş olduğu, mahkemece yapılan yargılama neticesinde kira alacağına ilişkin talebin kabulüne karar verilmesine karşın tahliye talebinin reddedildiği, davacı vekilince daha öncesinde görülen davaya konu edilmeyen dönemlere ilişkin olarak Trabzon İcra Müdürlüğünün 2020/15609 Esas sayılı dosyasında kira alacağının tahsili ve tahliye istemli takip yapıldığı, söz konusu takibin itiraz üzerine durması neticesinde istinaf incelemesine konu bu davanın açıldığı sabittir. Dosya kapsamına ibraz edilen ve imzası inkar edilmeyen kira sözleşmesi, Trabzon 2....
Bundan ayrı vergi dairesi müdürlüğünün 14.05.2014 tarihli cevabi yazısına göre davalı kiracı 01.11.2012 tarihi ile 30.11.2013 tarihleri arası kiralananı sözleşmede belirtildiği üzere restaurant ve dinleme tesisi olarak çalıştırmış, bu tarihe kadar da çalıştıramadığına dair bir delil sunmamıştır. Davalı kiracı belediyeye, davalıya ihtar çektiği tarihten bir hafta önce 11.11.2013 tarihinde başvurmuş, bundan sonra ruhsat alamadığından bahisle davacı kiraya verene ihtar çekmiştir. Özetle davalı kiracı tahliye tarihine kadar kiralananı sözleşmeye uygun şekilde kullandığı gibi yukarıda belirtildiği üzere sözleşmede kiraya verene çalışma ruhsatı ile ilgili bir yükümlülük de yüklenmemiştir. Bu durumda davalı kiracının sözleşmeyi feshi haksız olup, davalı kiracının süresi sona ermeden kira sözleşmesini tek taraflı feshederek kiralananı tahliye etmesi durumunda kural olarak kira süresinin sonuna kadar kira parasından sorumludur. Bununla birlikte Borçlar Kanunun 96....
Dosya kapsamına göre taraflar arasında düzenlenen 15.12.2007 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi gereğince davalının kiracı bulunduğu taşınmazı 15.4.2008 tarihinde tahliye ettiği ve aylık kiranın 400 TL bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalı kiracının kira süresi bitmeden kiralananı 15.4.2008 tarihinde tahliye etmesi, sözleşmenin hukuken feshedilmiş olduğu anlamına gelmez. Kural olarak davalı kiracı sözleşme ile bağlıdır ve kira parasından sorumludur. Davalının kiralananı ... taraflı olarak tahliye etmesi haklı fesih değil, sözleşmeye aykırı davranış sayılır ve kiralayanın bu yüzden uğradığı zararı tazmin ile sorumludur. Ancak bu durumda davacı kiralayanın da zararın artmasına sebebiyet vermemesi gerekir. Davacının davalı tarafından kiralananı tahliye ettiğini öğrendiği tarihten itibaren BK'nun 98.maddesi ile 44.maddesi gereğince zararın artmaması için gerekli çabayı göstermek zorundadır....
Sulh Hukuk mahkemesinin 2017/854 E sayılı dosyada Kiralananı göstermeye izin istemli dosyada da kiralananın satışının planlandığı beyan edildiğini, ancak davalıdan tahliye talep edilmediğini, kiracı davalı ile davacıların muris babaannesi Köpük Fırat arasındaki kira ilişkisinin başlangıç tarihinden itibaren 10 yıl geçmediğini, davalıdan önce davacıların murisi kiralayan ile davadışı bir üçüncü kişi arasında imzalandığını, müteaddit kereler uzatılarak sonunda 2017 yılında feshedilmiş bir kira kontratı zaten mevcut olduğunu, murisin yaşarken davalı ile yaptığı sözlü kira kontratı ise 2017 tarihli olup; ne sözleşmedeki ne de kanundaki 10 yıllık süre henüz dolmadığını, davacılar Bakırköy 16....