Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı alacaklı kira bedelinin tahsili için tahliye istemli başlattığı icra takibine davalı borçlu tarafından itiraz etmesi üzerine icra mahkemesine baş vurarak itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesini istemiştir. Mahkemece davının kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde değildir 2-Davalının tahliye istemine ilişkin temyiz itirazlarına gelince: İİK.269/1 maddesi ve bu madde ile yollama yapılan TBK.315 (BK 260) maddesi hükmü gereğince temerrüt nedeniyle tahliyeye karar verilebilmesi için istenilen kira parasının istenebilir olması ve bu kira bedelinin verilen 30 günlük sürede ödenmemiş bulunması ve ihtarnamede verilen süre içerisinde kira parasının ödenmemesi halinde aktin feshedileceğinin açıkça belirtilmesi gerekir....

    Dava, kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın kaldırılması ve tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı yeni malik kiralananı 21/12/2011 tarihinde iktisap ettiğinden bahisle önceki malik kiraya verenin halefi olarak, önceki malik ile davalı arasında düzenlenmiş olan 01/11/2011 başlangıç tarihli bir yıl süreli yazılı kira sözleşmesine dayanarak 18/01/2012 tarihinde başlattığı tahliye istemli icra takibi ile, sözleşmede kararlaştırılan aylık 3.500.TL bedelden, ödenmediği iddia olunan 2011 Aralık ve Ocak ayları kira bedelleri toplamından bakiye 6.450.TL ile sözleşmenin 19.maddesi gereğince muacceliyet şartı gereğince dönem sonuna kadarki muaccel hale gelen aylık kira bedelleri toplamı olan 35.000.TL'nın davalıdan tahsilini istemiştir....

      Dava, ödenmeyen kira parasının tahsili amacı ile başlatılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Mahkemece istemin kısmen kabulüne karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davalının kiralanan tahliyesini ilişkin temyiz itirazına gelince Davacı vekili 15.07.2010 tarihinde başlatmış olduğu icra takibi ile 01.05.2008 den takip tarihine kadar ödenmeyen kira parasının tahsilini istemiştir. Davalı ise savunmasında kiralananı Şubat 2010 ayında tahliye ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Hükme esas alınan 01.07.2006 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır....

        Anılan hukuka aykırılık giderilmediğinden, bu kez davacı ile yapılan kira sözleşmesinden sonra 04.02.2008 tarihinde yapı tatil tutanağı tanzim edilerek belediye encümenince 19.02.2008 tarihinde yapının yıkılmasına karar verilmiştir. Kiralananın 22.05.2008 tarihinde yıkılacağının bildirilmesi üzerine de, davacı, kiralananı 12.05.2008 tarihinde boşaltmıştır. Davalı kiraya veren taşınmazdaki beş yıl öncesinden gelen hukuki ayıptan haberdar olduğu halde, kiralananı mevcut haliyle davacıya kiralamakla Türk Borçlar Kanunu'nun 301. maddesinde düzenlenen ve yukarıda belirtilen edimini yerine getirmemiş, davacı ise basiretli bir tacir olarak kiralananın hukuki ve fiziki durumunu araştırmadan hakkında yıkım kararı bulunan yeri kiralayarak ve peşi sıra bu nedenle taşınmazı tahliye ederek zarara uğramasında katkıda bulunmuştur. Başka bir anlatımla davacı kiracının kiralananı hukuki ayıp nedeniyle kira süresinden önce tahliye etmesinde her iki tarafın da müterafik kusuru bulunmaktadır....

          istendiği, davacı kiraya verenler tarafından ise sözleşmede belirlenen kira bedelinin ödenmemesi sebebiyle alacağın tahsili ve tahliye talebiyle ilamsız icra takibi başlatıldığı, taraflar arasındaki kira sözleşmesi geçerli olup, kiracı, kiralananı tahliye ettiği tarihe kadar olan kira bedellerini ödemekle sorumlu olduğu ve davalının ödeme iddiasında bulunmadığı, buna göre ispat külfeti kendisine düşen davalı/kiracı tarafından kira bedelinin ödendiği usulüne uygun şekilde ispat edilemediğinden ve temerrüt olgusu gerçekleştiğinden bahisle "davanın kabulüne ve davalının TBK'nun 315. maddesi uyarınca taşınmazdan tahliyesine" de karar verilmiş, davalı vekili bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur....

          Dava, ödenmeyen kira, boya, yakıt, aidat alacağı ile erken tahliye nedeniyle yoksun kalınan kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde; davalının kiralananı 2010 yılının Ağustos ayı sonu itibariyle erken tahliye ettiğini, kira, yakıt ve aidat alacağını ödemediğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine haksız yere itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur....

            Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, davalı borçlunun icra takip dosyasına sunmuş olduğu itirazında kira sözleşmesine, kira miktarına yönelik bir itirazda bulunmadığının, kira miktarının kesinleştiğinin anlaşılmasına, davalı borçlu tarafça bir başka icra takip dosyasında hakkında tahliye taahhüdüne dayalı olarak takip başlatıldığını ve takibin kesinleşmesi üzerine kiralananı tahliye için gittiklerinde alacaklının tahliyeye müsaade etmediğini, fuzuli şagil durumunda olduğunu, kira akdinin feshedildiğini, kira borcu bulunmadığını iddia etmiş ise de, fiili olarak anahtar teslimine dair bir belge sunulmadığı anlaşılmakla, oturduğu aylara ilişkin kira borcunun işlemeye devam edecek olmasına, bir başka dosyada akdin feshine karar verilmesinin sonuca etkisinin olmamasına, davalı borçlu tarafından kira borcunun ödendiği veya istenemeyeceğinin İİK'nun 269/c maddesinde belirtilen nitelikte belgelerle ispat edilememiş olmasına, icra mahkemelerinin dar yetkili olmasına...

            Kiracı, devir öncesi mevcut muaccel ödenmemiş kira bedeli borçlarından dolayı kiralananı devreden kiralayana karşı, devir tarihinden sonra ise yeni malike karşı sorumludur. Kiralananı satın alan davacı TBK'nın 310. maddesi gereğince önceki malik kiralayanın haklarına halef olmuş ise de bunun için öncelikle kiralananı satın aldığı ve kira paralarının bundan sonra kendisine ödenmesi yönünde kiracıya bildirimde bulunması gerekir. Yeni malik tarafından kiracıya ihtar gönderilmesinden önce kiracının kira paralarını önceki malike ödemesi halinde, önceki malike yapılan ödeme miktarınca kiracı sorumluluktan kurtulacaktır. Olayımızda; kira sözleşmesine konu taşınmaz davacı alacaklı tarafından 28/03/2014 tarihi itibariyle edinilmiştir. Kiralananın yeni malik davacı tarafından edinilmesinden sonra davalı borçlu kiracıya 17/04/2014 tarihli ihtarname gönderilmiş ve tebliğ edilmiştir.Davalı borçlunun kira bedellerinin önceki malike ödendiği şeklinde bir iddiası bulunmamaktadır....

            Dava, erken tahliye nedeniyle dönem sonuna kadar olan kira alacağının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne, bakiye kira alacağı 3050 TL 'nin davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili,dava dilekçesinde, davalının 01.12.2008 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi gereğince kiracı olduğunu, kira süresi dolmadan ihtarname ile sözleşmeyi feshettiğini bildirerek kiralananın anahtarını 14.05.2009 tarihinde davacıya gönderdiğini, 2009 yılı Mayıs ayı kirasını da ödemediğini, davalının kira sözleşmesinin bitiminden önce kiralananı tahliye etmesi nedeniyle taşınmazın yeniden kiraya verilmesinin çok güç olması karşısında büyük zarara uğradığını belirterek, kira dönemi sonuna kadar olan 7 aylık kira parası 17.500 TL’nin davalı kiracı ve kefilden tahsilini istemiştir....

              Kira sözleşmesinde kiracının asli edim yükümü, kira bedelini ödemesi; kiraya verenin asli edim yükümü ise, kiralananı kira süresince kiracının kullanımına hazır bulundurmasıdır. 18. Türk Borçlar Kanunu’nun 313 üncü maddesine göre; “Kiracı, kira bedelini ödemekle yükümlüdür”. Kira bedeli kiraya veren için bir semere olup kiracının, kiralananı kullanmasına karşılık olarak, belirli tarihlerde kiraya verene ifa etmeyi taahhüt ettiği bir edimdir. Kiracı, aksine sözleşme ve yerel âdet olmadıkça, kira bedelini ve gerekiyorsa yan giderleri, her ayın sonunda ve en geç kira süresinin bitiminde ödemekle yükümlüdür. Kira bedelinin ödenmesi konusunda sözleşmede bir hüküm bulunması hâlinde sözleşmedeki hükme göre hareket edilir. 19. Kira sözleşmesine ilişin bu açıklamalardan sonra "kira süresi" konusuna kısaca değinmek yerinde olacaktır. 20....

                UYAP Entegrasyonu