Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki alacak ve tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; taraflar arasında düzenlenen 15/04/2009 tarihli 1 yıl süreli 350 TL kira bedelli kira sözleşmesine göre davalının kiralanan konutta kiracı olarak oturduğunu, davalının kira sözleşmesinin bitim tarihinden önce kiralananı harabe haline getirerek teslim ettiğini, kira sözleşmesinde dairenin sıfır olarak teslim edildiği ve o şekilde iade edileceği hususu kararlaştırıldığı halde hor kullanıma dayalı olarak zarar verilmiş şekilde teslim edildiğini, en son 25.07.2014 tarihinde Temmuz ayı kirasının ödendiğini bu tarihten sonra aylık 600 TL den hesaplanan ve Ağustos-Eylül-Ekim-Kasım-Aralık 2014 ve Ocak-Şubat-Mart-Nisan...

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı ile davacı arasında 25.05.2015 tarihinde akdolunan kira sözleşmesiyle birlikte, davalının kiralananı kullanmaya başladığını ve kullandığı süre boyunca da kira bedelini düzenli olarak davacı tarafa ödendiğini, taraflar arasındaki kira sözleşmesi davacının dava dilekçesinde iddia ettiğinin aksine 11.04.2017 tarihinde sona erdiğini, söz konusu tarih itibariyle davalının kiralananı tahliye ettiğini ve bu tarihten itibaren de kullanmadığını, çünkü davalı kira sözleşmesinde ön görülen devir hakkını kullanarak kiralananı 11.04.2017 tarihinde Cumhur Yılmaz adlı şahsa devrettiğini, davalının kiralananı devir işlemleri davacının bilgisi ve onayı dahilinde olduğunu, davacı bunun aksini iddia edemeyeceğini zira devralan kişinin aylarca kiralananı kullandığını ve bu kullanım bizzat davacının gözünün önünde olduğunu, her ne kadar mahkemece, davacının bilgisinin olmadığına dair tarafımızca belge sunulmadığı ifade edilmiş...

    Kiraya veren, kiralananı sözleşmenin amacına uygun surette kullanmaya ve işletmeye elverişli bir şekilde teslime ve kira süresince de kiralananı bu halde bulundurmaya mecburdur. Eş söyleyişle, kira sözleşmeleri iki taraflı borç doğuran ivazlı sözleşmelerdendir. O nedenle kiraya veren davalı, kiralananı kararlaştırılan tarihte, sözleşmede amaçlanan kullanıma elverişli bir durumda teslim etmek ve sözleşme süresince bu durumda bulundurmakla yükümlüdür. (TBK. m. 301). Çünkü buradaki ifa; borçlanılan edimin kural olarak borçlu tarafından belirli bir yer ve zaman içinde ve sözleşmenin kaynağındaki esaslar altında yerine getirilmek suretiyle borçlunun borcundan kurtulmasını sağlayan eylem ve davranıştır. O halde, geçerli bir ifanın benimsenebilmesi için; ifa borçlu tarafından alacaklıya sözleşmede kararlaştırılan yer ve zamanda, karalaştırılan nicelik ve niteliklere uygun olarak yerine getirilmelidir....

      Kiracının bildirdiği tahliye tarihinin kiraya veren tarafından kabul edilmemesi; başka bir ifadeyle, tahliye tarihinin taraflar arasında çekişmeli olması halinde; kiralananın fiilen boşaltıldığını ve anahtarın teslim edildiğini, böylece kira ilişkisinin belirttiği tarihte hukuken sona erdirildiğini kanıtlama yükümlülüğü, kiracıya aittir. Kiracı, kiralananı kendisinin ileri sürdüğü tarihte tahliye ettiğini yazılı delille ispatlayamazsa, kiraya verenin bildirdiği tahliye tarihine itibar olunmalıdır. Kiracı tahliye tarihine kadar olan kira bedellerinden sorumlu olup, tahliye tarihinden sonraki alacak tazminat hukukunu ilgilendirdiğinden ve konu yargılamayı gerektirdiğinden dar yetkili icra mahkemesinde bu davaya bakılamaz. Olayımıza gelince; Davacı alacaklı davalı borçlunun 2010 yılı Mart ayında kiralananı tahliye edip teslim ettiğini bildirmiştir....

        Kiralananda mevcut açık nitelikteki bozukluklara karşın kiracının uzun bir süre kiralananı mevcut hali ile kullanması ve bu konuda uyuşmazlık çıkartmaması, kiracının kiralananı mevcut hali ile kabul ettiği şeklinde yorumlanabilir. Böylesi bir durumda kiraya veren ayıptan sorumlu tutulamaz. Hükümden de anlaşılacağı üzere; kiraya veren, kiralananı sözleşmenin amacına uygun surette kullanmaya ve işletmeye elverişli bir şekilde teslime ve kira süresince de kiralananı bu halde tutmaya mecburdur. Eş söyleyişle, kira sözleşmeleri iki taraflı borç doğuran ivazlı sözleşmelerdendir. O nedenle kiraya veren davalı, kiralananı başlangıçtan itibaren sözleşmeden maksut kullanmaya salih bir halde, her türlü ayıptan salim olarak kiracıya teslim ve sözleşmenin devamı süresince de bu amacı sağlamak zorundadır....

          Taraflar arasında daha öncesinde Trabzon İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/215 Esas sayılı dosyasında itirazın kaldırılması ve tahliye istemli davanın görüldüğü, bu davanın yapılan yargılaması sırasında taraflar arasındaki kira ilişkisinin ve kira bedelinin belirlenmiş olduğu, mahkemece yapılan yargılama neticesinde kira alacağına ilişkin talebin kabulüne karar verilmesine karşın tahliye talebinin reddedildiği, davacı vekilince daha öncesinde görülen davaya konu edilmeyen dönemlere ilişkin olarak Trabzon İcra Müdürlüğünün 2020/15609 Esas sayılı dosyasında kira alacağının tahsili ve tahliye istemli takip yapıldığı, söz konusu takibin itiraz üzerine durması neticesinde istinaf incelemesine konu bu davanın açıldığı sabittir. Dosya kapsamına ibraz edilen ve imzası inkar edilmeyen kira sözleşmesi, Trabzon 2....

          Kiraya veren, bu hükümlere aykırı davrandığı takdirde, eski kiracısına son kira yılında ödenmiş olan bir yıllık kira bedelinden az olmamak üzere tazminat ödemekle yükümlüdür '' düzenlemesi bulunmaktadır. Yasa maddesinde bahsedilen haklı sebep, kiracının kiralanandan tahliyesi sağlandıktan sonra üç yıl süreyle kiralananı başkalarına kiraya verme yasağının bir istisnasıdır. Mahkemenin haklı sebep olarak kabul ettiği kiralananın orta duvarı kaldırılamadığından ihtiyaçta kullanılamaması olgusu kiralayandan kaynaklanan bir sebep olup, kiracının kiralananı yeniden kiralamasına engel teşkil etmez. Kiracıdan kaynaklanan bir sebeple kiracının tekrar kiralamasının olanaksız hale gelmesi veya taşınmazın mücbir sebep sonucu kullanılamayacak derecede zarar görmesi durumunda T.B.K.nın 355. maddesinin kasteddiği anlamda bir haklı sebep bulunduğu kabul edilmelidir....

            Mahkemece, gereksiz yere ödenen 6.500,00 TL kira parasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazla isteğin reddine karar verilmiştir. Hükmü, davalı temyiz etmiştir. 15.02.2006 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesinin varlığı, içeriği ile imzalarında taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmede bir yıllık kira bedeli 20.000,00 TL olarak kararlaştırılmıştır. Yine sözleşmeye göre kira bedelinden 12.500,00 TL’si davalı kiralayana peşin olarak ödenmiştir. Eldeki davada, davacı kiracı kiralananı kullanamadığını ileri sürerek peşin ödenen bu miktarın davalıdan tahsilini istemiştir. Kira sözleşmesinde, restoran-bar olarak işletilecek kiralananın işletme ruhsatının kimin tarafından alınacağı kararlaştırılmamış, ancak kiralanan davacı kiracıya fiilen teslim edilmiştir. Bu haliyle kiralanan kiracıya fiilen teslim edildiğinden, kiralayan işletme ruhsatı alma borcundan kurtulmuş olur....

              Sulh Hukuk mahkemesinin 2017/854 E sayılı dosyada Kiralananı göstermeye izin istemli dosyada da kiralananın satışının planlandığı beyan edildiğini, ancak davalıdan tahliye talep edilmediğini, kiracı davalı ile davacıların muris babaannesi Köpük Fırat arasındaki kira ilişkisinin başlangıç tarihinden itibaren 10 yıl geçmediğini, davalıdan önce davacıların murisi kiralayan ile davadışı bir üçüncü kişi arasında imzalandığını, müteaddit kereler uzatılarak sonunda 2017 yılında feshedilmiş bir kira kontratı zaten mevcut olduğunu, murisin yaşarken davalı ile yaptığı sözlü kira kontratı ise 2017 tarihli olup; ne sözleşmedeki ne de kanundaki 10 yıllık süre henüz dolmadığını, davacılar Bakırköy 16....

              Davacı vekili,davalının 01.04.2007 başlangıç tarihli iki yıl süreli kira sözleşmesi ile kiracı olduğunu, kiralananın 30.10.2008 tarihinde kira sözleşmesi bitmeden erken tahliye edildiğini, tahliye edileceğine dair noter ihtarının 21.09.2007 tarihinde tebellüğ ettiklerini, kiralananın 15.02.2008 tarihinde aynı koşullarla bir başkasına kiraya verildiğini, davalının kiralananı tahliye ederken kira sözleşmesinin 8. maddesine dayandığını, ancak bu maddenin kiralananın iki yıllık kira süresinin bitimine yönelik olarak düzenlendiğini, sözleşme sona ermeden kiralananın tahliye edildiğini, kira bedeli ödenmediğinden boş kalan 2007 yılı Ekim, Kasım, Aralık ve 2008 yılı Ocak ayı ile Şubat ayının yarı kira parası toplamı 9.000 TL kira parası ile kira sözleşmesinde belirtilen %10 gecikme cezası ile tahsiline karar verilmesine istemiştir....

                UYAP Entegrasyonu