Alınan rapor hüküm kurmaya elverişli değildir, Şöyle ki; 1)Arsa niteliğindeki taşınmaza emsal kira sözleşmesi karşılaştırması yapılarak ecrimisil bedelinin belirlenmesi gerektiği gözetildiğinde taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenerek gerekirse benzer nitelikteki yerlerin işgal tarihindeki kira paraları araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilerek hesap yapılması gerektiği gözetilmeden, soyut bir şekilde ecrimisil hesabı yapan rapor esas alınarak eksik inceleme ile hüküm kurulması, 2)Dosyada bulunan bilgi ve belgelere göre taraflar arasında imzalanan 15.07.1991 başlangıç tarihli ve 20 yıl süreli kira sözleşmesinde dava konusu taşınmazın 3.000 m2’lik kısmının davalı tarafça kiralandığı, mahkemece inşaatçı bilirkişi tarafından 3.135,88 m2 alan üzerinden hesaplanan ecrimisil bedeline hükmedildiği, ... tarafından taşınmazın 1.192 m2’lik kısmının trafo yeri ve indirici merkezi olarak kamulaştırılmasına karar verilmesi sebebiyle 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesi...
Kiracı bu şekilde belirlenecek kira bedelini kabul edecek buna göre tespit edilecek kira bedelini ödeyecektir. Artışa esas alınacak kira bedeli artışın geçerli olacağı kira döneminden bir önceki kira dönemine ait kira bedelidir” hükmüne yer verilmiştir....
Mahkemenin en son verdiği karardan önceki 28/03/2016 gün ve 2016/72-2016/257 sayılı ilamı ile davanın kısmen kabulüne kira bedelinin 28.06.2012 tarihinden itibaren aylık brüt 70.000 TL olarak tespitine dair kararı davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 14.02.2017 gün, 2017/1487-2017/1311 sayılı ilamı ile davalının sair temyiz itirazları reddedildiktan sonra, “02.12.2013 tarihli bilirkişi raporunda dava konusu kiralananın 62.400 TL+KDV olmak üzere aylık 73.632 TL kira getirebileceği belirtilmiştir. Yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre belirlenen kira bedelinden kiracının eski kiracı olduğu nazara alınarak TBK'nun 51, 52 (BK'nun 43,44) maddesi gereğince kiracı lehine %10-20 oranında bir hakkaniyet indirimi yapılması gerekirken %10 dan daha az bir indirim yapılarak kira bedeli belirlenmesi doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuştur....
K A R A R Davacı,davalı ile yapılan 21.02.2001 tarihli kira sözleşmesi ile davaya konu yeri yıllık 55.000 TL kira bedeli üzerinden kiraladıklarını,kira süresinin her yıl uzadığını,15.01.2007-14.01.2008 dönemi kira bedelinin 118.921,46 YTL olarak davalı tarafça belirlendiğini,bu bedeli ödediklerini,ancak enflasyonun düşük seyretmesi nedeniyle kira bedellerinin artmamasına rağmen kira artışının yüksek oranda yapıldığını belirterek;kira bedelinin 15.01.2008 tarihinden geçerli olmak üzere 60.000 TL olarak tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı,davacı ile yapılan kira sözleşmesi ile yıllık artışın belirlendiğini,sözleşmedeki bu orana göre artış yapıldığını belirterek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece davaya konu taşınmazın kiralanmasından sonra ortaya çıkan ayıba bağlı olarak BK 250. maddesi gereğince kira bedelinden indirim yapılmasına karar verilmiş,hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir....
Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının davacıya ait taşınmazı 22.04.2008 tarihinde imzalanan 01.10.2008 başlangıç tarihli 5 yıl süreli kira sözleşmesi ile kiraladığını, sözleşmenin 10. Maddesinde kira bedelinin aylık 3.362 USD olduğu, 2,3 ve 4. Yıl kiralarının ise ilk yıl kirasından az olmamak üzere tarafların mutabık kalacağı bir miktarda artırılacağının kararlaştırıldığını, sözleşme devam ederken 01.01.2010 tarihinde imzalanan ek protokol ile 01/01/2010-31/12/2010 dönemi 1 yıllık kira bedelinde indirim yapılarak kira bedelinin 2.500 TL olarak kararlaştırıldığını ancak davalının sözleşme ve ek protokol hilafına sonrasında da aylık 2.500 TL ödemeye devam ettiğini, ödenmeyen kira borçları nedeniyle ...10....
Dosyadaki bilgi ve belgeler incelendiğinde; davacının, davalının kiracısı olduğu, davacının kira bedellerini banka aracılığı ile yatırdığı, davacının yurt dışına gittiğinde belirli bir süre kira bedelini yatırmadığı, bunun üzerine davalının davacıya ait eşyaları boşaltıp muhafaza altına aldığı, davacının eşyalarını istediğinde davalının iade etmediği ve davacının mahkemeden tedbir kararı alarak eşyalarının bir kısmını aldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, somut olayda davacının beyanının bağlantısız bileşik ikrar olduğu ve ispat yükünün davalı tarafa düştüğü, davalının davacının kapıyı kırıp eşyalarının tamamını aldığını ispat edemediği, bu durumda davacının davasında haklı olduğu tespiti doğru bir değerlendirmedir. Fakat, davacının kira bedelini ödememiş olmasından dolayı davalının davacının eşyalarını alıkoyması ve iade etmemiş olması müterafik kusuru oluşturmaz. Şu halde, davalı lehine tazminatta indirim yapılması doğru görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir....
Dava, kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan tahliye istemli icra takibine yapılan itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece itirazın faiz alacağı yönünden kaldırılmasına ve temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı vekili, müvekkilinin davaya konu taşınmazı 23.07.2009 tarihinde satın aldığını, davalı ile önceki malik arasında yapılmış olan kira sözleşmesi gereği, kira bedellerini ödemesi için davalıya ihtarname gönderdiğini, davalının 2009 yılı Kasım ayı kira parasını ödememesi üzerine, alacağın tahsili amacıyla tahliye istemli icra takibi başlatıldığını, davalının kira bedeli olan 1325 TL yi yasal sürede müvekkilinin hesabına yatırdığını, ancak takip dosyasında var olan faiz, takip masrafı ve vekalet ücretini ödemediğini, borca da itiraz ettiğini belirterek itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesine karar verilmesini istemiştir....
Mahkemece, kiranın net mi, brüt mü olduğu açıklanmadan kira bedelinin 10/10/2005 tarihinden itibaren 25.917.25 TL olarak tespitine karar verilmiş ayrıca takdir edilecek hak ve nesafete uygun bir indirim yapılarak kira bedelinin belirlenmesi gerekirken bu yönde bir değerlendirme yapılmamıştır. Mahkemece taşınmazın boş olarak kiralanması halinde getirebileceği aylık brüt kira parası üzerinden kiracının eski kiracı olduğu gözetilerek bir miktar indirim yapıldıktan sonra sonuç olarak brüt kira parasının tespitine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Öte yandan, Mahkemece bozma ilamına uyulması taraflar yönünden kazanılmış hak oluşturur. Bozma ilamından önceki ilk kararda, aylık kira bedelinin 10/10/2005 tarihinden itibaren 21.754,90 TL olarak tespitine karar verildiği halde bozma ilamından sonra tespit edilen kira bedelinin ilk kararda kabul edilen miktarın üzerine çıkarılması ve talebi aşar şekilde karar verilmesi de doğru değildir....
SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 01/10/2020 NUMARASI : 2017/1833 ESAS - 2020/962 KARAR DAVA KONUSU : Kira Parasının Tesbiti İstemli KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının, davacı şirkete ait taşınmazı 01/11/2010 tarihli kira sözleşmesiyle aylık 5.000,00 TL kira bedeli ödeyerek kullanıldığını kira bedelinin kira sözleşmesinin imzalandığı günden bu yana değiştirilmediğini, kira bedelinin düşük olması nedeniyle Ankara 30....
Davacı sözleşmenin 19. maddesi uyarınca fesih ve cezai şartı kiracının kira borcunu ödememesine dayandırmıştır. Dosya kapsamına göre, kiralananın TBK'nin konut ve çatılı işyeri kiralarına ilişkin hükümlerine tabi bir yer olduğu anlaşılmaktadır. Kira akdinin sona erme sebeplerinden biri de kiracının temerrüdü olup kira parasının ödenmemesi veya geç ödenmesi durumunda akdin feshinin biçim ve koşulları 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'unun 315. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, istenen kira parasının veya yan giderin muaccel (istenebilir) olması ve kira bedeli ile yan giderin verilen sürede ödenmemiş bulunması, ihtarnamede verilen süre içerisinde kira parasının ödenmemesi halinde akdin feshedileceğinin açıkça belirtilmesi gerekir. Kiracıya verilecek süre konut ve çatılı iş yeri kiralarında en az otuz gün, ürün kiralarında en az altmış gün, diğer kira ilişkilerinde ise en az on gündür. Akdin feshi için tek başına bu koşulların bulunması yetmez....