WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hak ve nesafete uygun kira belirlenirken en son ödenen aylık kira bedeline endekse (ÜFE) göre artış yapılarak belirlenen kiradan daha düşük olmayacak şekilde taşınmazın boş olarak kiraya verilmesi halinde getirebileceği brüt kira bedelinden, davalının eski kiracı olduğu gözetilerek hakkaniyete uygun bir miktarda indirim yapılması gerekir. Olayımıza gelince; Taraflar arasında en son 01/01/2010 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesinin varlığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı tarafından tespiti talep edilen 01/01/2015 dönemi hak ve nesafet dönemi olup mahkemece hak ve nesafete göre belirleme yapılmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Ne var ki tespit edilecek bedelin her yıl ÜFE oranında yapılacak artış sonucu belirlenen miktardan ve davalının en son ödediği miktardan daha aşağı olamayacağı nazara alınmadan karar verilmesi doğru değildir....

    Bu durumda mahkemece meydana gelen felaket nedeniyle kira parasından yapılması gereken indirim miktarı belirlenmesi ile yetinilmesi gerekirken, ayrıca sözleşme şartlarına da müdahale edilerek taraflarca sözleşmede aylık olarak ödenmesi kararlaştırılan kira parasının hasat sonunda yıllık olarak ödenmesine karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 19.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Davalı vekili, taraflarca imzalanan sözleşmeye göre aylık kira parasının 750 TL olarak kararlaştırıldığını, yine sözleşme ile belirlenen senelik artışın da zamanında yapıldığını, bu nedenle takibe konu edilen kira sözleşmesi ile müvekkilinin dayandığı kira sözleşmesi üzerinde imza incelemesi yapılması gerektiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.Mahkemece; davacı tarafça dayanılan kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı gerekçesiyle; konusuz kalan tahliye istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, itirazın iptali isteminin ise kabulü ile kira alacağına yönelik itirazın 17.775 TL kira alacağı ve 43,09 TL işlemiş faiz toplamı üzerinden iptaline dair verilen karar; davalı vekili tarafından itirazın iptali istemine yönelik olarak temyiz edilmiş ve Dairemizin 26.04.2010 gün ve 2010/296 E. 7328 sayılı ilamı ile “…Bu durumda, taraflarca dayanılan kira sözleşmelerinin, kiralananın bulunduğu mahale ait olup olmadığının keşfen belirlenmesi ve gerekirse imza incelemesi...

        kira parasına etki eden tüm nitelikleri karşılaştırılmalı, emsal kira bedellerinin niçin uygun emsal olup olmadığı somut gerekçelerle açıklanmalı, dava konusu taşınmazın yeniden kiraya verilmesi halinde getirebileceği kira parası belirlenmeli, hâkimce bu kira parası dikkate alınmak suretiyle hak ve nesafete; özellikle tarafların kira sözleşmesinden bekledikleri amaçlarına uygun makul bir kira parasına hükmedilmelidir. Hak ve nesafete uygun kira belirlenirken; en son ödenen aylık kira bedeline endekse göre artış yapılarak belirlenen kiradan daha düşük olmayacak şekilde taşınmazın boş olarak yeniden kiraya verilmesi halinde getirebileceği kira bedelinden, davalının eski kiracı olduğu gözetilerek hakkaniyete uygun bir miktarda indirim yapılması gerekmektedir....

        Davalı vekili, davanın süresinde açılmadığını, ihtiyacın gerçek ve samimi olmadığını, doğmayan ihtiyaç için dava açılamayacağını, davacının A... gibi gelişmiş bir ilçede oturduğunu, Ankara'ya gelip yerleşmediğini, bu konuda bir girişiminin bulunmadığını, asıl uyuşmazlığın kira parasında anlaşamamalarından kaynaklandığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. . İhtiyaç iddiasına dayalı davalarda tahliyeye karar verilebilmesi için ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olduğunun kanıtlanması gerekir. Devamlılık arzetmeyen geçici ihtiyaç tahliye nedeni yapılamayacağı gibi henüz doğmamış veya gerçekleşmesi uzun bir süreye bağlı olan ihtiyaç da tahliye sebebi olarak kabul edilemez. Davanın açıldığı tarihte ihtiyaç sebebinin varlığı yeterli olmayıp bu ihtiyacın yargılama sırasında da devam etmesi gerekir. Olayımıza gelince; uyuşmazlık ihtiyaç iddiasına dayalı tahliye istemine ilişkindir....

          TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından, taraflar arasında ihale yoluyla kurulan bir kira sözleşmesi bulunmakta ise de dava konusu ihtilafın kira sözleşmesi hükümlerinin uygulanmasından değil, Kanun ile getirilen kira indirim hakkının idarece tek taraflı işlemle kiracıya tanınmamasına yönelik tesis edilen idare işlemden kaynaklandığı, kamusal nitelik arz eden Kanun ve bu kanunun uygulanmasını konu edinen düzenleyici işlem olan Genelgenin uygulanmasından kaynaklı, kamusal otoriteyle tesis edilen işlemlerin iptali istemiyle açılan davanın görüm ve çözümünde idari yargının görevli olduğu, davalı idarece tesis edilen işlemlerin açıkça Kanuna ve Kanuna istinaden Bakanlık tarafından tesis edilen Genelge hükmüne aykırı işlemler olduğu ileri sürülmektedir. KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir....

            Davacı tahliye istemli olarak 14.08.2014 tarihinde başlattığı icra takibinde, geçmiş dönemden kalan bakiye kira alacağı 5.000,00 TL ile aylık 1.650,00 TL’den 2014 yılı Temmuz ve Ağustos ayları kira bedeli 3.300,00 TL olmak üzere toplam 8.300,00 TL’nin faiziyle tahsili isteminde bulunmuştur. Davalı borçlu vekili süresi içinde vermiş olduğu itiraz dilekçesinde, alacaklının kendisinden talep ettiği gibi bir alacağı olmadığını, bahse konu borcun ödendiğini, kira bedelinin 1.450,00 TL olduğunu, ancak alacaklının kira bedellerinin 1.700,00 TL olarak ödenmesini talep ettiği, kendisinin kabul etmemesi üzerine de böyle bir yola başvurduğunu ileri sürerek takibe itiraz etmiştir. Davacı vekili 26.02.2015 tarihli dilekçesinde, takip talebinde bildirilen bakiye kira alacağının 2012 yılı Ağustos ayı ile 2014 yılı Haziran ayı arasında eksik ödenen kira alacağına ilişkin olduğunu bildirmiştir....

              Nitekim, davalı kiracı da kiranın arttırıldığını davacıya bildirmiş, davacı da arttırılan kira bedeli üzerinden icra dairesine ödemede bulunmuştur. Dolayısıyla, kira parasındaki indirimin arttırılan kira miktarından yapılması gerekir. Bütün bu anlatılanlardan sonra mahkemece yapılması gereken iş, her iki parsel bakımından kuraklığın olduğu 2006-2007 yıllarında sözleşmede kararlaştırılan kira parasından “felaketli vakalar” sebebiyle tenzili gereken miktarı bilirkişiye inceletmek, ayrıntılı ve gerekçeli rapor almak, bu şekilde bir veri sağlandıktan sonra gerekirse Türk Medeni Kanununun 4.maddesinin hakime tanıdığı takdir yetkisini de kullanarak her iki parselin tenzil edilmiş kira parasına hükmetmek, bunu yaparken davacının 19.07.2010 tarihli dilekçesindeki taleplerini ve arttırılan kira parasını gözetmek, istemi bütün bunların sonucuna göre bir karara bağlamak olmalıdır. Eksik inceleme ve araştırmaya dayalı karar, açıklanan nedenle bozulmalıdır....

                Bu halde mahkemece kira başlangıç tarihine yakın tarihli emsal kira sözleşmeleri temin edilerek ve mahallinde farklı bilirkişilerden oluşturulacak yeni bir bilirkişi kurulu ile yeniden keşif yapılmak sureti ile bilirkişi raporu alınarak raporlar arasındaki çelişki giderilmek suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Kabule göre de belirlenen kira bedelinden kiracının uzun süreden beri oturduğu eski kiracı olduğu nazara alınarak TBK 51, 52 (BK 43,44) maddesi gereğince kiracı lehine %10-20 oranında bir hakkaniyet indirimi yapılması gerekirken %10 dan daha az bir indirim yapılarak kira bedeli belirlenmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır....

                  ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 19/12/2019 NUMARASI : 2015/519 ESAS, 2019/732 KARAR DAVA KONUSU : Tazminat (Maddi-Manevi Tazminat) KARAR : GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri ile davalının kardeş olduklarını, babaları Ferzande Yakut'un 06/07/2012 tarihinde vefat ettiğini, muristen kalan İpekyolu, Şerefiye Mahallesi, 71 ada, 24 parselde kayıtlı, 15 mesken, 14 dükkan ve yine dükkan olarak kullanılan 10 depodan oluşan kargir binanın mirasçılara intikal ettiğini, mirasçılık belgesine göre müvekkillerinin ayrı ayrı %10 hissesinin bulunduğunu, binadaki tüm bağımsız bölümlerin muris hayatta iken kiraya verildiğini, murisin ölümünden sonra davalının kira bedellerini tahsil ettiğini ancak müvekkillerine düşen hisse bedelini ödemediğini, müvekkillerinin kira sözleşmesine taraf olmadıklarından kiracıları tanımadığını ve kira bedellerini bilmediklerini, murisin ölüm tarihinden itibaren kira bedellerinin piyasa koşullarına göre tespit edilmesini talep...

                  UYAP Entegrasyonu