Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sözleşmenin 11. maddesinde kiracının taahhüdünü sözleşme ve şartname hükümlerine uygun olarak yerine getirmemesi hallerinde 2886 sayılı Kanunun 62 maddesine göre tebligat yapmaya gerek kalmaksızın idarece feshedilerek, kesin teminatın gelir kaydedileceği ve cari yıl kira bedelinin tazminat olarak tahsil edileceği, sözleşmenin 14. maddesinde ise kira süresinin sona ermesi veya sözleşmenin feshi halinde taşınmazın İdareye teslim edilmeksizin geçen her gün için cari yıl kira bedelinin % 1'i oranında cezanın, itirazsız olarak ödeneceği kararlaştırılmıştır. Fesih nedeniyle cezai şart istenebilmesi için feshin haklı ve hukuka uygun olması zorunludur. Davacı sözleşmenin 11. ve 14. maddeleri uyarınca fesih ve cezai şartı kiracının kira borcunu ödememesine dayandırmıştır. Dosya kapsamına göre, kiralananın Borçlar Kanun'unun adi kiraya ilişkin hükümlerine tabi bir yer olduğu anlaşılmaktadır....

    -TL cezai şart uygulayacağını belirttiğini, sözleşmede ilkelerin açıkça belirtilmediği için cezai şartın hangi hallerde uygulanacağının anlaşılamadığını ve 11. maddenin hukuki geçerliliğinin bulunmadığını aynı şekilde 10. maddede yer alan cezai şartın uygulanabilmesi içinde verilecek talimatların yazılı olması gerektiğini, davalının müvekkiline herhangi bir yazılı talimat göndermeden ve gerekli açıklama yapmadan cezai şart adı altında kesinti yaptığını, yapılan haksız cezai şart kesintilerinin yanında HGS ücretlerinin de davalı firma tarafından ödenmediğini ve ödenmeyen bu HGS ücretlerine yüklü miktarda ceza kesildiğini, HGS bedelinin davalı tarafından ödenmesi gerektiğini belirtmiş, toplamda 27.645,00.-TL olan HGS ücreti ve ceza tutarının ve sözleşme hükümlerine göre 03/03/2014 - 05/11/2014 tarihleri arasında eksik ödenen 9.840,00.-TL'nin faizleri ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir....

      - K A R A R - Dava, davalı yanın bayilik sözleşmesinin bazı maddelerinin ihlali nedeniyle 20.000,-USD’nin ... efektif satış kuru karşılığı Türk Lirası tutarındaki cezai şart alacağının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve alınan bilirkişi raporuna göre davacı yanın satılan fakat bedeli ödenmeyen LPG bedellerinin tahsili için davalı aleyhine icra takibine giriştiği, sözleşmenin davacı tarafından 07.05.2003 tarihinde feshedildiği; Borçlar Kanunu’nun 106 ve 108 nci maddeleri uyarınca davacının ancak menfi zararını ve işten kaynaklanan alacağını talep edebileceği, ortadan kalkmış bir sözleşmeye dayanarak cezai şart isteyemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir....

        Alışveriş Merkezinde 26/A-1 nolu dükkanda kiracı iken boş olan 26/A-2 nolu dükkanı da kiralamak istediğini, anlaşmaları üzerine 20.10.2007 tarihli 01.11.2007 başlangıç tarihli kira sözleşmesi imzaladıklarını, diğer davalının kefil olduğunu, sözleşmenin 9.maddesine göre davalı şirketin 01.12.2007 tarihine kadar dekarasyonu tamamlayarak mağazayı açmayı taahhüt ettiğini, aksi halde kira bedeline ilaveten her gün için 250 USD cezai şart ödemeyi kabul ettiğini ve davalının süresinde işyerini açmadığını ileri sürerek cezai şart alacağının tahsili için girişilen takibe yapılan itirazın iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, tarafların daha sonra sözleşme yapmaktan vazgeçtiklerini, nüshaları yırtarak imha ettiklerini, mecurun müvekkiline teslim edilmediğini, yürürlüğe girmeden ortadan kalkan sözleşmeye dayanarak cezai şart istenemeyeceğini belirterek , davanın reddini istemiştir....

          Mahkemece hükme esas alınan 06/01/2014 havale tarihli asıl bilirkişi raporu ile eklerinin incelenmesinde ise bilirkişinin takip talebinde yer almayan 2010 yılına ait işlemiş faizler ile cezai şart bedellerini toplam cezai şart ve faiz alacak hesabına dahil ettiği ve bu hali ile işlemiş faiz ve cezai şart alacağının icra takip talebindeki miktarın üzerinde hesaplanmış olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, sadece takip talebine konu edilen alacak kalemlerine yönelik olarak karar verilmesi gerekirken, takip konusu olmayan alacaklar da ilave edilerek yapılan bilirkişi raporundaki hatalı hesaplamalar doğrultusunda karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir....

            - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında 01.02.2012 tarihinde Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi imzalandığını, yapılan paylaşıma göre 4 ve 5 no'lu dairelerin müvekkiline ait olduğunu, davalının bugüne kadar genel iskânı olmadığını, müvekkilinin 2 daire için toplamda 6.106 TL cezai şart alacağının doğduğunu, alacağının tahsili amacıyla yapılan takibin haksız itiraz üzerine durdurulduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile icra-inkâr tazminatını davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin 11.06.2013 tarihinde inşaatı fiilen tamamlayarak davacıya teslim ettiğini, davacının 30.06.2013 tarihinde 4 no'lu daireye taşındığnı ve halen oturmaya devam ettiğini, dolayısıyla bu tarihten sonra cezai şart tazminatı istenemeyeceğini, sözleşmeye göre cezai şartın gerçekleşmesinin inşaatın fiilen tamamlanmasına bağladığını, genel iskân ruhsatının önemi olmadığnı savunarak, davanın reddini istemiştir....

              Yargılama sırasında sunmuş olduğu ıslah dilekçesi ile, ihtiyati tedbir kararı alınmasına kadarki süreç olan 8 Mart ile 14 Nisan tarihleri arasında eczane ekranının kapatıldığını ve bu esnada karşılanan ve davalıdan tahsili gereken reçete bedelleri toplamının 31.146,37 TL olduğunu, bunun dışında cezai şartın 184,47 TL dışında kalan kısmının davalı tarafça iade edildiğini beyan ederek 184,47 TL + 31.146,37 TL reçete bedelinin tarafına iadesine karar verilmesine yönelik olarak davasını ıslah etmiştir. Islah üzerine mahkemece bilirkişiden ek rapor alınmış ve ıslah doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.Davacının dava dilekçesindeki talebi reçete bedeli ve cezai şart toplamı olan 6.031,62 TL'den borçlu olmadığının tespiti ile bunun tahsili ve haksız işlem sebebi ile davalı kurumdan tahsil edemediği ilaç bedelinin tahsilinin gerektiğinin tespitidir....

                Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı-k.davalı ... vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Davacı arsa sahibi tarafından geç teslim nedeniyle tazminat ve eksik işler bedelinin tahsili talep edilmiş, davalı yüklenici birleşen davasında sözleşme gereği kendisine ait olan 3 nolu bağımsız bölümün adına tescili ile maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur....

                  kadar kira sözleşmesinin 13. maddesi gereğince her ay aylık kira bedelinin %50 oranındaki cezai şart bedelinin de davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....

                    , karşı davasında ise özetle; davacının haksız olarak kira sözleşmesini feshetmesinden dolayı davalının kira geliri kaybına uğradığını ve davacıdan haksız fesih nedeniyle cezai tazminat talep hakkı doğduğunu ileri sürerek sözleşmenin 14.6 maddesinde belirlenen tahliye tarihi ile dava tarihi arasındaki dönem için tahakkuk eden cezai tazminat borcundan 10.000 TL’nin 07.05.2010 tarihinden, haksız fesih ve erken tahliye nedeni ile 12 aylık KDV dahil kira bedeli tutarındaki cezai tazminat alacağından fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile 90.000 TL'nin ise 01.05.2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davacı/ karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir....

                      UYAP Entegrasyonu