WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

KARAR Temyiz ilamında belirtilen gerektirici nedenler karşısında ve özellikle taraflar arasındaki kira sözleşmesinin 12.9.2006 tarihli olup, 114.000 TL havalenin 26.9.2006 tarihini taşımasına davalının kira akdi dışında davacıdan başka bir ilişkiden doğan alacağı olduğunu kanıtlama yükümlülüğü altında olmasına karşılık kira akdi dışında alacağı olduğunu kanıtlayamamış olmasına göre usulün 440.maddesinde sayılan nedenlerden hiç birisine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, ve aynı kanunun 442 maddesi hükmünce 185,00 (yüzseksenbeş) TL para cezasının karar düzeltme isteyene yükletilmesine, 31.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Davalı borçlu şirket 14.11.2016 tarihli itiraz dilekçesinde, taşınmazın müşterek maliklere ait olduğunu, kira sözleşmesindeki kiralayanların birden fazla olduğunu, kiralayanlar arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunduğunu, aktif husumet yokluğu nedeni ile takibe itiraz ettiğini, taraflar arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunmakta iken, alacaklı tarafından bağımsız hareket ile tahliye istemli olarak kira alacağı talep edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, henüz muaccel olmayan 11.ay kirasının talep edilemeyeceğini, taşınmazın aylık kira bedelinin tespiti hususunda taraflar arasında ihtilaf olduğunu, müvekkilinin taşınmaza yapılan bazı kalıcı yatırımların tasfiye edilmesini talep ettiğini, bunun belirlenecek yeni kira bedeli üzerinden mahsup edilmesi hususunda mutabakat sağlandığını, böylece kira sözleşmesinde belirlenen kira alacağı ile taraflar arasında mutabık kalınan kira rakamı arasında ciddi ihtilaf bulunduğunu, müvekkilinin muaccel hale gelmiş herhangi bir kira borcu bulunmadığını...

      Bu durumda taraflar arasındaki kira ilişkisi 10 yıllık sözleşme süresinin bitimi ile sona erdiğinden davacı idare İİK.nun 269 ve devamı maddelerine göre kiralanan gayrimenkulün ilamsız icra yoluyla tahliyesini isteyemeyeceği gibi, sözleşmenin bitim tarihinden sonra gerçekleşen alacakları da kira alacağı adı altında takip konusu yapamaz. Bu nedenle davacı alacaklının sair temyiz itirazları yerinde değil ise de, taraflar arasındaki ihale şartnamesine göre 12.10.1999 başlangıç tarihli ve 10 yıl süreli kira sözleşmesi 12.10.2009 tarihinde sona erdiğine göre, takibe konu edilen 01.05.2006 tarihinden sözleşmenin sona erdiği 12.10.2009 tarihine kadarki kira alacağı istenebilir....

        Takip dayanağı 01/12/1999 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin özel şartlar 4. maddesinde aylık kira bedelinin net 5.000,00 USD olduğu, kira bedelinin her yıl %5 oranında arttırılacağı, ilk 4 yıllık kira süresi sonunda, kira bedelinin taraflarca anlaşmak suretiyle yeniden tespit edileceği kararlaştırılmış, 27/12/2004 tanzim tarihli ek sözleşme ile 01/12/1999 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin kira bedelini düzenleyen 4. maddesi değiştirilerek aylık kira bedeli net 6.500,00 USD olarak belirlenmiştir....

          Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemece hükmedilen 25.572,30 TL tutarındaki borcun müvekkili tarafından yapılan ödemelerden hangisinin mahsup edilmesi sonucu tespit edildiğinin anlaşılamadığını, zira müvekkili tarafından davacı alacaklıya kira bedellerine karşılık farklı miktar ve tarihlerde pek çok ödeme yapılmasına karşın mahkemece takipte talep edilen ana para tutarı olan 27.904,00 TL den hangi ödemelerin mahsup edildiğinin belirsiz olduğunu, gerekçeli kararda buna yönelik bir tespit bulunmadığını, hükmedilen alacağın kira alacağıkira farkı alacağı mı olduğu hususunun da belirsiz olduğunu, zira dava dilekçesinde takibe konu alacağın kira farkı alacağına da haiz olduğunun belirtildiğini, davacı ile müvekkili arasında kira artırımı konusunda hiçbir anlaşma bulunmadığını, kira artırım bedelinin hangi miktarda kabul edildiğinin de belli olmadığını, davacının kira alacağı ya da kira farkı alacağı olup olmadığının, yapılan ödemelerin kira bedeline dair olup olmadığının...

          Mahkemece davanın kısmen kabulü ile itirazın kısmen kaldırılmasına, icra inkar tazminatına ve kiralananın tahliyesine karar verilmesi üzerine karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2- Davacı alacaklı vekili tarafından 16/04/2014 tarihinde başlatılan icra takibi ile 07/12/2011-07/12/2012 tarihleri arasındaki 12 aylık kira alacağı 13.200 TL ve 2125,20 TL işlemiş faiz alacağı, 07/12/2012-07/12/2013 tarihleri arasındaki 12 aylık kira alacağı 13.200 TL ile 937,20 TL işlemiş faiz alacağı ve 07/12/2013 tarihi ila Nisan 2014 tarihleri arasındaki 5 aylık kira alacağı 6050 TL ile 111,92 TL işlemiş faiz alacağı toplamı 35.624,32 TL alacağın tahsili ve kiralananın tahliyesi istenmiştir....

            kira bedelleri ile sözleşmenin muacceliyet koşulu uyarınca aylık 900-TL den 2012 yılı Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim ayı kira bedelleri toplamı 9950-TL kira alacağı ile 422,30-TL işlemiş faizin tahsilini istemiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kira alacağı Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı kira alacağı davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kira alacağının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili davadilekçesinde davalının 01.11.2007 başlangıç tarihli sözleşme ile kiracı olduğunu 01.11.2008 dönem kira bedelinin 1150 TL iken davalının 330 TL ödediğini, taşınmazı ise 11.11.2009 tarihinde tahliye ettiğini belirterek 2009 Ağustos ayından tahliye tarihine kadar 3 ay 11 gün olan kira bedeli 2.880 TL'sının tahsilini istemiştir....

                Somut olayda, davacının satın aldığı taşınmazda davalının haklı bir neden olmaksızın işgalci olarak bulunduğunu belirterek davalının taşınmazdan tahliyesine karar verilmesini talep etmiş, davalı ise taşınmazda önceki malikle yapılan kira sözleşmesi nedeniyle kiracı olarak bulunduğunu beyan etmiştir. Bu durumda, davalı ile önceki malik arasında kira sözleşmesinin bulunup bulunmadığı ve kira sözleşmesinin yeni malik açısından bağlayıcı olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği anlaşılamakla, HUMK'nın 8/II-1 maddesi uyarınca kira sözleşmesine dayalı her türlü tahliye, akdin feshi yahut tesbit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davalara sulh hukuk mahkemesinde bakılacağından, uyuşmazlığın ... Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ......

                  Davalı iş bu itirazında; takibe dayanak yazılı kira sözleşmesinin varlığına, sözleşmedeki imzasına ve istenilen kira bedeline itiraz etmediğinden taraflar arasındaki kira ilişkisi ve takibe konu kira alacağı miktarı kesinleşmiştir. Zira davalı kiracı icra takibine vaki itirazında ileri sürdüğü sebeplerle bağlı olup itirazlarını sonradan değiştiremez ve genişletemez. Davalı borçlu ödemeyi İ.İ.K.nun 269/c maddesinde sayılan belgelerden biri ile ispat etmek zorundadır. Bu durumda mahkemece, işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, Kira sözleşmesinde iki farklı kira artış oranına yer verildiği, davacı tarafın %25 kira artış oranının davalı tarafça kabul edilmemesine göre uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır....

                    UYAP Entegrasyonu