Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tedbir kararında kira alacaklarına yönelik takipler tedbir kapsamı dışında bırakılmamış, alacaklıların takibin devamına yönelik talepleri hakkında İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2019/16 E. sayılı dosyasında 06.05.2019 tarihli ara kararla talebin maddi hukuka yönelik olduğu gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiştir. İİK'nun 269/a maddesi uyarınca tahliyenin ön şartı yasal sürede kira alacağının yatırılmaması ve borçlunun temerrüde düşmesi olduğundan, borçluya ödeme emri tebliğinden önce verilen tedbir kararı uyarınca duran takipte borçluların kira alacağını ödemesi için söz konusu olan süreler işlemeyeceğinden tahliye koşullarının oluşması söz konusu değildir....

tedbir koşullarının bulunmadığını belirterek ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

    ne ait olduğunu, ihtiyati tedbir kararıyla tahliye işleminin durdurulması üzerine davacının bu su sporu noktasında faaliyetine izinsiz ve turizm faaliyet belgesi olmadan devam etmesine imkan sağlanacağını, bunun hem kamu düzenini bozacağını hem de bu noktalardan hizmet alanların can ve mal güvenliğini tehlikeye sokacağını, davacının yaklaşık ispat şartını sağlayamadığını, verilen tedbir kararının hukuka aykırı olduğunu bildirerek ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İSTİNAFA KONU KARAR: Mahkemece dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 09/03/2023 tarihli ara karar ile "...dava dilekçesine ekli kira sözleşmesi hükümlerine göre kira süresinin henüz dolmadığı, UYAP sistemi üzerinden yapılan sorgulamada davalı tarafından açılan tahliye davasının olmadığı anlaşılmıştır....

    İSTİNAFA KONU KARAR: Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; "İHTİYATİ TEDBİR kararının kaldırılmasına" karar verilmiştir....

    İhtiyati tedbire veya ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verirken hakim dava hakkındaki kanaatini yalnız ihtiyati tedbir talebi ile sınırlı olarak -kanunen gerektiği için- açıklamak durumundadır. Öte yandan ihtiyati tedbir kararı geçici nitelikte olup, durum ve şartların değişmesi ile her zaman değiştirilebilir. 6100 sayılı HMK'nın ihtiyati tedbirle ilgili 390. maddesinin gerekçesinde geçici hukuki korumalarda ispat hususu üzerinde durulmuş, "yaklaşık ispat" kavramından bahsedilerek kabul edilmiştir. Yaklaşık ispat durumunda hakim, o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Yaklaşık ispatta tam ispat aranmamakla beraber basit bir iddia da yeterli kabul edilemez. Karşı tarafı riskle karşı karşıya bırakacak nitelikte verilecek tedbir kararının amacına uygun düşeceğinin kabulüne olanak bulunmamaktadır....

    Davada elde edilecek sonucun ihtiyati tedbir ile davanın başında sağlanması mümkün değildir. Bu durumda kiralananın kiracıya teslimine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğinden mahkemece ihtiyati tedbire yönelik istemin reddi doğrudur. Dairemizce istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden başvurunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

    Ancak ihtiyati tedbire karar verilmesi için mutlaka bir tehlikenin veya zararın doğmuş olması veya halen var olması da aranmaz. Dava konusu hak veya şey bakımından ortaya çıkacak tehlike ve zararın önlenmesi için de her türlü tedbire karar verilebilir. İhtiyati tedbir talep eden taraf, tedbire esas olan hakkını, ihtiyati tedbir sebep veya sebeplerini keza davanın esası yönünden de haklılığını ispat etmelidir. Ancak burada tam ispat aranmayıp yaklaşık ispatla yetinilecektir. (HMK m.390/3) Yani ispatı gereken hususların tam olarak değil kuvvetle muhtemel gösterilmesi yeterlidir. Öte yandan 6100 sayılı HMK'nun 391. maddesinin madde gerekçesinde de açıklandığı üzere mahkemece asıl uyuşmazlığı çözecek mahiyette ihtiyati tedbir kararı verilemez. Aksi halde geçici hukuki koruma olan ihtiyati tedbir davanın yerine ikame edilmiş olur....

    Ancak ihtiyati tedbire karar verilmesi için mutlaka bir tehlikenin veya zararın doğmuş olması veya halen var olması da aranmaz. Dava konusu hak veya şey bakımından ortaya çıkacak tehlike ve zararın önlenmesi için de her türlü tedbire karar verilebilir. İhtiyati tedbir talep eden taraf, tedbire esas olan hakkını, ihtiyati tedbir sebep veya sebeplerini keza davanın esası yönünden de haklılığını ispat etmelidir. Ancak burada tam ispat aranmayıp yaklaşık ispatla yetinilecektir. (HMK m.390/3) Yani ispatı gereken hususların tam olarak değil kuvvetle muhtemel gösterilmesi yeterlidir. Öte yandan 6100 sayılı HMK'nun 391. maddesinin madde gerekçesinde de açıklandığı üzere mahkemece asıl uyuşmazlığı çözecek mahiyette ihtiyati tedbir kararı verilemez. Aksi halde geçici hukuki koruma olan ihtiyati tedbir davanın yerine ikame edilmiş olur....

    Ancak ihtiyati tedbire karar verilmesi için mutlaka bir tehlikenin veya zararın doğmuş olması veya halen var olması da aranmaz. Dava konusu hak veya şey bakımından ortaya çıkacak tehlike ve zararın önlenmesi için de her türlü tedbire karar verilebilir. İhtiyati tedbir talep eden taraf, tedbire esas olan hakkını, ihtiyati tedbir sebep veya sebeplerini keza davanın esası yönünden de haklılığını ispat etmelidir. Ancak burada tam ispat aranmayıp yaklaşık ispatla yetinilecektir. (HMK m.390/3) Yani ispatı gereken hususların tam olarak değil kuvvetle muhtemel gösterilmesi yeterlidir. Öte yandan 6100 sayılı HMK'nun 391. maddesinin madde gerekçesinde de açıklandığı üzere mahkemece asıl uyuşmazlığı çözecek mahiyette ihtiyati tedbir kararı verilemez. Aksi halde geçici hukuki koruma olan ihtiyati tedbir davanın yerine ikame edilmiş olur....

    Ancak ihtiyati tedbire karar verilmesi için mutlaka bir tehlikenin veya zararın doğmuş olması veya halen var olması da aranmaz. Dava konusu hak veya şey bakımından ortaya çıkacak tehlike ve zararın önlenmesi için de her türlü tedbire karar verilebilir. İhtiyati tedbir talep eden taraf, tedbire esas olan hakkını, ihtiyati tedbir sebep veya sebeplerini keza davanın esası yönünden de haklılığını ispat etmelidir. Ancak burada tam ispat aranmayıp yaklaşık ispatla yetinilecektir. (HMK m.390/3) Yani ispatı gereken hususların tam olarak değil kuvvetle muhtemel gösterilmesi yeterlidir. Öte yandan 6100 sayılı HMK'nun 391. maddesinin madde gerekçesinde de açıklandığı üzere mahkemece asıl uyuşmazlığı çözecek mahiyette ihtiyati tedbir kararı verilemez. Aksi halde geçici hukuki koruma olan ihtiyati tedbir davanın yerine ikame edilmiş olur....

    UYAP Entegrasyonu