Tüm dosya kapsamı ve istinaf başvurusu birlikte değerlendirildiğinde;boşanma sonucunda velayet görevi babaya verilen müşterek çocuklar 2010 doğumlu Ece ve 2013 doğumlu Hüseyin ile davalı anne arasında protokolde yazılı olduğu şekilde kişisel ilişki düzenlendiği, açılan bu davada baba tarafından dava dilekçesinde ileri sürülen nedenlerle kişisel ilişki süresinin yeniden düzenlenmesinin istendiği, yargılama sonucunda mahkemece, davanın kabulüne ve kişisel ilişki süresinin azaltılmasına, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, kararın mahiyeti gereği vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmıştır....
Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. ve Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3. ve 6. maddeleri idrak çağındaki çocukların kendilerini ilgilendiren konularda görüşünün alınması ve görüşlerine gereken önemin verilmesini öngörmektedir. Çocukların üstün yararı gerektirdiği takdirde, görüşlerinin aksine karar verilmesi mümkündür. Velayet konusu kamu düzenine ilişkin olup, re'sen araştırma ilkesi geçerlidir. Bu nedenle yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile gözönünde tutulması gerekir. Ana ve babadan her biri, diğerinin çocuk ile kişisel ilişkisini zedelemekten, çocuğun eğitilmesi ve yetiştirilmesini engellemekten kaçınmakla yükümlüdür....
Bu itibarla; Çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulmasının çocuğun yararına olduğu anlaşılmakla ve çocukla baba arasında daha önce kurulan kişisel ilişkinin icra kabiliyeti bulunmadığı anlaşıldığından yeniden kişisel ilişki düzenlemesine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Kanunun 7'nci maddesinin yedinci fıkrasında ise, korunma ihtiyacı olan çocuklar hakkında, koruyucu ve destekleyici tedbir kararlarının yanında, mahkemenin velayet, vesayet, kayyım, nafaka ve kişisel ilişki kurulması hususlarında da karar vermeye yetkili olduğu belirtilmektedir. Şu halde, koruyucu ve destekleyici tedbir kararı yanında, velayet, vesayet, kayyım, nafaka ve kişisel ilişki hususunda da karar verilmesi gerekiyorsa, inceleme duruşmalı yapılacaktır. Aksi halde, “hakim zaruri görmedikçe” koruyucu ve destekleyici tedbir kararı duruşmasız verilir. Özel kanunda yer alan bu düzenleme karşısında, koruyucu ve destekleyici tedbir kararlarının evrak üzerinde incelenip karara bağlanması mümkündür. Bu bakımdan sayın çoğunluğun somut davanın özelliğini gözetmeksizin “talebin evrak üzerinde incelenemeyeceğine” ilişkin genel görüşüne katılmak mümkün olmamıştır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Davacının velayetinin değiştirilmesi veya çocuğun ortak velayet altına alınması talebinin ayrı ayrı reddine, kişisel ilişkinin genişletilmesi talebinin kabulü ile, müşterek çocuk ile davacı baba arasında; her ayın 1. ve 3. hafta sonu cumartesi günü saat 11:00 ile pazar günü saat 17:00 arasında, dini bayramların 2.günü saat 11:00 ile 3. Günü saat 17:00 arasında kişisel ilişkinin tesisine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Karar davalı vekili tarafından şahsi ilişkinin genişletilmesine yönelik olarak istinaf edilmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava velayet değişimi, olmadığı takdirde çocuğun ortak velayet altına alınması, bu talep de uygun görülmez ise şahsi ilişkinin genişletilmesi isteminden ibarettir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İştirak Nafakasının Artırılması-Velayetin Düzenlenmesi-İştirak Nafakası-Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı tarafından; iştirak nafakasının miktarı, davalı-davacının kabul edilen kişisel ilişki davası ve vekalet ücreti yönünden, davalı-davacı tarafından ise; iştirak nafakasının miktarı, reddedilen velayet davası, kişisel ilişkinin süresi, yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Hükmün infaz edilebilir nitelikte; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde verilmesi gerekir...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından; kişisel ilişki, velayet ve nafaka miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi uyarınca boşanma davası açmış, mahkemece davalının boşanmayı kabul ettiğinden bahisle tarafların Türk Medeni Kanunun 166/3. maddesi uyarınca boşanmalarına karar verilmiştir. Evlilik birliğinin bir yıldan fazla sürmesi ve tarafların boşanmanın tüm sonuçları hakkında anlaşmış olduklarını hakim huzurunda beyan etmeleri halinde Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca boşanmaya karar verilebilecektir. Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere taraflar velayet ve iştirak nafakası hususunda anlaşamamış olup bu haliyle anlaşmalı boşanmanın koşulları davada gerçekleşmemiştir....
Mahkemece velayeti anneye bırakılan müşterek çocuk ile baba arasında kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine karar verilmiş ise de kişisel ilişkinin süresi yetersiz olduğu gibi gerçekleştirileceği yer özel olarak tayin edilmiş ve bu kişisel ilişki, çocuğa yakın ve alışkın bir kişi refakatinde olması koşuluna bağlanmıştır. Düzenlenen bu kişisel ilişki, babalık duygularını tatmine elverişli olmadığı gibi, infazda da güçlük yaratacak niteliktedir. Velayet kendisine bırakılmayan ebeveynlerden her biri müşterek çocukla doğrudan kişisel ilişki kurma hakkına sahiptir. Mahkemece daha uygun süre ile çocuk baba yanında yatılı kalacak şekilde refakat olmadan kişisel ilişki düzenlenmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir 2-)Kabule göre de; Hüküm açık ve infazda tereddüt uyandırmayacak nitelikte olmalıdır. Ara karara atıfta bulunarak hüküm kurulamaz....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayet-Kişisel İlişki Tesisi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Velayet hakkının kaldırılması kural olarak ana ve babanın çocukları ile kişisel ilişki kurma hakkını da ortadan kaldırmaz. Ana-babasından veya bunlardan birinden ayrılmasına karar verilen çocuğun, kendi yüksek yararına aykırı olmadıkça ana-babanın ikisiyle de düzenli bir biçimde kişisel ilişki kurma ve sürdürme hakkı, çocuğun temel haklarındandır (Çocuk Hakları Sözleşmesi md.9/3)....
MAHKEMESİ Uyuşmazlık nafaka ve müşterek çocukla kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi istemine ilişkin olup, bağımsız olarak açılan nafaka davası değildir ve mahkemece verilen hüküm her iki yönden temyiz edilmiştir. Davanın niteliğine göre inceleme görevi ... ....... Dairesinindir. Ancak, anılan daire dosyayı dairemize göndermiş olduğundan; dosyanın ... Başkanlar Kurulunca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın ... Birinci Başkanlığına gönderilmesine, 04.....2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....