Bu bağlamda kadın; dava konusu ettiği ziynet eşyasının varlığını, bunların zorla elinden alındığını ispatla yükümlüdür. Kadına ait ziynetler, koca tarafından bozdurulup, değişik amaçlarla harcanmış olabilir. Bu durumda, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup harcandığının, koca tarafından kanıtlanması halinde, koca ziynet eşyalarının iadesinden kurtulur. Davalı-b. davacı kadın birleşen dava dilekçesi ile; düğünde takılan 3 adet hediyelik bilezik, 2 adet yarım altın, 8 adet çeyrek altın, 285.00 TL nakit para, 15 dolara koca ve ailesi tarafından el konulduğunu ve düğün salonu masraflarının ödendiğini, geriye kalan 1 adet set ve 2 adet bileziğin ise araba almak için bozdurulduğunu ve iade edilmediğini belirterek, talep konusu ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde bedelin yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının, ziynet eşyalarını ortak konuttan ayrılmadan önce götürmüş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece; Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 05.05.2010 günlü ve 2010/7368 E. 2010/9059 K. sayılı sayılı ilamında; davacının, davalıya düğünde takılan ziynetlerin iadesine ilişkin isteğinin BK'nun 244/2 maddesine dayandığı, buna göre davanın Aile Mahkemesinin değil, genel mahkemenin görevine girdiği gerekçesiyle, davaya Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla bakılmış ve davanın kabulüne dair verilen hüküm, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; davacı kadına düğünde takılan ziynet eşyalarının, TMK'nun 220. maddesi uyarınca kadının kişisel eşyası olduğu iddiasıyla, aynı kanunun 226. maddesine dayalı olarak davalı kocadan iadesi istemine ilişkindir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 23/02/2023 NUMARASI : 2021/181 ESAS 2023/96 KARAR DAVA KONUSU : Kişisel Eşyanın İadesi KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline düğünde takılan ziynet eşyalarının davalı tarafından düğün gecesinde alınıp, daha sonrasında müvekkiline iade edilmediğinden bahisle aynen iadesi, olmadığı takdirde şimdilik 3.400,00 TL'nin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, 22/12/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile de dava değerini 98.284,00 TL olarak ıslah etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıya iddia ettiği miktarda ziynet eşyası takılmadığını, takılan bu ziynetlerin de davacının isteği üzerine düğün masrafları için harcandığını belirterek davanın reddini talep etmiştir....
Somut olayda mahkemece; bu ilke gözardı edilip davacı ve davalı lehine, kabul edilen ve reddedilen ziynet ve çeyiz eşyası bedellerinin toplamı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği belirlenen tek bir vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken, konusu para ile ölçülebilen kişisel mal niteliğindeki çeyiz ve ziynet eşyası taleplerinin ayrı davalar olarak değerlendirilip davacı ve davalı lehine ayrı ayrı vekâlet ücretlerine hükmedilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
Mahkemece, asıl olanın düğünde takılan para ve ziynet eşyalarının gelin - damat ayırt edilmeksizin hepsinin bir arada saklanması olduğu, düğün sonrası ziynet eşyalarının davalının ailesinin evine bırakıldığı zira davalı gelin tarafının ziynet eşyasının iadesi yönünde talep ve davasının olmadığı, düğün resimleri, tanık beyanları, bilirkişi raporları ile kanıtlanan düğünde davacı damada takılan altınların (19 adet çeyrek altın) davacının kişisel malı olduğu, düğün sonrası davalının ailesine teslim edildiği bilahare davacıya iade edilmediğinin sabit olduğu gerekçesi ile toplam 19 adet çeyrek altının aynen iadesine, olmadığı takdirde bedeli olan 2.831,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı erkek tarafından, kusur belirlemesi, tazminatlar, velayet düzenlemesi ve ziynet eşyası alacağı yönünden; davacı kadın tarafından ise tazminatlar ve nafakaların miktarları ile kişisel ilişki düzenlemesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı kadının tüm, davacı erkeğin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı kadın, dava dilekçesi ile talep ettiği ziynet eşyalarının, davalı erkek tarafından elinden zorla alınıp evden kovulduğunu iddia etmiş, davalı erkek ise, kadının kendisinin olmadığı sırada evi terkettiğini ve ziynetleri de giderken götürdüğünü...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen kişisel eşyanın iadesi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı vekili dilekçesinde; davalı ile evlendiği sırada müvekkiline babası tarafından çeyiz ve ziynet eşyalarının senet düzenlenerek teslim edildiğini, ancak tarafların boşandığını ve bu eşyaların davalıda kaldığını ileri sürerek; çeyiz ve ziynet eşyalarının aynen iadesini, olmadığı takdirde bedeli olan 14.530 TL nin faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir....
Hukuk Dairesinin 22.10.2009 günlü ve 2009/4729 Esas 2009/18154 Karar sayılı ilamı ile de davalının, doğumdan sonra hastanedeki davacı ile ilgilenmediği maddi vakıa olarak sübut bulmuştur. Şu durumda, doğum yapmak üzere hastaneye yatan davacının ziynet eşyalarını da yanında götürmüş olması beklenemeyeceği gibi, MK.6.maddesine göre isbat külfetinin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek ve doğumdan sonra davacının yeniden müşterek eve gelmediği de, toplanan delillerle anlaşıldığından oluş ve kabule göre belirleme bu şekilde yapılması gerekirken, yanılgıya düşülerek hüküm tesis olunmuştur. Hal böyle olunca; mahkemece, davalı tarafın dava dilekçesi ile talep edilen ziynet eşyalarının miktarına ve cinsine bir itirazının da bulunmadığı gözetilerek, bu eşyaların bilirkişice belirlenecek değerinin tahsiline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile ziynet eşyalarına ilişkin istemin tümden reddi doğru görülmemiştir....
bedelin tahsiline, ziynet eşyalarının aynen iadesine, olmadığı takdirde toplam bedeli olan 15.373,00 TL'nin davalıdan tahsiline dair verilen karar davalı tarafın temyizi üzerine Dairemizin 08.02.2017 tarih ve 2015/15099 E.-2017/1013 K. sayılı ilamıyla "Dosyanın incelenmesinde; davacı tarafın ilk olarak evlilik nedeniyle alınan ev eşyalarının bedellerinin ve davalının şahsi kredi borcunun düğünde takılan ziynet eşyaları ve paralar ile karşılandığını iddia ederek, ev eşyalarının aynen iadesini, olmadığı takdirde bedelinin tahsilini, 3.000,00 TL kredi borcu nedeniyle ise ziynet eşyalarına karşılık sadece bedel talep ettiği, ıslah dilekçesi ile de ev ve ziynet eşyalarının aynen iadesini, olmadığı takdirde bedellerin tahsilini istediği görülmektedir. Davalının da beyanlarında belirtildiği ve mahkemenin gerekçesinde izah edildiği üzere; banka borcunun, ev eşyalarına ilişkin borçların, düğün salonu bedelinin düğünde takılan ziynetler ve paralarla karşılandığı anlaşılmaktadır....
in evden ayrıldığı, bir daha biraraya gelmedikleri, davacının yargılama sırasında müşterek konutta oturduğu, davacı tanıklarınca bahsedilen davacının evden ayrılma olayından sonra tarfların bir araya gelip bir süre beraber yaşadıkları, tanık beyanlarına göre ziynet eşyalarının bir kısmıyla davacıya araba alındığı, bir kısmı ile de ihtiyaçların karşılandığı, tanıkların ziynet eşyalarının davalılara verildiği veya onlar tarafından gizlice alındığına dair görgüye dayalı beyanlarının olmadığı, davacının altın ve ziynet eşyalarının davalılarda kaldığı ispatlanamadığından davalıların istinaf başvurusunun kabulü ile; .... Aile Mahkemesinin 03/11/2016 tarih ve 2016/5 Esas, 2016/924 Karar sayılı kararının tümden kaldırılmasına, davacının davasının reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kişisel eşya niteliğinde olan ziynet eşyalarının aynen iadesi, olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir....