WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

M.K.nun 1007 nci maddesi bu bağlamda yorumlandığında, tapu sicillerinin tutulmasından ve bundan doğan zararlardan devletin sorumlu olacağı ilkesinin benimsendiği anlaşılmaktadır. Yasanın bu açık hükmünün kaynak olduğu devletin sorumluluğu tapu sicilinin tutulması sırasında, sicil memurunun hukuka aykırı işlemi ile sonuç arasında nedensellik bağının varlığı gerekli ise de eylem yada işlemin kusura dayanması gerekmez. Zira devletin sorumluluğu kusursuz sorumluluktur. Anılan ilke 27.3.1957 tarih ve 1/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile benimsenmiş, Borçlar Kanununun 55. maddesindeki sorumluluğun kusura dayanmadığı 22.6.1966 tarih 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı ile de tekrarlanmıştır. Adam çalıştıran (somut olayda devlet) objektif özen eksikliğinin doğurduğu zarardan sorumludur....

    arasında düzenlenen 28/12/2001 tarih ve 9203 yevmiye numaralı satış işleminin tapu sicil kütüğüne sehven işlenmediğini, satışa konu taşınmazın imar uygulaması ile oluşan 5493 ada 3 ve 4 parselde hala önceki malik Adil Altınöz adına kayıtlı bulunduğundan davacının zararının giderilebileceğinden davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacının ... adlı kişiye dava açması gerektiği, tapunun hala satıcı adına kayıtlı bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı kişi vekili tarafından esasa ilişkin temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat davasıdır. Dosya kapsamından ... ilçesi, 3684 ada 39 nolu parselin 590,04 m2 yüzölçümlü arsa niteliğiyle tapuda ... adına kayıtlı iken, tapuda müdürlüğünce düzenlenen 9203 yevmiye numaralı 28/12/2011 tarihli resmi senetle, tapu malikinin 92/590 hissesini davacı ...'...

      HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davanın KABULÜ ile, TTK'nun 547. maddesi gereğince ----Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün ---- ticaret sicil numarasına kayıtlı dava dışı tasfiye halinde -----....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli cinsel saldırı, kişisel verilerin hukuka aykırı olarak kaydedilmesi HÜKÜM : Kişisel verilerin hukuka aykırı olarak kaydedilmesi suçundan mahkûmiyet, atılı diğer suçtan beraat Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanık hakkında nitelikli cinsel saldırı suçundan kurulan hükmün incelenmesinde: Delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen beraat hükmü usul ve kanuna uygun olduğundan, katılan vekili ve sanık müdafiin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, Sanık hakkında kişisel verilerin hukuka aykırı olarak kaydedilmesi suçundan kurulan hükmün incelenmesine gelince: 5237 sayılı TCK.nın 135. maddesinde öngörülen kişisel verilerin hukuka aykırı olarak kaydedilmesi suçunun maddi konusunu oluşturan “kişisel veri” kavramından, kişinin, yetkisiz üçüncü kişilerin bilgisine sunmadığı, istediğinde başka kişilere açıklayarak ancak...

          TÜRK KANUNU MEDENİSİ (MÜLGA) [ Madde 917 ] "İçtihat Metni" Davacı Murat ve İra vekili tarafından, davalı Tapu Sicil Müdürlüğü aleyhine 14.10.2002 gününde verilen dilekçe ile tapu sicilinin tutulmasından doğan sorumluluk nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 1.7.2004 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ile davalı vekili taraflarından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Davacı, davalı idareden tapu kütüğünün tutulmasından dolayı uğradığı zararın giderilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece eylemin tapu sicilinin tutulmasında kusurlu davranılmaktan ileri geldiği, böylece davacının zarar gördüğü belirtilerek tazminata hükmedilmiştir....

            Ticaret sicil kaydına göre borçlu, davacı şirketin ortağı değildir ve haciz adresi de üçüncü kişi adına kayıtlı değildir.Bununla birlikte üçüncü kişi ve borçlu arasında bir kar ortaklığı ilişkisinin bulunduğu ve aynı alanda faaliyet gösterdikleri, borçlunun hakkındaki çok sayıdaki icra takibinin ardından haczin yapıldığı iş yerini 03.12.2008’de davacı şirkete devrettiği yönünde tarafların kabulü ve kolluk araştırması bulunmaktadır.Ne var ki taraflar arasında geçerli bir iş yeri devri yapıldığı ve buradaki malların davacı şirketin mal varlığına geçtiği konularında ödeme,fatura, ticaret sicil kaydı gibi delillerden hiç biri dosyaya sunulamamıştır. Bu durumda mahcuzlar halen borçlunun mülkiyetindedir ve kişisel borçlarından ötürü de haczine engel bir yasal durum yoktur....

              cüzdanları ile de ortaya koyduğu geçerli evliliği sonrası kişisel durumunun; bu kayıtlar gözönünde tutularak, en baştan 'evli' olarak esas alınması ve nüfus kütüğünde kişisel durumunun evli olarak kaydı gerekirken kesinleşmiş Mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydının düzeltilemeyeceği öne sürülerek reddedilmesine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir....

                Bozma ilamında “4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı devletin sorumluluğuna ilişkin davaların, tapu sicilinin bulunduğu yer mahkemesinde görüleceği amir hüküm olarak düzenlenmiştir. Bu maddede düzenlenen kesin yetki kuralı, kamu düzenine ilişkin olduğundan, istek olmasa bile re'sen gözetilmesi gerekir. Görev ve kamu düzenine ilişkin bulunan kesin yetki kuralları, dava şartlarının bulunup bulunmadığının görevli ve yetkili mahkemece değerlendirilmesi gerektiğinden, eldeki davanın tapu sicilinin bulunduğu İstanbul ili, Eyüp ilçesinin bağlı olduğu İstanbul mahkemelerinde görülmesi gerektiği gözetilerek, mahkemece yetkisizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır.” gereğine değinilmiş, sair temyiz itirazları incelenmemiştir....

                  Mahkemenin nitelendirmesi ve temyiz kapsamına göre, uyuşmazlık; MK'nın 1007. maddesi gereği tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat istemine ilişkin olup, hükmün temyiz incelemesi Yüksek 20. Hukuk Dairesi'nin görevi kapsamındadır. Bu durumda, 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda değişiklik yapılması hakkındaki 6644 sayılı Kanun gereğince dosyanın Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın, Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 07.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    Bu durumda dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın tapu kaydının hatalı tutulmasından kaynaklı tazminat (T.M.K. 1007) istemine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanununun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 20. Hukuk Dairesi'ne aittir. Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında dosyanın görevli Yargıtay 20. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 28/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu