Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Her ne kadar 60.aya kadar yapılan kişisel ilişki düzenlemesinde baba ile çocuk arasında her hafta kişisel ilişki kurulmuş ise de; aynı zamanda avukat olan annenin anlaşmalı boşanma sırasında daha uzun süreli kişisel ilişki düzenlemesini çocuğun yararın uygun olmadığı halde kabul ettiği, gelinen aşamada anlaşmalı boşanma davası sırasında her hafta kurulan kişisel ilişki düzenlemesinden daha kısa süreli kurulan kişisel ilişkiye yönelik itirazının iyiniyet kuralları ile de bağdaşma yacağı, babanın anlaşmalı boşanma sırasında kurulan kişisel ilişki kapsamında, çocuğu ile her hafta 2 gece yatılı kişisel ilişki kurma hakkı olduğu halde çocuğun gelişim özelliklerini gözeterek daha kısa süreli ve yatılı olmayacak kişisel ilişki kurarak, çocuk yararına bu hakkından fedakarlıkta bulunduğu, mevcut kişisel ilişki nedeni ile çocuk ile baba arasında güçlü bir bağ kurulduğu, çocuk 60 aylık olana kadar düzenlenen kişisel ilişkinin yatılı olmadığı ve günlük kurulduğu, çocuğun yaşı gereği 60.ayı doldurana...

içi ve yurt dışına tatil gidecektir, bu tatiller için Ahu, Ali'ye yetki verecek ve Alin'in gerekli kimliğini ve pasaportunu verecektir, gerekli görülen hallerde Ali çocuğun bakıcısını yanında götürecektir" şeklindeki hükmün iptali ile " müşterek çocuk Alin'in 6 yaşını doldurduktan sonra her yıl sömestr tatilinin ikinci haftası bir hafta, her yaz Haziran ayının son bir haftası, Temmuz ayının son bir haftası ve Kurban Bayramlarında bir gün, baba ile yurt içi ve yurt dışına tatil gidecektir....

yükseltilmesine, anne ile çocuklar arasındaki kişisel ilişkinin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

Dosyada babanın, çocukla kişisel ilişki kurma hakkını amacına aykırı kullanacağına ilişkin veya babanın bu haktan yoksun kılınmasını gerektirir nitelikte delil ve ciddi bir olgu bulunmadığı, kurulan kişisel ilişkinin amaca uygun ve süre yönünden yeterli olduğu anlaşıldığından, tarafların kişisel ilişkiye yönelik istinaf itirazlarının da HMK'nın 353/1- b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir. Tarafların nafakaya yönelik istinaf itirazlarının incelenmesine gelince; İştirak nafakası, velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunluluğundan kaynaklanmaktadır (TMK m. 182/1- 2)....

kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk yararın aylık 500,00 TL tedbir ve aynı miktar üzerinden iştirak nafakası ödenmesine, tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, yasal koşulları oluştuğu gerekçesiyle kadın yararına 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine , harcı yatırılmak suretiyle usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığından kadının ziynet alacağı talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, erkeğin karşı davasının ise reddine karar verilmiştir....

    Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Tedbir Nafakası - Boşanma - Kişisel İlişkinin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından eksik inceleme, bağımsız tedbir nafakası miktarları, kusur belirlemesi, iştirak nafakası miktarı ile kişisel ilişkinin kaldırılması davasının reddine yönünden; davalı-davacı erkek tarafından ise bağımsız tedbir nafakası davasının kısmen kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, kişisel ilişki süresi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Tarafların bağımsız tedbir nafakası davasına yönelik temyiz dilekçelerinin incelenmesinde; 6100 sayılı HMK’nın 362. maddesinin 1. fıkrasının b bendi uyarınca "Miktar veya değeri Kırk Bin Türk Lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" temyiz edilemez. 02.12.2016 tarihli 6763 sayılı Kanun'un 44. maddesi ile de 6100 Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na...

      (Muhalif) İştirak nafakasının arttırılması ile ilgili yerel mahkeme kararının onanması konusunda değerli çoğunlukla aramızda bir görüş ayrılığı bulunmamaktadır. Mahkeme, daha önce evli olan tarafların boşanmaları sonucu, velayeti anneye bırakılan ortak çocukla baba arasında kurulan kişisel ilişkinin, çocuğun psikolojik durumunu olumsuz etkilediği gerekçesiyle kaldırılmasına karar verilmiştir. Bu sonuç, bir ebeveyn için; ağır bir karardır. Velayetin kullanılması ile ilgili olarak Türk Medeni Kanununda "koruma önlemleri" getirilmiştir (TMK md. 346-347). Açıklanan Yasa maddelerindeki koruma önlemleri sınırlı sayıda açıklanmamıştır. Hakimin, başvuru halinde çocuğun menfaatine en uygun düşecek önlemi araştırması ve uygulaması gerekir. Velayet hakkının veya kişisel ilişkinin tamamen kaldırılması en son uygulanacak önlemlerdendir. Bunlardan önce, ara önlemler alınmasına yasal bir engel yoktur....

        Bu durumda, davalı-davacı kadının karar düzeltme talebinin açıklanan sebeple, münhasıran iştirak nafakası ve kadın lehine hükmedilen maddi tazminata yönelik olmak üzere kabulüne, Dairemizin temyiz incelemesi sonucu verilen 14.1.2021 tarih 2020/6041 esas ve 2021/235 karar sayılı onama ilamının münhasıran iştirak nafakası ve kadın lehine hükmedilen maddi tazminat yönünden kaldırılmasına, hükmün yukarıda açıklanan sebeple iştirak nafakası ve kadın lehine hükmedilen maddi tazminat yönünden bozulmasına karar vermek gerekmiştir....

          Mad.182/2) İştirak nafakası, çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşulları ile genel ihtiyaçlar ve ana babanın mali durumuna göre takdir edilir. İştirak nafakası, hukuki niteliği bakımından bir bakım nafakasıdır. İştirak nafakası kamu düzeni ile ilgili olduğundan boşanma, ayrılık veya evliliğin iptali davalarında yargıç görevinden ötürü bu konuda bir karar vermek zorundadır. 5.2.Yasal düzenlemeler; 5.2.1. Türk Medeni Kanunu. Madde 182. “Mahkeme boşanma veya ayrılığa karar verirken, olanak bulundukça ana ve babayı dinledikten ve çocuk vesayet altında ise vasinin ve vesayet makamının düşüncesini aldıktan sonra, ana ve babanın haklarını ve çocuk ile olan kişisel ilişkilerini düzenler. Velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlâk bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır....

            Tüm dosya kapsamına göre; küçükler Rüveyda ve Rümeysa'nın vasisi olan davacı dedenin, bu dava ile yurtta kalan küçükler ile babanın görüşmesinin sınırlandırılmasını talep ettiği, davalı babanın duruşmada davanın reddini savunduğu, sosyal inceleme raporunda yurt görevlisinin, davalı babanın küçüklere yaklaşımının rahatsız edici olduğu ve yakın temas kurduğunu, baba ile görüşmelerinden sonra küçüklerin tavırlarının değiştiğini belirttiği, mahkemece küçükler ile baba arasında yurt sınırları içinde her takvim ayında bir defa iki saat bir görevli gözetiminde kişisel ilişki kurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Kişisel ilişkiye ilişkin düzenlemesi yapılırken göz önünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun "Üstün yararıdır" Çocuğun üstün yararını belirlerken; onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir....

            UYAP Entegrasyonu