HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 40 ] "İçtihat Metni" Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 11.08.2006 gününde verilen dilekçe ile tapuda isim düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 27.11.2006 günlü hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir. Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet veya diğer hak sahiplerinin isim, soy isim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur....
Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soy isim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Somut olayda, davacı 141 ada 3 parsel no'lu taşınmazın tapu kaydında “... oğlu ...” şeklinde yazılı adının “... oğlu ...” olarak düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir. Dava konusu taşınmazın 20.06.2008 tarihinde düzenlenen kadastro tutanağının edinme sebebinde “20 yılı aşkın zamandan beri ... oğlu ... tarafından kullanıldığı malikin 2002 yılında öldüğü mirasçılarının tespitinin yapılamadığı belirtilerek ölü ... oğlu ... adına tespit edildiği” belirtilmektedir....
Dava, nüfusta sağ görünen kişinin ölümünün ve ölüm tarihinin tespiti ile nüfus kayıtlarının düzeltilmesi istemine ilişkindir. 1. Nüfus kayıtlarının düzenli ve gerçeğe uygun olarak tutulması kamu düzeni ile ilgilidir. Bu bakımdan hakim resen araştırma ilkesinin sonucu olarak kendiliğinden delil toplama yetkisine sahiptir.Nüfus kayıtlarındaki istemlerle ilgili davalarda, mahkemelerin hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğundan, Mahkemece sadece taraf ve tanık beyanları ile yetinilmeyip, resen, yaşı itibari ile ölüm olayını bilebilecek tanıkları araştırıp dinleyerek ...'nin ölüm tarihinin gün ve ay olarak da tespiti gerektiği dikkate alınmayarak sadece ölüm yılının tespiti ile yetinilmesi 2. ... mirasçılarından ölü kardeşi Mustafa Eyi'nin mirasçıları tespit edilerek davaya katılmalarının sağlanmaması, doğru görülmemiştir....
Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir. 1-Düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmelidir. 2-Nüfus Müdürlüğünden, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmelidir. 3-Cumhuriyet Savcılığı aracılığıyla, taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. 4-İstem konusunda tanık dinlenmelidir. 5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise, tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalıdır. Açıklanan bu hususlar çerçevesinde inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir....
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme aşağıdaki nedenlerle hüküm vermeye yeterli değildir. Cumhuriyet Savcılığı aracılığı ile yaptırılan araştırma sonucu kayıt maliki ile aynı isimde bir kişinin olduğu ve şehirde yaşadığı bilgisine ulaşıldığına göre bu kişinin sağ ise kendisinin, ölmüş ise mirasçılarının kim olduğu ve adreslerinin araştırılarak, tanık sıfatı ile çağrılmak suretiyle dava konusu taşınmazla ilgilerinin olup olmadığı sorulup saptanmalıdır. Bu yön üzerinde durulmaması bozmayı gerektirir. Kabule göre de; “Mülkiyet Hakkının Tescili” başlıklı Tapu Sicil Tüzüğünün 25.maddesinde kütükte bulunması zorunlu bilgiler; malikin adı, soyadı, baba adı, edinme nedeni, tarih ve yevmiye numarası olarak belirlenmiştir. Görülüyor ki; bunların arasında malikin doğum tarihi yer almamıştır. Dolayısıyla, tapu kütüğünde bulunması zorunlu olmayan nüfus bilgisinin ilavesi veya düzeltilmesi dava yoluyla istenemez....
Mahkemece 3. öninceleme kontrol tutanağında, kayıt maliki müteveffa T3 mirasçılarının davaya dahil edilmeleri yönünde ara karar tesis edilmiş; daha sonradan ölü kişi aleyhine dava açılamayacağı gerekçesiyle, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir. Kural olarak ölü kişi adına ve ölü kişiye karşı dava açılması olanağı bulunmadığı gibi, bu şekilde dava açılması durumunda, davanın sonradan mirasçılara yöneltilmesine de olanak yoktur. Zira ölü kişinin taraf ehliyeti bulunmamaktadır. Somut olayda ise; dava dilekçesinde, davalının ölü olduğunun bilindiği ancak mirasçılarının bilinmediği davacı tarafça belirtilmiş ve veraset ilamını almak üzere mahkemeden yetki istenmiştir....
Mahkemece; dava konusu 1832 ve 1834 parsellerin mülkiyetinin davalılar adına olduğu, ancak parseller üzerindeki bilirkişi raporlarında belirtilen muhdesatların davacı tarafından oluşturulduğu gerekçesi ile ... ili ... ilçesi ... ... Belediyesi sınırları içerisindeki 1832 ve 1834 parsel sayılı taşınmazlardaki muhtesatın davacı ...'a ait olduğunun tespitine dair verilen karar süresinde davalılardan ... ile ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava, Muhdesatın tespiti ve taşınmazların satımı durumunda bedelinin tahsili istemlerine ilişkindir. 1. Somut olayda Mahkemece taraf teşkili sağlanmadan esas hakkında kısmen kabul kararı verilmiştir. Şöyle ki dava konusu taşınmazların tapulama tutanağına göre ... varisleri olan çocukları ... -...- ...(ölü)- ...(ölü) ve ... ile ... (ölü) (... Kızı) adına tespit ve tescil edildiği, kayıt maliklerinden ... ve ...’ın dava tarihinden önce ölü olduğu, ... ...’ın da dava açıldıktan sonra 25.02.2020' de vefat ettiği anlaşılmaktadır....
Dava, nüfusta sağ görünen kişinin ölümünün ve ölüm tarihinin tespiti ile nüfus kayıtlarının düzeltilmesi istemine ilişkindir. 1-Dava Cumhuriyet Savcısı tarafından açıldığı halde davaya katılımı sağlanmadan yokluğunda karar verilmesi, 2-Ölüm tarihinin tespitine karar verilen ... ... mirasçılarının davalı sıfatı ile yargılamaya katılımı sağlanmadan, 3-... ...'nin ... ile yaptığı evliliğin ... ... nüfusuna taşınacağı dikkate alınarak olaydan hukuku etkilenecek olan ...'ın sağ ise kendisi, ölü ise mirasçılarının davalı sıfatı ile davaya dahili sağlanmadan, Kabule göre de; 4-Mahkemece ... ...'nin 1967 yılında öldüğü kabul edildiğine göre, bu kişinin ölümünden sonra 27/04/1977 yılında evlenip, 05/06/1979 tarihinde boşanamayacağı açıktır. Bu bağlamda istemler arasındaki ilişki dikkate alınarak ... ...'nin dosyada mevcut evlenme ihbarında tanık olarak geçen kişiler ve belg... ... ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 20.08.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında isim düzeltme istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 28.10.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 703 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydındaki “... oğlu ...” şeklindeki kimlik bilgilerinin “... oğlu ...” olarak düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece, taşınmazın bulunduğu köyde kayıt maliki ile aynı ad ve soyadını taşıyan bir kişinin bulunduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. Dava, tapu kaydında hatalı yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istemine ilişkindir....
in ölü olmayıp sağ olduğunun tespiti ile birlikte veraset ilamının iptali istemine ilişkindir. Dosya Yargıtay 7. Hukuk Dairesince davanın nüfus kayıt iptalinden kaynaklandığı gerekçesiyle Dairemize gönderilmiştir. Kişinin ölü olmayıp sağ olduğunun tesbiti davaları Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin görevi kapsamında olup Dairemizin görevi dışındadır. Ancak Yargıtay Başkanlar Kurulunun 04.02.2010 gün 3 sayılı kararı uyarınca temyiz incelemesi yapacak Dairenin belirtilmek üzere dosyanın Yargıtay Başkanlar Kuruluna gönderilmesine, 05.04.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....