Yönetimi vekili 28/03/2013 havale tarihli karşı dava dilekçesi ile; taşınmazların kesinleşen orman sınırı içinde kaldığı iddiasıyla, tapu kaydının iptaline, orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davacı gerçek kişinin orman kadastrosuna itiraz davasının reddine; Davalı-karşı davacı ... Yönetiminin tapu iptali tescil davasının tefrikine karar verilmiş, hüküm davacı - karşı davalı gerçek kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 1948 yılında kesinleşen orman kadastrosu, 01/02/2013 tarihinde ilân edilip kesinleşen sınırlama dışı kalmış ormanların kadastrosu ve 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulaması, 1983 yılında yapılan arazi kadastrosu vardır. Dava, orman kadastrosuna itiraz ve buna karşılık olarak açılan tapu iptali tescil istemine ilişkindir....
Dava, kesinleşen orman kadastrosuna dayalı tapu iptali tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1744 sayılı Yasaya göre 29/08/1977 tarihinde yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2. madde uygulaması bulunmaktadır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman kadastro haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazın kısmen orman tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Yasasının değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 30/05/2011 gününde oybirliği ile karar verildi....
Yönetimi tarafından aynı kanunun 11/1. maddesi hükmüne göre 6 aylık süre içinde orman kadastrosuna itiraz davası açıldığından, mahkemece işin esasına girilerek, uzman orman bilirkişileri aracılığı ile yöntemine uygun biçimde orman araştırması yapılarak taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığı belirlenip sonucuna göre karar verilmeli ve orman kadastrosuna itiraz davalarına bakan kadastro mahkemelerinin orman sınırı içinde kalan taşınmazların tapu kaydını iptal etme yetkisinin bulunmadığı düşünülmelidir.... ” denilerek bozulmuştur. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kabulüne ve ... parsel sayılı taşınmazın orman sınırları içerisine alınmasına karar verilmiş, davacı ... Yönetimi, davalı ... ve Su İşleri Bakanlığı vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmekle hüküm Yargıtay 20.Hukuk Dairesinin 19/02/2013 tarih ve 2012/4752-2013/1568 sayılı kararı ile bozulmuştur....
Mahkemece; davacıların dava konusu yaptıkları taşınmaz hakkında 3402 sayılı Kanunun Ek - 4. maddesi gereğince yapılan kadastro işlemi sırasında tespite konu edilmediği, taşınmazın 1965 yılında yapılıp kesinleşen orman tahdit sınırı içinde bulunduğu, 1988 yılında yapılıp kesinleşen 2/B madde uygulamasına konu edilmediğinden halen orman sınırı içinde bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek - 4. madde gereğince yapılan kullanım kadastro tespitine itiraza ilişkindir. Bölgede 1967 yılında kesinleşen orman kadastrosu ile 1989 yılında yapılarak kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulamaları bulunmaktadır. Mahkemece verilen karar, usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki, kadastro mahkemesinin görevi, kadastro tutanağının tanzimi tarihinden tutanağın kesinleşmesine kadar geçecek zaman içindeki itiraz ve davalar için söz konusudur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali tescil ve orman kadastrosuna itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı-davacı gerçek kişiler tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ... Yönetimi, ... Köyü 2200 parsel sayılı 14360 m2 yüzölçümündeki taşınmazın tapuda davalılar adına kayıtlı olduğunu, yörede 1996 yılında yapılan ve kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığını ve işlemin kesinleştiğini belirterek davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır....
Yönetimi, davalının kadastro mahkemesinde açtığı ... kadastrosuna itiraz davasına karşı verdiği 28/03/2013 havale tarihli cevap ve karşı dava dilekçesi ile; davalı adına kayıtlı olan ... ili, ... ilçesi, ... beldesi 441 parsel sayılı 8436 m2 taşınmazın kısmen kesinleşen ... sınırı içinde kaldığını ve eylemli ... niteliğinde olduğunu belirterek, tapu kaydının iptali ile ... niteliğiyle ... adına tesciline, el atmanın önlenmesine karar verilmesini talep etmiş, mahkemece, karşı davanın 2013/46 sayılı dosyadan tefrikine karar verildikten sonra kaydedildiği 2014/86 sayılı dosyada gerçek kişinin açtığı ... kadastrosuna itiraz davasının reddine, ......
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 21/01/2022 NUMARASI : None DAVA KONUSU : Kesinleşen Uygulama Kadastrosuna İtiraz KARAR : Alaşehir 1....
Temyiz Sebepleri Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, eksik inceleme sonucu düzenlenen bilirkişi raporu dayanak alınarak karar verilmesinin hatalı olduğunu, mahkemece verilen kararın kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, uygulama kadastrosuna itiraz istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 3402 sayılı Kanun'un 22-a maddesi. 3....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Kesinleşen Uygulama Kadastrosuna İtiraz Taraflar arasında ... Kadastro Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen hükme karşı davacı ... ve ... tereke temsilcisi vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olup, bu kez davacı ... ve ... tereke temsilcisi vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Uygulama kadastrosu sırasında, ... İli ... İlçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan ve tapuda ... ve ... adına kayıtlı bulunan 1008 ada 74 parsel 15.078,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, aynı ada ve parsel numarası ile 14.681,45 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir. Davacı ..., uygulama kadastrosu sırasında murisi ...'e ait taşınmazın yüzölçümünün eksildiği iddiasına dayanarak dava açmıştır. Yargılama sırasında ... tereke temsilcisi ...'...
Hukuk Dairesinin 01/11/2007 tarih ve 2007/10628-13584 sayılı bozma kararında özetle; “Dosya içinde orman tahdit evraklarının bulunmadığı, uzman orman bilirkişi orman tahdit noktalarının yerlerini çalışma tutanaklarındaki isimlere göre tesbit edildiğini açıklamasına rağmen bu kişilerin taşınmazlarının hangi ada ve parsel altında tesbit gördüğü hususunun dosya kapsamından anlaşılamadığı, bu nedenle, kesinleşen orman tahdit haritası ve tutanaklarının getirtilerek uzman bilirkişilerce yeniden yapılacak keşifte uygulanarak çekişmeli taşınmazın bu belgelerdeki konumunun belirlenmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine ve dava konusu Hamidiye Köyü 134 ada 444 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi davalı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, yenileme kadastrosuna itiraz niteliğindedir....