Köyü, 138 ada 27 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tesciline, birleşen dosya davacıları ...ve ...’ün davasının Orman Bakanlığı yönünden husumet nedeniyle, Orman Yönetimi yönünden ise esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi vekili tarafından taşınmazın tapuda ... değil Kabalı Köyü sınırları içinde olduğu gerekçesiyle, davalı-birleşen dosya davacıları vekili tarafından ise tapu iptal ve tescil kararı, husumetten red kararı ve vekalet ücretine yönelik olarak temyiz edilmiştir. Dava dilekçelerindeki açıklamaya göre, asıl dava kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kalan yer iddiasına dayalı tapu iptal ve tescil isteğine, birleşen dava ise, on yıllık süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 11.08.2006 tarihinde ilan edilen orman kadastrosu ve 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması bulunmaktadır....
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Dosya kapsamına göre, çekişmeli 109 ada 19 parsel sayılı taşınmazın 2005 yılında ilân edilip kesinleşen orman kadastrosunda orman sınırları içinde bırakıldığına ve önceden ham toprak niteliğindeki tapu kaydında cins tashihi yapılarak, cinsinin orman olarak düzeltildiğine ve çekişmeli taşınmaza tutanak tutulmadığına göre; dava 6831 sayılı Kanunun 11. maddesine göre 10 yıllık sürede açılan orman kadastrosuna itiraz ve aynı zamanda tapu iptali ve tescil istemine yöneliktir. 3402 sayılı Kanunun 25/son maddesi gereğince kadastro mahkemesinin görevi her taşınmaz hakkında tutanak düzenlendiği gün başlar, tutanak düzenlenmeyen yerde kadastro mahkemesi görevli değildir. Davanın nitelendirilmesine göre, genel mahkemelerin görevinde olup, görev kamu düzenine ilişkindir ve taraflarca ileri sürülebileceği gibi mahkemece de her aşamada re'sen gözönünde bulundurulabilir....
Kadastro Mahkemesince bozma kararına uyulduktan sonra; 3402 sayılı Kanunun 22/A uygulaması, yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda doğru olduğu yasaya ve teknik ölçülere uygun olduğundan bu konudaki Orman Yönetiminin talep ve davasının reddine, dava konusu eski 465 parsel 22/A uygulamasında Kepez ilçesi... Köyü 27888 ada 6 parsel olduğu yüzölçümünün 2169,02 m² olarak tapu kütüğüne aynen aktarılmasına, dava konusu taşınmazın sınırlarının ve yüzölçümünün düzeltilmesine, Orman Yönetiminin tapu iptali ve tescile yönelik talep ve davası yönünden mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, hükmün temyiz edilmeden kesinleşmesi ve davacı vekilinin talebi üzerinde yargılamaya asliye mahkemesinde devam olunmuştur. Mahkemece; davanın kabulüne,... köyü 27888 ada 6 parsel sayılı taşınmazın 232,66 m²'lik bölümünün orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Dava kesinleşen tahdide dayalı tapu iptali ve tescil niteliğindedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi ve davalı gerçek kişiler tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı Orman Yönetimi, dava dilekçesinde, ... İlçesi, ... 159 nolu 1880 m² yüzölçümlü taşınmazın, davalıların murisleri ... ... ve ... Mandal adlarına tapuda kayıtlı olduğunu, 1939 yılında 3116 sayılı Kanun gereğince yapılıp 1945 yılında kesinleşen orman kadastrosuna göre çekişmeli taşınmazın orman sınırları içinde kaldığını, daha sonra 15.6.1988 tarihinde yapılıp kesinleşen 2/B madde uygulaması dışında kaldığını iddia ederek, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman niteliği ile Hazine adına tesciline ve davalıların müdahalesinin men'ine karar verilmesini istemiştir....
Orman Yönetimi, 23.03.2011 tarihli dilekçeyle, çekişmeli taşınmazın köyünde yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve daha sonra yapılan aplikasyon çalışmalarında orman sınırları içinde bırakıldığı iddiasıyla tahdit içinde kalan bölümünün tesbitinin iptali ile orman niteliğiyle adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır. Kadastro mahkemesince, kesinleşen tapu kaydı ve tutanaklara karşı açılan davalarda görevsiz olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilerek dava dosyası asliye hukuk mahkemesine gönderilmiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastrosuna dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....
Dairemiz kararı bu konulara cevap teşkil edecek nitelikte olduğu ve dava konusu parselin belgesiz zilyetliğe dayanarak 1957 yılında kadastro tapusunun oluşturulduğu, yapılan araştırmada taşınmazın öncesinin orman toprağı niteliğinde orman sayılan yer olduğu belirlenerek birleşen dosyada karşı davacı kişilerin orman kadastrosuna itiraza ilişkin davaları reddedildiğine göre orman kadastrosunun 14.11.1999 tarihi itibariyle kesinleşmiş sayılacağı ve davacı ... Yönetiminin de bu 1999 yılında kesinleşen orman kadastrosuna göre iptal ve tescil davası açtığına göre Orman Yönetiminin kadastrodan sonraki nedene dayandığı, yasalarımızda kadastrodan sonraki nedenlere dayanarak tapu iptali ve tescil davası açılamayacağın ilişkin bir hüküm bulunmadığına, 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesi kadastrodan önceki nedene dayanarak iptal ve tescil istenemeyeceğini hükme bağladığına göre, usul ve yasaya da uygundur....
Dava, orman kadastrosuna itiraz, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 02.03.2004 tarihinde ilanı yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 3302 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması vardır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve dava konusu taşınmazın kesinleşen orman tahdidi içinde kaldığı, davanın 6831 Sayılı Yasanın 11/1. maddesinde öngörülen hak düşürüçü süre geçtikten sonra açıldığı anlaşıldığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine 09/11/2010 gününde oybirliği ile karar verildi....
Yönetimi, ...köyü 309 parsel sayılı taşınmazın, kesinleşen orman kadastrosunda orman sınırı içinde kaldığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile orman niteliğinde Hazine adına tescili istemiyle dava açmış, davanın Hazineye ihbar edilmesi üzerine Hazine davacı yanında davaya müdahil olarak katılmıştır. Mahkemece davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın Fen Bilirkişisi ...'un 27.04.2009 tarihli raporunda (B) harfi ile gösterilen 1063 m2 yüzölçümündeki bölümünün orman niteliğinde Hazine adına tesciline, (A) harfi ile gösterilen 3357 m2 yüzölçümündeki bölümünün davalı adına tesciline karar verilmiş, hüküm katılan Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastrosuna dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce yapılıp ilan edilerek 20/10/1997 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu vardır....
Her ne kadar mahkemece, daha önce tarafları, dava konusu ve dava sebebi aynı olan çekişmeli taşınmaza yönelik kadastro tesbitine itiraz davasının kesinleştiği, davalı Hazine yönünden, tapuya dayalı olarak 10 yıllık hak düşürücü süre içinde dava açma hakkı bulunduğundan, kesin hükmün dikkate alınması gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan değerlendirme ve varılan sonuç doğru bulunmamıştır. Şöyle ki; yörede orman kadastrosundan önce yapılan genel arazi kadastrosu ile çekişmeli 2984 nolu taşınmaz, Hazine adına tespit edilmiş; Orman Yönetiminin orman iddiasıyla süresi içinde açtığı tespite itiraz davası reddedilerek hükmen Hazine adına tarla vasfı ile tapuya tescil olunmuş, daha sonra yapılıp 26.08.2003 tarihinde kesinleşen orman kadastrosuna dayalı olarak Orman Yönetimi tarafından, tapu iptali ve tescil istemli bu dava açılmıştır....
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “ ..davanın; orman kadastrosuna itiraza ilişkin olup, bu aşamada mülkiyet aktarımını gerektirir tapu iptali ve tescile ilişkin olmadığından, somut olayda, 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesi hükümlerinin uygulanma olanağının bulunmadığı anlaşılmaktadır. 6831 sayılı Orman Kanununun 7. maddesindeki “Devlet ormanları ile evvelce sınırlaması yapılmış olup da herhangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanların, orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve bitişiğinde bulunan her çeşit (bu kavram içine daha önce arazi kadastrosu yapılan ve yapılmayan tüm taşınmazların girdiğinin kabulü gerekir) taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırının tayini ve tespiti, orman kadastro komisyonları tarafından yapılır.” hükmü gereğince yapılan orman kadastrosuna, davacı ......