Dosyada mevcut 11.9.2002 tarihli kredi sözleşmesinde borcun ve kefaletin miktarı belirtilmemiştir. BK 484 maddesi gereğince kefaletin geçerli olabilmesi için miktarının belirlenmiş olması gerekmektedir. Kredi sözleşmesi içeriğinde kefalatin miktarı ile ilgili bir açıklama yapılmamış olduğundan kefil konumunda bulunan davalı ... hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. 2-Davacı ile davalı borçlu arasındaki kredi sözleşmesi gereği davacı tarafından 10.1.2003 tarihi itibarı ile ihtarname çekildiği, bu ihtarnamede faizin %144 olduğu bildirilerek ödenmeyen 2002 yılı 10-11-12 ayları taksitleri nedeniyle borcun muaccel hale geldiğinin ve borcun tümünün 24 saat içinde ödenmesinin bildirildiği, ancak tebligatın yapılamayıp iade edildiği ve 25.2.2003 tarihinde icra takibinin yapıldığı görülmüştür....
İcra kefaletinin geçersizliği nedeniyle iptali istemi, yargılamayı gerektirmesi nedeniyle genel mahkemede ileri sürülebilecek bir husus olup, şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurularak iptali talep edilemez. Ancak, İİK'nun 38. maddesi uyarınca icra dairesindeki kefaletler, müteselsil kefalet niteliğinde olup, ilamların icrası hakkındaki hükümlere tâbidir. Buna göre ilamlı icra takibine konu edilebilmesi, bir diğer ifade ile icra kefiline icra emri tebliğ edilebilmesi için icra kefaletinin yasada öngörülen şekil şartlarına uygun olarak yapılmış olması gerekir....
İcra kefaletinin geçersizliği nedeniyle iptali istemi, yargılamayı gerektirmesi nedeniyle genel mahkemede ileri sürülebilecek bir husus olup, şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurularak iptali talep edilemez. Ancak, İİK'nun 38.maddesi uyarınca icra dairesindeki kefaletler, müteselsil kefalet niteliğinde olup, ilamların icrası hakkındaki hükümlere tâbidir. İcra kefaletinin Borçlar Kanunu'na göre geçerli olmadığından icra emri gönderilemeyeceği şikayeti, takip konusu belgenin ilam hükmünde belge olmadığı şikayeti olup, İİK'nun 16/2. maddesi uyarınca süresiz şikayete tabidir. Buna göre, ilamlı icra takibine konu edilebilmesi, bir diğer ifade ile icra kefiline icra emri tebliğ edilebilmesi için, icra kefaletinin yasada öngörülen şekil şartlarına uygun olarak yapılmış olması gerekir....
DAVA TÜRÜ : İpotek ve Kefaletin İptali DOSYANIN DAİREYE GELİŞ TARİHİ: 02.10.2017 K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Aile konutu olduğunu iddia edilen taşınmaz üzerindeki ipotek kaydının kaldırılması isteğine ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 14.01.2017 tarih ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 20.01.2017 günlü ve 2017/1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilip 27.01.2017 tarihli ve 29961 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2017 günü yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (2.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 06.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kefaletin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 15,20 TL. kalan harcın temyiz edenden alınmasına, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Gıda A.Ş. arasındaki Genel Kredi Sözleşmesinde imzasının bulunmadığını 30.12.1999 tarihli borç tasfiye protokolünde müvekkile ait fındık fabrikasına ipotek konulması koşuluyla kefil olduğunu, ancak ipotek tesis edilmediğinden protokolün hükümsüz kaldığını, bu nedenle protokolün eki olan kefaletin de hükümsüz kaldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, kefalet ilişkisinin dayanağı olan 30.12.1999 tarihli protokolde öngörülen ek ipotek verilmesine dair şartın gerçekleşmemesi nedeniyle protokolün geçersiz hale geldiği, davalının bu şartın gerçekleşmesini önleyici bir davranışının da ispatlanamadığı, ipotek tesisine ilişkin vaadin de resmi şekle tabi olup, protokolde bu şekil şartına da uyulmadığı ve geçersiz olduğu, dolayısıyla kefaletin de geçersiz hale geldiği belirtilerek davanın reddine oyçokluğuyla karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....
Mahkemece yapılan yargılama sonunda toplanan delillere göre, kredi sözleşmesinin son sayfasında bulunan “Müşterek Borçlu ve Müşterek Müteselsil Kefalet Şerhi” başlıklı kısımda davalıların ve davacının imzalarının bulunduğu, davalıların dava dışı şirketin 520.000,00 TL’lik borcuna kefil olduklarının yer aldığı, kefaletin geçerli olduğu gibi kefaletin sonraki bir tarihte verilmesinin de mümkün bulunduğu, hesap bilirkişisi raporundan davalı kefillerin takip tutarından davacıya borçlu olduklarının anlaşıldığı gerekçeleriyle davalıların icra takibine itirazlarının iptaline, takibin devamına, asıl alacağın %40’ı oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalılardan ... vekilince temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili banka ile davalı şirket arasında Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesinin akdedildiğini, diğer davalının sözleşmenin müşterek ve müteselsil kefili olduğunu, borcun ödenmemesi üzerine icra takibine geçildiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, davalıların itirazının iptaline, takibin devamına, icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Yargılama esnasında dava konusu nakdi alacak davacı .... tarafından ... Varlık Yönetim Bankası A.Ş.’ne temlik edilmiştir. Davalı ... vekili, davaya konu kredi sözleşmesinde yer alan kefaletin geçersiz olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir....
TBK 598 ’nci maddesi gereği işbu kefaletin suresiz olarak verildiği, bir gerçek kişi tarafından verilmiş olan kefaletin, işbu kefalet sözleşmesinin kurulmasından başlayarak on yılın geçmesiyle kendiliğinden ortadan kalkacağı, kefalet süresi en erken kefaletin sona ermesinden bir vı! önce yapılmak kaydıyla, kefilin kefalet sözleşmesinin şekline uygun yazılı açıklamasıyla, azami on yıllık yeni bir dönem için uzatabileceği, hususlarında mutabık kalmışlardır. " hükmünün yer aldığı, Ayrıca Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 28.03.2015 tarih ve .... K. Sayılı kararında da belirtildiği üzere "Bu nedenle davalı banka ile kredi borçlusu arasındaki kredi ilişkisinin henüz tamamen sona ermediği hallerde, sözleşmede belirtilen limitle sınırlı kalmak kaydıyla borca kefalet etmiş ve B.K. ’nun 493 ve 494 maddesinde yer alan haklardan feragat etmiş bulunan kefil bir tarihte hesabın sıfırlanması nedeniyle sorumluluktan kurtulamaz....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Uyuşmazlık, Bursa 17.İcra Müdürlüğü'nün 2020/8631 Esas (Eski esas 2015/9717) sayılı dosyasından davacıya gönderilen icra emrinin iptali ve maaş haczinin kaldırılması istemine ilişkindir. İcra kefaletinin amacı, icra takibine konu edilen ve takip borçlusu tarafından ödenemeyen bir borcun üçüncü kişi (icra kefili) tarafından ödenmesini sağlamaya yöneliktir. İİK'nun 38.maddesinde kefaletin şekli hakkında özel bir hüküm bulunmadığından 6098 sayılı TBK'nun 583 maddesi hükmü icra kefilliği içinde geçerlilik şartıdır. Anılan maddenin birinci fıkrasına göre; "Kefalet sözleşmesi yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz....