Temyiz Sebepleri Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalının süresinde cevap dilekçesi vermediğini, icra takibinde de kefalete bir itiraz ileri sürmediğini, şekil şartlarına dayalı itirazların kötü niyet taşıdığını, hakkın kötüye kullanıldığını, davalının 26.04.2013 tarihi ve öncesinde asıl borçlu şirketin ortak ve yöneticiliğini yaptığını, içtihatlara göre kefalet miktarı belirtilmemişse de sözleşme limiti belirtildiğinde kefaletin geçerli olduğunu, kefalet sözleşmesi şartlarına da uyulduğunu, imzaların davalıya aidiyetinin ... olduğunu, kredi sözleşmesinden tarih ve kefalet miktarının açık olarak anlaşılabileceğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 6098 sayılı Kanun'un 581 vd. maddeleri. 2.2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun) 67 nci maddesi. 3....
Kefaletin şartları TBK m. 583'te düzenlenmiş olup, buna göre; kefalet sözleşmesinin yazılı şekilde yapılması, kefalet sorumluluk miktarı, kefil olunan borcun geçerli bir borç olması, kefilin fiil ehliyetinin bulunması, kefaletin türü, tarihi ve limitinin kefilin el yazısı ile yazılması ve TBK m.584 uyarınca kefil evli ise kefalete ilişkin eş rızasının bulunması gerekmektedir. Bu yönden yapılan değerlendirmede; kefaletin türü, tarihi ve limitinin kefilin el yazısı ile yazılmadığının bilirkişi raporu ile tespit edilmiş olması sebebiyle kefalet sözleşmesinin yukarıda açıklanan şekil şartlarına uygun olmadığı dolayısı ile kefaletin yasal koşullarının oluşmadığı anlaşıldığından icra takibine itirazın iptali talepli davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil (Yasal Mal Rejiminden Kaynaklanan) K A R A R Dava; aile konutu niteliğinde olduğu ileri sürülen taşınmazın kayıt maliki eş tarafından diğer eşin bilgisi ve rızası alınmaması nedeniyle kefaletin hükümsüzlüğü hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine İlişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulunun 10.01.2020 tarihli ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 23.01.2020 tarihli ve 2020/1 kararı ile Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilen, 28.01.2020 tarihli ve 31022 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2020 günü yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (2.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 14/02/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın dava şartı noksanlığından usulden reddi gerekirken mahkemece dava şartı değerlendirilmeden esasa geçilmesinin hatalı olduğunu, davanın esastan reddi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, alınan kefaletin şekil şartlarını taşıdığını, kefilin el yazısı ile kefil olduğunu belirttiğini, azami miktar olan haciz tarihindeki dosya borcunun yazıldığını, eşinin rızasının alındığını, kefalet sözleşmesinin geçerli olduğunu, kefaletin geçersizliği nedeniyle iptali isteminin yargılamayı gerektirdiğinden genel mahkemede ileri sürülebileceğini, davacı yanın icra kefaletine karşı itirazlarını içerir şikayetinin süresinde olmadığını, T1'e Örnek No:4- 5 Ödeme Emri 13.03.2019'da hazırlanarak 13.03.2019'da kendisine elden tebliğ edildiğini, İİK 38 gereğince ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabi olduğunu, ilamlı icra takibine itiraz süresinin de, ilamsız gibi 7 gün olduğunu, davacı yanın bu süre geçtikten...
Tasarrufun iptali davasının görülebilmesi için aranılan ön koşullardan biri de borçlu hakkında icra takibinin kesinleşmiş olmasıdır. Borçluya karşı yapılmış ve kesinleşmiş bir icra takibinin bulunması ve takibini varlığının tasarrufun iptali davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar devam etmesi gerekir. Diğer bir deyişle davacının gerçekten bir alacağının mevcut olması ve bu alacağın tasarrufun iptali davası sonunda davacı lehine verilen karar kesinleşinceye kadar varlığını devam ettirmesi, tasarrufun iptali davasının şartlarındardır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kefaletin geçersizliğinin tespiti davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkillerinin davalı ...'in tarafı olduğu esnaf kredi sözleşmesinin kefili olduklarını, kredi sözleşmesine esas mevcut ipoteğin kredi borçlusu tarafından kaldırıldığını, bu durumdan kooperatifin ve müvekkillerinin haberi olmadığı, netice itibariyle kredi sözleşmesine kefaletin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, kredi sözleşmesine ilişkin kefaletin geçersizliğinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... , davaya cevap vermemiştir. Davalı kooperatif temsilcisi, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davacıların, davalı ......
Bu kapsamda kefaletin geçerli olup olmadığı belirlenecektir. Bu tesbit yapılmadan kefaletin geçerli olduğuna karar verildiğine yönelik davalı vekilinin istinaf sebebi yerinde bulunmuştur. Açıklanan nedenlerle, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına, istinaf kanun yolu aşamasında vefat eden davalı ...'ın mirasçıları davaya katılarak kefalet verilen eş rızası beyan tarihinin ne olduğu belirlenerek sonucuna göre karar verilmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, davalı vekilinin esasa ilişkin istinaf nedenlerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; İstanbul 11....
"İçtihat Metni" Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, satış sözleşmesinden kaynaklanan vade farkı alacağının tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir....
na kat ihtarnamesi ve ödeme emri tebliğine rağmen kefaletin sıhhatı konusunda beyanda bulunmadığını, ayrıca davaya cevap da vermediğini, müteveffa ile temlik eden banka arasında irade birliği bulunduğunu, müteveffanın kefaletin sıhhatine yönelik bir itirazı bulunmadığı halde mirasçı tarafından süresinden sonra sunulan beyanların dikkate alınmaması gerektiğini, ayrıca mirasçı tarafından kefaletin geçersizliğinin ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılması oluşturduğunu, imza incelemesinin de eksik evraklarla yaptırıldığını, müteveffaya aidiyeti belli olmayan 3 adet yazı örneği alındığını, yazı örneklerinin ise resmi değil şahsi örnekler olduğunu, eksik evraklar üzerinden yaptırılan incelemenin yetersiz olduğunu, ayrıca getirtilen evrakların 2003, 2009, 2013 yıllarına ait olduğunu, eski tarihli yazıların sonradan değişikliğine uğramasının kuvvetle muhtemel olduğunu, ayrıca müteveffanın yalnızca yazı örneklerinin getirildiğini, oysa inceleme konusu yapılan hususun rakamlardan oluştuğunu,...
Davacı vekili, Mahkemece davalı-borçlunun borcun dayanağı olan kira sözleşmesinde yer alan kefalete ilişkin olarak yapılan hukuki değerlendirmenin hatalı olduğunu, TBK m. 583 hükmünde kefaletin geçerlilik koşulları arasında, asıl sözleşmenin, kefalet sözleşmesinin ya da kefilin sorumlu olduğu sürenin mutlaka belirli olmasına ilişkin bir hükmün mevcut olmadığını, kefalet açısından geçerlilik koşulunun kefalet tarihinin yazılması olup kefaletin süreli yapılması ya da sorumluluk süresinin belirli olması olmadığını, kefalet süreli yapılmamış ise TBK m. 601 hükmü uyarınca süreli olmayan kefaletin söz konusu olacağını, dava konusu olayda da davalının kefaletinin süreli olmayan kefalet olduğunu, Mahkemece TBK m. 583 hükmündeki düzenlemenin hatalı şekilde değerlendirilerek kefaletin geçerli olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesini hatalı olduğunu, davalı borçlunun 25.12.2018 tarihli ödeme emrine itiraz dilekçesinde kefalet konusunda herhangi bir itirazı bulunmadığını, ayrıca dosyada...