WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda; Davacı mütevefa sigortalısının dava dışı üçüncü kişiye ödeme yapmasına neden olan kazanın meydana gelmesine kasıtlı hareketi sonucu meydana geldiğini ileri sürerek sigortalısının mirasçılarına rücu davası açmıştır. Somut olayda 34 XX 384 plaklı araç sürücüsü kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu olduğu kaza tespit tutanağından anlaşılmaktadır. Sürücünün kazanın meydana gelmesinde tam veya asli kusurlu olması halinin Sigorta Genel Şartlarının 4. Maddesi uyarınca "kazanın dava dışı mütevefanın kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana geldiğini" ıspata tek başına yeterli değildir. Zira ZMSS poliçesi genel şartlarının 4/a maddesinde tam kusurdan değil kasıt veya ağır kusurdan söz edilmiştir. Bilindiği üzere, ağır kusur kavramı özel hukuk kavramı olup kasıt olmamakla beraber kasta yakın bir kusurun mevcudiyetini ifade etmektedir....

sebebiyle kazanın gerçekleştiğini, bu durumda kaçınılmazlık ilkesi gereğince müvekkiline kusur atfedilemeyeceğini beyanla; davanın reddini talep etmiştir....

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Tüm davalılar aleyhine açılan maddi tazminat istemli davanın feragat nedeni ile reddine, 2-Davalı ... ... aleyhine açılan manevi tazminat istemli davanın açılmamış sayılmasına, 3-Davalı ... ... aleyhine açılan manevi tazminat istemli davanın KISMEN KABULÜ ile; kaza tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu, tarafların ekonomik ve sosyal durumu ve paranın satın alma gücü nazara alınarak takdiren 30.000-TL manevi tazminatın kaza tarihi 15/12/2012 tarihinden itibaren avans faizi ile davalı ...'den alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 2.049,30-TL harcın davalı ... ...'ten tahsili ile hazineye gelir kaydına, 5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 4.500-TL nispi vekalet ücretinin davalı ... ...'...

    GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; "çekişmeli taşınmaz başında yeniden keşif yapılarak, ziraat mühendisi bilirkişiden taşınmazın niteliğiyle ilgili görüş, kadastro fen elemanı bilirkişiden taşınmazın yeri ve yüzölçümünü gösterir rapor alınması; jeodezi ve fotoğrametri uzmanı bilirkişi marifetiyle taşınmazın tespit tarihinden geriye doğru 20–25 yıl öncesine ait hava fotoğraflarının getirtilip stereoskop aletiyle incelemesinin yaptırılması, taşınmazın niteliğinin ve kullanımına ne zaman başlandığının belirlenmesi, imar ve ihya işlemlerinin başladığı ve tamamlandığı tarih ile tarımsal amaçlı zilyetliğin başlangıç tarihlerin belirlenmesi, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gereğine" değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Mahkumiyet 1- Suça konu edilen sahte senedin dosyada bulunan suretinin incelenmesinde düzenleme tarihi ve borçlu adresinin bulunmadığının görülmesi karşısında; adli emanetin 2006/4519 sırasında kayıtlı suça konu belge aslının duruşmaya getirtilip incelenmek suretiyle, özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması, yasal unsurları yönünden incelenip resmi belge niteliğinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi, ayrıca davaya konu olayda suç tarihi, sahte olarak oluşturulan senedin mağdur ...’e verildiği tarih olduğu cihetle, mağdur ... ve senedi getiren tanık ...’dan senedin sanıktan hangi tarihte alındığı sorularak suç tarihinin ve buna göre, dava zamanaşımı süresinin belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, 2- Kabule göre de; a) Kasten işlenen bir suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak uygulanması gereken 5237...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Mahkumiyet 1- KKTC yetkili makamları tarafından verilmiş gibi görünen suça konu sürücü belgesinin, KKTC tarafından 2008 yılında verilen sürücü belgelerinin orjinalleri ile karşılaştırılarak, orjinaline uygun olup olmadığı konusunda kriminal rapor aldırılması, 2- Suç konusu sürücü belgesinin duruşmada incelenerek özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması ve aldatma niteliğinin olup olmadığının gerekçeli kararda tartışılması, Sonucuna göre tüm deliller birlikte değerlendirilerek sanıkların hukuki durumlarının belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile hükümler kurulması, 3-Kabule göre; a)İddianame içeriğine göre, sanıklar hakkında sadece sahte sürücü belgesi düzenleme suçundan dava açıldığı; ikametgah senedi, lise diploması, sağlık raporu ile ilgili açılmış dava bulunmadığı gözetilmeden, bu belgeler de hükme esas alınarak temel cezaların alt sınırdan uzaklaşılarak...

          DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL KANUN YOLU : TEMYİZ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle "Dava konusu taşınmazın kamunun yararlandığı genel yol niteliğinde olup olmadığının araştırılması, taşınmazın niteliğinin belirlenmesi bakımından komşu 160 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin kadastro tutanakları ve bulunması durumunda uygulanan kayıtların getirtilmesi ve davalı taşınmaz yönünün ne nitelikle gösterildiğinin belirlenmesi, taraf tanıkları dinlenerek zilyetlik araştırmasının yapılması” gereğine değinilmiştir....

            Davanın kısmen kabulüne ilişkin önceki hüküm Dairenin 2.4.2009 tarih, 2009/ 198 Esas ve 1554 Karar sayılı ilamı ile özet olarak “...dava konusu taşınmazın tahsisli veya kadim mera olup olmadığına ilişkin araştırma yapılması, ayrıca mahallinde komşu köylerden yerel bilirkişi ve tanıklarla yapılacak keşifde taşınmazın öncesi itibariyle niteliği, zilyetliğin sürdürülüş şekli, terk edilip edilmediği, edilmişse iradi olup olmadığı hususlarının sorulup belirlenmesi, bundan ayrı öncesi itibariyle niteliğinin ve zilyetliğin sürdürülüş şeklinin hava fotoğrafları ve topografik haritalarla tespiti, ziraatçı bilirkişiden rapor alınması; ayrıca nizalı taşınmaz bölümünün çevresinin kadim mera olduğunun belirlenmesi halinde böyle bir yerin mera olduğunun da kabulü gerekeceğinin gözönünde tutulması....” gereğine işaret edilmek suretiyle bozma sevk edilmişti. Mahkemece, bozma ilamına uyulmuş ve temyiz incelemesine konu yukarıda yazılı hüküm verilmiştir....

              Kural olarak bir trafik kazasından bahsedebilmek için kazanın kara yolunda veya 2.madde de belirtilen şekli ile kara yolu sayılan yerde meydana gelmiş olması şarttır. Ancak bu halde 2918 sayılı yasa uyarınca ilgililerin sorumluluğuna gidilinebilinir. Somut olayda taraflara arasındaki uyuşmazlık da kazanın meydana geldiği yerin kara yolu sayılıp sayılamayacağı noktasında toplanmaktadır. Dava dilekçesinde kazanın besi çiftliğinde meydana gelmiş olduğu bu yerin kara yolu ile bağlantısı olduğu belirtilmiştir. Yapılan keşif sonucu düzenlenen yerel bilirkişi raporunda da kazanın besi çiftliğinde meydana geldiği, bu yerin kara yolu ile bağlantısının bulunduğu belirtilmiş ve fakat yerin kara yolu sayılıp sayılamayacağı ile ilgili mütalaa bildirilmemiştir. Mahkememizce bu konuda Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Kurulundan rapor istenmiş olup gelen yazı cevabında olayın iş yaparken meydana geldiği, trafik kazası mahiyetinde olmadığı belirtilerek rapor tanzim edilemeyeceği bildirilmiştir....

                Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, kazanın istiap haddinin aşılması nedeniyle değil dikkatsizlik nedeniyle meydana geldiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, trafik sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, kazanın dikkatsizlik nedeniyle oluştuğu, kazada istiap haddinin aşılmasının bir etkisinin bulunmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiş ise de; alınan raporda bu hususun belirlenmesi için ceza dosyasının getirtilmesi istenildiği halde, bu sağlanarak ek rapor alınmamış, ceza dosyasındaki ifadelerle yetinilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu